MHP İl Başkanı Doğan'dan kamuoyu açıklaması

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kahramanmaraş İl Başkanı Ertuğrul Doğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Esat Şengül'ün geçtiğimiz günlerde yayınladığı kamuyu açıklamasına karşılık basın açıklaması yayımladı. Başkan Doğan: 'Ülkemize, Yüce Türk Milletine, Partimize, Liderimize ve dava arkadaşlarımıza karşı her türlü eylem ve söylemi dikkatle takip ettiğimizi ve kutsallarımıza saldıran vatansızları asla cevapsız bırakmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.' Dedi.

İşte MHP İl Başkanı Doğan’ın o basın açıklaması: “Sayın Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile arasında geçen bir polemik sebebiyle CHP tarafından ağır hakaretlere uğraması üzerine Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli görüş ve düşüncelerini ifade etmiştir. Sayın Genel Başkanımız açıklamasında; “CHP Genel Başkanı’nın hakaret ve hıyanetlerine sosyal medyadan yayımladığı bir açıklamayla tepki gösteren değerli Ülküdaşım Alaattin Çakıcı’ya mafya bozuntusu demek, yeraltı dünyasının karanlık yüzü suçlaması getirmek müfterilik, seviyesizlik, rezilliktir. Kamuoyu nezdinde algı oluşturmaya çalışan Kılıçdaroğlu ve yanında yöresinde yuvalanan işbirlikçilere cevabım şudur: 1-Alattin Çakıcı bir Ülkücü şehidimizin oğludur. 2- Alaattin Çakıcı ülke ve millet sevdalısı bir Ülkücüdür. 3- Alaattin Çakıcı benim dava arkadaşımdır.” demiştir.

Bunun üzerine CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, CHP’li Engin Altay, Özgür Özel ve son olarak da CHP Kahramanmaraş İl Başkanı Esat Şengül’ün hezeyan dolu açıklamalarından anlaşılacağı üzere, mesele Sayın Çakıcı’nın yazdığı mektup üzerinden MHP’ye, Sayın Genel Başkanımıza ve Cumhur İttifakına saldırmaktır. Öncelikle Partimize ve Sayın Genel Başkanımıza haddi ve ahlaki seviyeleri çok aşan söylemleri en sert şekilde kınıyoruz.

Sayın Çakıcı gibi ülkesi ve milleti için canını hiçe sayan inanmış bir Ülkücü’ye “mafya” nitelendirmesi yapan CHP yönetiminin PKK ve onun siyasi uzantısı HDP ile yıllardır kol kola hareket ettiği, Türkiye ve Türk düşmanı bütün odaklarla işbirliği içerisinde olduğu hafızalarımızdan asla çıkmayacaktır. Ülkemiz, Kuzey Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Mavi Vatan’da son olarak kardeş Azerbaycan’da tüm gücüyle var olma mücadelesi verirken, Cumhur İttifakı ile 2023 Büyük Türkiye hedefine kararlılıkla yürürken ve Covid 19 salgını ve ekonomik tehditlere karşı mücadele ederken, başarıyla yürüttüğü bu mücadelelerden rahatsızlık duyan ne kadar Türkiye ve Türk düşmanı varsa onların söylemleri ile hareket eden CHP yönetimi milli bir güvenlik sorunu olarak karşımızda durmaktadır. CHP yönetimi; PKK'yı terör örgütü olarak görmeyenlerle kader ve güç birliği yapmıştır.

