Çağlayancerit'te bulunan 282 yıllık çınar ağaçları koruma altına alındı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye’nin farklı bölgelerinde bulunan ve yaşları 500 ile 700 arasında değişen anıt ağaçları koruma altına alıyor. Fiziksel özellikleri itibariyle kendi türleri arasında alışılmışın dışında boyutlara ulaşan anıt ağaçlarından biri olarak gösterilen ve bulunduğu bölgenin tarihi ve kültürel dokusunda da önemli yere sahip olan 282 yıllık tarihe sahip Çağlayancerit’te ki çınar ağaçları, koruma altına alındı.

Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından koruma altına alınan Çağlayancerit’teki anıt ağaç görenleri büyülüyor.

Yaklaşık 282 yıllık geçmişi olduğu düşünülen anıt ağacı, doğu çınarı olarak biliniyor.

Çağlayancerit Belediye Başkanı Sarıaltun, alanı fizibilite çalışması yaptı

Çağlayancerit Belediye Başkanı Hanifi Sarıaltun: “Güzel Helete’mizin kız Fatma denilen yerde tüm heybetiyle, ihtişamıyla güzel Helete’mizi seyreden 3 tane asırlık çınarımız. Yaklaşık 282 yıllık 3 çınarımız Helete’mizi seyretmeye devam ediyor. Kültür Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğümüzün hassasiyetiyle bunlar tespit edildi ve gerekli çalışmalar yapılmak üzere programa alındı. Bu hassasiyetinden dolayı Kültür Varlıkları Genel Müdürlüğümüze halkımız adına en derin saygılarımızı sunuyoruz. Çağlayancerit Belediyesi olarak çınarların çevresine bir mesire alanı oluşturmayı planlıyor. Halkımızın hizmetine daha konforlu bir dinlenme alanı sunacağız. Bu vesileyle bu zamana kadar bu çınarların bu şekilde korunmasında, yaşamasında katkısı olan tüm hemşerilerime de teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımızın hassasiyetleri son derece yüksektir ve bu sürede tarih yaşadıkça da bu ulu çınarlarımız yaşayacaktır.” İfadelerine yer verdi.

Bölge halkı tarafından kız Fatma olarak ta adlandırılan anıt ağacının hikâyesi bir o kadar da iç acıtıcı.

Çağlayancerit’in Helete Mahallesi’nde bulunan ve 282 yaşında olduğu tahmin edilen Anıt Ağaç’ın yürekleri burkan bir hikâye asırlardır dilden dile dolaşarak günümüze ulaşmıştır. Rivayet odur ki bu ağacın bulunduğu yerin hemen yanı başında bir mahalle varmış. Bu mahalle halkı, hemen bu anıt ağacın dibinden çıkan kaynak suyunu kullanırlarmış. Bahçelerini sular, kap ve kacaklarını yıkar, çamaşırlarını bu su ile ak pak ederlermiş. Bu mahallede annesiyle birlikte yaşayan Fatma adından yetim küçük bir kız varmış. Bir gün yetim Fatma ve annesi çamaşır yıkamak için suyun gözüne gelmişler. Su ısıtmak için ateş yakıp su kazanını üzerine koymuşlar. Fakat bir süre sonra ateş etkisini yitirince Fatma’nın annesi ateşi harlamak için çalı çırpı toplamaya gitmiş. Kızı Fatma’dan biraz uzaklaşınca dönmüş geriye bakmış, dumandan başka bir şey göremeyince önce çıkan dumanların kazanın altındaki son odunların çıkardığı dumanlar sanmış. Fakat dumanlar artınca kaygı içerisinde geri dönmüş. Ağaca yaklaştığında ağacın kovuğuna girmiş ve yanmakta olan küçük kızı Fatma’yı görmüş. Kadının yeri göğü inleten feryatlar koparmaktan başka elinden bir şey gelmemiş ve yüreğine düşen evlat acısıyla aklî dengesini yitirmiş.  Bu elim olaydan sonra insanlar bu bölgeye yanarak can veren küçük kızdan dolayı Kız Fatma adını vermişler. Bugün 282 yaşında olan ve küçük Fatma’nın yandığı bu anıt çınar ağacının kovuğundan iki fidan filizlenmiş sanki anneyle kızın nişanesi olarak günümüze kadar ulaşmıştır.