Ender Küçük

Maraş Olayları

Ender Küçük

Yazıma başlamadan önce yetmişli yılların bir fotoğrafını çekmek isterim. Türkiye-  ABD ilişkilerine göz attığımız takdirde Maraş olaylarının da sebebini biraz olsun anlamış oluruz.

1 Temmuz 1974 tarihindeki Resmî Gazete'de Türkiye’nin haşhaş ekimini durdurmadığı için Amerika'nın ambargo koyduğu açıklanmıştır. Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra dönemin ABD hükümeti ambargoya Kıbrıs Harekâtı’nı da eklemiş, Türkiye'den Kuzey Kıbrıs'taki askerleri geri çekmesini talep etmiştir. Türkiye ise bu haksız kararı tanımayarak Kıbrıs Harekâtı’na devam etmiştir. Silah ambargosu 1978 yılında ABD Kongresi'nin kararıyla kaldırıldı. Ambargonun kaldırılmasına rağmen ancak 1980 Türkiye'ye yapılan silah yardımı 1974 öncesindeki düzeye ulaşabildi. Yani silahlar ancak askeri yönetim başa geçince verilebildi. Çünkü o dönem darbeyi yapanlar Amerika’nın tabiriyle  “BİZİM ÇOCUKLARDI”

Bu silah ambargosu nedeniyle Türkiye'de ABD'den alınan silah ihtiyacı gözden geçirildi ve Türk Savunma Sanayi'nin kurulmasına karar verildi. Aselsan ve Roketsan gibi önemli Türk Savunma Sanayi firması darbe dönemi öncesinde kuruldu. Sen misin Milli Savunmayı güçlendiren Türkiye?

Şimdide öyle değil mi?

Fransa’nın, Almanya’nın ve içimizdeki yerli işbirlikçilerin bağırıp figan etmelerinin altında sizce ne yatıyor olabilir?

Sanırım 1978 yılında Yunanistan’ın Nato’ya alınması için yapılan toplantıda Türkiye’nin RED oyu vermesi Maraş olaylarının sebebi olmuş olabilir mi?

Kahramanmaraş yetmişli yıllarda Alevi’siyle Sünni’siyle kardeşçe yaşayan bir şehirdi.

Nüfus olarak, sosyoekonomik olarak, tarım arazilerinin de verimliliği göz önüne alındığında aşağılık kapitalistler için üzerinde ameliyat yapılacak bir ilimizdi.

Ve bunu fırsat bilen insanlar hem Sünni hem de Alevi’nin içine yerli işbirlikçi sokmakta zorlanmadılar.

Geçen yıl ölen Gabris ALTINYAN alevi kardeşlerimizin arasına sızarak, yapmış olduğu bütün kritik ve kışkırtıcı eylemleri Alevilere yükledi.

Aynı durum Sünni grubun içinde de vardı.

O dönem Adana Amerika Konsolosluğu’nda görevli, şehre gelen yetkililerin Maraş olayları yaşanmadan bir ay önce bir depoda toplantı yaptıkları doğru mudur?

Yine aynı dönemde Gazi Ortaokulunda görevli, o dönem darbeyi planlayan üst rütbeli bir generalin kızı, darbe olmadan 10 gün önce rapor alarak memleketine gitmesi tesadüf müdür?

Şimdi hem Alevi hem Sünni kardeşlerime soruyorum.

Kim kazandı, kim kaybetti?

Amerika kazandı, bizler kaybettik.

Bir de şu hususun altını çizmek istiyorum.

Gabris Altınyan bölücü bir Ermeniydi. Peki, siz sadece Alevilerin içine sızmış Ermenilerin mi olduğunu düşünüyorsunuz?

Ben sizin adınıza cevap vereyim, kesinlikle hayır.

100 yıl önceki zihniyet asla kaybolmadı ve kaybolmayacak. Dün Maraş olaylarında vardılar,  serbest ekonominin içinde vardılar, Asala’nın içinde vardılar, PKK’nın içinde var olacaklar. Dini cemaatlerin içinde bile oldular.

Uyanık olmak gerekiyor.

2023’e varana kadar yine rahat durmayacaklar. Yine akıllarına Amerikan kolejinde oynadıkları tenisler, kabarcık üzümünden yapılan şaraplar akıllarına gelecek. Kendi elleriyle söktükleri kiliseler hafızalarından asla silinmeyecek.

Gelelim Hrant DİNK cinayetine…

Evet, Hrant DİNK cinayeti çok kapsamlı olduğu için onu bir başka köşemde ele almak isterim.

Son olarak diyorum ki:

“Bu ülkeyi bölemeyeceksiniz!”

Aklınızın bir köşesinde bulunsun.

Allah vatanını sevenleri korusun.
 

Yazarın Diğer Yazıları