Değerli okurlarımız, size bu yazımda Elazığ’da meydana gelen 6.8 şiddetindeki depremin akabindeki ziyaretim ile ilgili gözlemlerimi aktarmak istiyorum.
Yazıma A’raf süresi 155. Ayeti ile başlamak istiyorum. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Onları müthiş deprem yakalayınca, Musa dedi ki : ‘’Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helak ederdin içimizden birtakım beyinsizlerin işlediği günah yüzünden helak edecek misin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini sapıtırsın, bizi bağışla ve bize acı. Sen bağışlayanların en iyisisin.”
Elazığ’ın kışla camiinde öyle namazı sonrası depremde hayatını kaybeden 5 kişinin cenaze namazı kılınacaktı. Cami avlusuna sığmayan kalabalık, bulundukları yerlerde saf tutmuşlardı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM eski Başkanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ve Hak İş Kahramanmaraş İl Başkanı Ömer Çınar’da cenaze namazına katılan isimlerdendi. Cenaze namazını kıldırmaya hazırlanan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yazıya başladığım ayeti okudu önce sonra devam etti sözlerine; “Bundan sonra bize düşen onlara dua etmek. Her olaydan ders çıkarıp, tedbirlerimizi almalıyız. Takdir Allah'ındır, kula tedbir düşer. Takdire boyun eğeceğiz, sabır göstereceğiz. Sabır olmazsa yaşamamız mümkün değil” sözleri yankılandı cami avlusunda.
“Takdir Allah'ındır, kula tedbir düşer. Takdire boyun eğeceğiz, sabır göstereceğiz.” Asıl olanda bu değil miydi zaten? Unutmamalıyız ki her toplum imtihandan geçer. Takdirin Allah’tan olduğuna inandığımız sürece, sabır gösterdiğimiz sürece, insan olduğumuzu unutmadığımız sürece Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir zorluk olamaz.
Türkiye her zor şartta bir olmayı başarmış bir ülke. Bunun en iyi örneğini geçmişte gördüğümüz gibi Elazığ’da da görmek mümkün. Ülkenin farklı noktalarından akın akın yardım tırları İl’e gönderilirken aynı zamanda hiç birbirini tanımayan yüzlerce insan bir can daha kurtarmanın telaşını yaşıyor. Askerinden polisine, itfaiyecisinden AFAD personeline, UMKE ve Sağlık görevlilerine kadar adını sayamadığımız yüzlerce kahraman soğuk dinlemeden, gece gündüz demeden, gerek elleri ile gerekse ekipmanları ile yıkılan binaların altında kalan vatandaşları kurtarmak için canla başla çalışıyorlar. Bu kahramanların çalışmaları sonucu 45 kişi yıkılan binaların altından sağ olarak kurtarıldı. Üzücü olan kısmı ise 41 kişiyi toprağa verdik. Kimi annesiz, kimi babasız kaldı. Kimi çocuğunu kaybetmenin acısını yaşadı, kimi ise torununu, gelinini, oğlunu, kızını kaybetmenin acısını yaşadı. Ama hiç biri bu acıyı yalnız yaşamadı. Tüm Türkiye tek yürek oldu. Elazığ ve Malatya’da hayatını kaybeden vatandaşların aileleri ile aynı acıyı paylaştı.
“Takdir Allah'ındır, kula tedbir düşer!” sözü ile yazımı bitirmek istiyorum. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın. Birlikteliğimiz daim olsun. Başın sağ olsun Elazığ, başın sağolun Malatya, başın sağolsun Türkiye’m.
