Bakan Koca: 28 bin 351 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına ilişkin olarak Bugün 28 bin 351 kişinin Kovid-19 testinin pozitif çıktığını söyledi.

Bakan Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'ndeki Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu, soruları yanıtladı.

Geçen yıl aralıktan itibaren dünyayı etkisi altına alan bir salgınla mücadele edildiğini belirten Koca, dünyanın ilk defa pandemiyle karşılaşmadığını ancak bunun öncekilerden bir farkı olduğunu söyledi.

Koca, grip ve veba gibi pandemilerin bilinen hastalıklar arasında yer aldığını, etkenlerinin de bilindiğini ifade ederek, "Kovid pandemisine yol açan virüs insanlığın ilk defa karşılaştığı bir virüs. Her gün yeni bir durumla karşılaşıyor ve yaptığı hastalık tablosunu süreci, sonuçlarını mücadele ederken öğreniyoruz. Tanıdıkça mücadele stratejimiz ve tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Yeni test yöntemleri, yeni tedavi önerileri ortaya çıkabiliyor." diye konuştu.

Teşhis kriterlerinin, tedavi yöntemlerinin değiştiğini, olgunlaştığını dile getiren Koca, bunun sadece Türkiye için böyle olmadığını, dünyada da bu şekilde seyrettiğini söyledi. Bir ülkenin çok yarar gördüğünü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülkenin etkisiz ilan edebildiğini belirten Koca, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet başkanının överek kendisinin kullandığını söylediği bir ilacı uluslararası otoriteler etkisiz ilan edebiliyor. Bilinmezliklerin yanında firmaların, tanıtımların, piyasa dinamiklerinin de bu durumda rol aldığını görmezden gelemeyiz. Ülkeler sosyoekonomik düzeyleri, geçmiş tecrübeleri ve mevcut imkanları ölçüsünde virüsle mücadele ediyor. Bu yüzden tanı için uyguladıkları politikalar, bulaşmaya karşı aldıkları tedbirler, hastaların takibi, temaslı bulunması toplum içinde risk yönetimi gibi hususlarda farklı uygulamalara şahit oluyoruz. Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Daha önce uygulamaya koyduğumuz Pandemik İnfluenza Ulusal Hazırlık Planı çerçevesinde proaktif davranmaya gayret ettik."

"Yoğun bir mücadele dönemi"

Koca, Türkiye'de hastalık görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girildiğine dikkati çekerek hastanelerde elektif vakaların ertelenmesi, pandemi hastanelerinin ilanı, acil durum hastaneleri yapıp devreye alınması, pozitif vakaların izolasyonu, temaslı takibi, karantina ve sınırlandırma önlemleri, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat yasakları ve kısıtlamaları, okulların ve üniversitelerin uzaktan eğitime geçmesi, halka açık mekanların ve etkinliklerin iptali başta olmak üzere hayatın hemen her yönüne yönelik çok çeşitli tedbirlerin hayata geçirildiğini aktardı.

"Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık"

Tüm hastaları ve şüpheli vakaları Halk Sağlığı Yönetim Sistemi ile merkezi olarak takip ve kontrol ettiklerini belirten Koca, Hayat Eve Sığar Mobil uygulamasının geliştirilerek riskli bölge ve riskli kişilerin takibini yapmaya başlanıldığını, bu veri tabanını, HES kodu uygulamasıyla kurumların entegrasyonuna açarak kendi tedbirlerini almalarını sağladıklarını söyledi.

Tanı kiti, koruyucu malzeme, ilaç ve solunum cihazı temini ve üretim kapasitesinin artırılması için bütün ülke kaynaklarının seferber edildiğini vurgulayan Koca, ihtiyaç duyulan ülkelere hibe yardımında bulunduklarını ve teknolojik ürün ihraç ettiklerini söyledi.

Bir yandan dünyadaki aşı çalışmalarını yakından takip ederken klinik çalışmalara da ev sahipliği yaptıklarını belirten Koca, şöyle konuştu: "Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık. Eksik görülen altyapıları hızla tamamladık. Tespit edilen vakaların temaslılarının da bulunarak izolasyona alınmasını sağlamak üzere yaygın bir temaslı taraması filyasyon ağı oluşturduk.

Sağlık personelimizin yanında öğretmenlerimiz, din görevlilerimiz ve diğer kamu görevlilerimizle ekiplerimizi güçlendirdik. Bu konuda valilerimizin ve belediyelerimizin desteğiyle oluşturulan motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlendi. Aile hekimleri ve çağrı merkezlerimiz vasıtasıyla izolasyondaki kişilerin düzenli takibi yapıldı, yapılmaya devam ediyor."