Meydanlarda bebek katili 'Apo'nun heykelini dikeceğim' diyen, hendek-çukur olaylarında 793 asker ve polisimizi PKK’lı teröristleri azmettirerek şehit ettiren, Kobani olaylarında HDP’nin sayfasından resmi açıklama yapan ve PKK’lıları sokaklara dökerek 53 kişinin ölümünden sorumlu olan terörist Demirtaş’ın serbest kalması için seferber olmuştur. PKK'lı terörist Sakine Cansız'a sahip çıkan, arkasından ona ağıt yakan ve DHKP-C başta olmak üzere bütün aşırı sol terör örgütleriyle, terör odaklarıyla iç içe olan CHP İstanbul İl Başkanı'na sahip çıkmış ve onu desteklemiştir. PKK'nın Suriye kolu olan PYD ve YPG'yi halk kahramanı yerel güçler olarak görmüş ve Zeytin Dalı Operasyonu'nda 'Afrin'in merkezine girilmesin' diyerek, PYD ve PKK'lı teröristlere sahip çıkmıştır. Ülkeye düşman olan bütün yapılara karşı yürütülen mücadelelerde destan yazan İHA'ları, SİHA'ların Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde masum halkı bombaladığı yönünde iftiraları atmıştır. Terörist cenazelerine katılıp, tabutlarına omuz vermiştir. Şehit savcımız Yavuz Selim Kiraz'ın katillerine, DHKP-C'li teröristlere sahip çıkmış veya sahip çıkanları himaye etmiştir. Türk devletini, hendek operasyonlarında savaş suçu işlemekle suçlayan, PKK'yı terör örgütü olarak kabul etmeyen Tabipler Birliği üst yönetimine sahip çıkmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişiminin "kontrollü darbe" olduğunu ifade eden CHP Yönetimi, her söyleminde FETÖ'ye sıcak mesajlar vermiş, 15 Temmuz sonrasında Adana mitinginde FETÖ'cü sözde gazeteci ve yazarların isimleri Kılıçdaroğlu tarafından anons edilerek sahip çıkılmıştır.

CHP Yönetimi; 10 Kasım'da, Anıtkabir'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önünde saygı ile eğilip arkasından terörist Seyit Rıza'nın heykelinin önünde Tunceli'de saygı duruşunda bulunmuştur. Yine bebek katilinin posterleriyle, Atatürk posterlerinin yan yana geldiği mitinglerde, kol kola ve omuz omuza teröristler ve terör sevicilerle beraber olmuştur. Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan çıkarılmaya çalışıldığı Karabağ harekatında daha ilk saatlerinde Türkiye'den askeri yardım gittiğini kaygıyla izlediğini ifade etmiştir. Bu ve buna birçok rezilliğe, seviyesizliğe ne yazık ki bugünkü CHP yönetimi sırasıyla teker teker imza atmıştır.

Kürt çocuklarını dağlara götürüp tecavüz eden, eroin üretimi, tüketimi ve ticareti yapan, ABD’nin ürettiği ve parasını Suudi Arabistan’dan aldığı silahlarla eylemler yapan terör örgütü PKK’ya, uzantıları YPG ve PYD’ye her fırsatta sahip çıkan CHP yönetimi seviyesizlik ve rezilliklerini görmek için önce aynada kendilerine bakmalıdırlar. CHP’de terörist Demirtaş ve bölücülerin Kızıl Soros’çusu Osman Kavala serbest bırakılmasın diyen tek bir yönetici var mıdır? Kaldı ki; gerçekleşen ABD seçimlerinden medet umarak, Joe Biden’dan destek bekleyen CHP yönetimi ve zillet ittifakından Türkiye’nin bekasını yakından ilgilendiren konularda Milli bir duruş beklemenin de hayalci bir yaklaşım olduğunun farkındayız.

Cumhuriyetimizin kurucu değerlerini ve anayasamızın değiştirilemez maddelerini tamamen yok edecek derecede terör ve terör örgütünün gündemine teslim olan anayasa görüşmeleri sürecine dahil olduğunun ortaya çıktığı bir dönemde, CHP'nin bugün MHP'ye ve “Önce Ülkem ve Milletim, Sonra Partim ve Ben” diyen, sabahlara kadar ülkesini düşünen Genel Başkanımıza karşı ortaya koyduğu ifadeler asla kabul edilemezdir. Soruyoruz, Anayasanın 2. ve 3. Maddelerinin değişmesi gerektiğini savunan genel başkanlarına CHP içinden itiraz erden bir yönetici çıkmış mıdır? Milliyetçi Hareket Partisi her zaman olduğu gibi Türk milletinin, Türk devletinin, hukukun ve demokrasinin yanında yer almaya devam edecektir. CHP yönetiminin hezeyanlarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı ihanetini Yüce Türk Milletinin takdirlerine havale ediyoruz.

Bilinmelidir ki; Bilge Liderimiz Devlet Bahçeli kırmızıçizgimizdir ve yine bilinmelidir ki Ülkücü Ülkücü’nün öz kardeşidir. Ülkemize, Yüce Türk Milletine, Partimize, Liderimize ve dava arkadaşlarımıza karşı her türlü eylem ve söylemi dikkatle takip ettiğimizi ve kutsallarımıza saldıran vatansızları asla cevapsız bırakmayacağımızı kamuoyunun bilgisine sunarız.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” ifadelerine yer verdi.
 

Bakmadan Geçme