Bakan Koca, Türkiye'nin yaygın filyasyon yapılması, vakaların hızlı tespiti, ülke genelinde standart tedavi protokollerinin uygulanması, erken tedaviye başlanması, evde izole edilen hastalara ilaç teslimi ve tüm bu hizmetlerin ücretsiz gerçekleştirilmesi yönünden dünyada fark yaratan bir ülke olduğunu dile getirdi.

"Anadolu'da hızlı bir artış yaşandı"

Tatil nedeniyle memlekete dönüşlerin olduğu, ulaşımın arttığı Kurban Bayramı sonrasında Anadolu'da hızlı bir artış yaşandığını anımsatan Koca, şöyle konuştu: "Konya, Gaziantep, Şanlıurfa, Van, Diyarbakır başta olmak üzere birçok ilimizde hızlı artışlar gözledik. Konya, Kayseri, Gaziantep, Diyarbakır, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara'da yüzde 100'e varan artışlarımız oldu.

Bölgelere bizzat giderek yerel yöneticilerimizle illeri ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tuttuk. Eksiklerimizi, hatalarımızı, ihmal ettiklerimizi en detayına kadar tespit etmeye çalıştık. Bunları giderici tedbirler için hem merkezi yönetim hem de yerel idarecilerimiz üzerine düşeni yaptı. Yerinde yaptığımız değerlendirmelerle yaz döneminin bitmesine bağlı artan seyahatlerin getirdiği ve öngördüğümüz artışların, alınan tedbirler sayesinde kısa zamanda kontrol altına alındığını gördük.

Semptomlulardan hızla numune alınması, test sonuçlarının hızlandırılması, tedaviye erken başlama, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması, etkili temaslı takibi ve izolasyon gibi bilinen tedbirlerimizin yanında hastanelerimizde yoğun bakım kapasitelerini artırdık, ilave yataklar açtık. Çağrı sistemi kurarak haneleri arayıp sorguladık, mobil doktor ekipleriyle evlere giderek hasta takibi yaptık. Mahallinde yaptığımız müdahalelerle hasta sayılarında dramatik düşüler sağlandığını, hastanelerimizin yükünün hafiflediğini gördük. Mahalli sıkıntılara verilen ulusal desteklerle sorunların üstesinden birlikte geldik. Bu tedbirlerle hayatı kısıtlamadan, sokağa çıkma kısıtlılığı gibi yasaklayıcı önlemler almadan olumlu neticeler alabildik."

"Toplam 50 milyon doz aşı için imza atıldı"

Aşıların farklı yöntemlerle geliştirildiğine dikkati çeken Koca, şöyle konuştu: "İnaktif aşılar, mRNA aşısı, protein ve vektör aşıları şeklinde aşılar var. Bu dönemde Sinovac dediğimiz inaktif aşıyla ilgili diyaloglarımız devam ediyor. Bununla ilgili bir sözleşme yapıldı. Yapılan sözleşmeyle aralık, ocak ve şubat ayında bir sorun olmazsa toplam 50 milyon doz aşı için imza atıldı. Yani sözleşme imzalandı. Aralık ayında asgari 10 milyon olmak üzere ama 20 milyonu hedefliyoruz. Ocak ayında 20 milyonda sorun yok. Şubat ayında da asgari 10 milyon olmak üzere toplam 50 milyon doz için sözleşme imzalandı.

Diğer mRNA aşısı için de aralık ayında bir milyon, devamında da yine benzer şekilde, takvimi daha netleşmedi, 25 milyona kadar aşının verilebileceği şeklinde görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya ve diğer aşılarla da irtibat halindeyiz. Çok erken dönemde güvenilirliğini ve etkinliğini bildiğimiz aşılarla hızla başlayalım istiyoruz. O nedenle şu an için sözleşmeye bağlanan 50 milyon aşı için muhtemelen 11 Aralık gibi bu aşı takvimine başlanabilir bir aksilik olmazsa."

Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması

Bakan Koca, "Hafta sonu kısıtlama kararı, şu anki şekliyle Bilim Kurulunun tavsiye kararı mıydı? Yoksa Bilim Kurulu daha sıkı tedbirler mi önerdi?" sorusu üzerine şöyle konuştu:

"Bilim Kurulu aslında hafta sonu kısıtlamasını önermemişti. Öneren birkaç arkadaşımız oldu ama genel olarak öncelikle diğer tedbirleri alıp, devamında hafta sonunu gündemimize alabiliriz şeklinde konuşmuştuk. Hafta sonu saat uygulaması ve hafta sonu uygulaması kabinede görüşülerek, tartışılarak alınmış bir karardır. Bunun sonuçlarını da önümüzdeki 1 hafta, 10 gün içerisinde görerek genişletme veya daraltma önerimizi de yapmış olacağız."
 

Bakmadan Geçme