Koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de tüm hızıyla sürüyor. Türkiye Cumhuriyeti insan sağlığını ön planda tutarak bir çok çalışmaya imza atmış ve başarılı da olmuştur. Öncelikle bu konuda takdiri hak eden bir isme hakkını teslim etmek istiyorum. Tabi ki bu isim sağlık ordusunun başı Sağlık Bakanı Sayın Prof. Dr. Fahrettin Koca. Virüsün ülkeye girmemesi için büyük mücadeleler veren Sayın Koca, virüsle mücadelede de ciddi tedbirler alınmasında etkili rol oynadı. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, virüsle mücadelede bilimi ön planda tutarak aslında büyük bir başarı sağladı.
Tabi ülkemizde ekonomik anlamda da ciddi tedbirler alındı. Hem iş insanlarına sağlanan kolaylıklar hem de 2 milyon yurttaşımıza sağlanan imkanlar gerçekten takdire şayandır. Burada Vefa Destek Grubunuda unutmamak gerekiyor. Vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi için gereçkten çok güzel çalışmalara imza attı. İl Umumi Hıfzıssıhha Meclisinide unutmamak gerekiyor. Kahramanmaraş Valimiz Sayın Vahdettin Özkan başkanlığında toplanarak toplum sağlığını korumak için hızlı kararlar aldılar ve uygulamaya koydular. Bu bana göre virüsün yayılmasını ciddi anlamda engelli. Tıpkı sağlık çalışanlarımız, kolluk kuvvetlerimiz, gazeteci meslektaşlarım, eczacılarımız ve adını sayamadığım kahramanlarımız gibi alkışı hak ediyorlar.
Buraya kadar gerçekten her şey çok güzel. Virüsle mücadele anlamında gerçekten alkışlanacak davranışlarda bulunduk. Tabi, sokağa çıkma yasağı ilan edildikten sonraki 3 saati saymazsak. Neden ‘yok oluyoruz’ başlığını attığıma gelince. Ülkemiz Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Milli Dayanışma Kampanyası başlatarak virüsle mücadelede topyekün seferberlik ilan etmiş ve bu kampaya başarı ile yürütüldü. Kepenk kapatan esnaflarımıza kredi erteleme, kredi çekme gibi bir çok kolaylık sağlandı. Bakıma muhtaç bir çok aileye maddi manevi hertürlü destek sağlandı. Emeklilerimize maaş ikramiyeleri bile öne çekilerek destekler verildi. İşçi kardeşlerimizin işten çıkarılmamaları için birçok imkan seferber edildi. Kamu kurumlarımız gıda paketleri dağıtarak vatandaşlarımızın mağduriyetleri giderildi. Hatta pazarcı esanfımız bile unutlmadı. Hepsi için teşekkür ediyorum. Hem kendi adıma hemde meslekteşlarım adına.
Ama unutulan biz gazetecilerin halini soran iki isim var şuana kadar. O isim ise AK Parti Kahramanmaraş İl Başkan Yardımcımız Sayın Hakan Dereli. Türkoğlu Belediye Başkanımız Sayın Osman Okumuş ise dezenfektan pakati ile bizleri unutmadığını gösterdi bu zorlu süreçte. Kendilerine teşekkürü bir borç biliyorum.
Bu zorlu süreçte yerel basın diye tabir edilen, her şartta ve koşulda kamuoyunu doğru bilgilendirmeye çalışan basın emekçilerini unutulanlara seslenmek istiyorum. Bir konuşmasında, Biz Anadolu Basınını Kurtuluş Savaşından biliriz ifadelerini kullanan Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yerel basının gücü, demokrasinin gücünü gösterir. Anadolu basınını koruyacak, kollayacak yöntemlerin geliştirilmesini faydalı görüyorum." Diyerek yerel basının önemine dikkat çekmişti. Hatta yerel basını bir mektep olarak gördüğünü ifade ederek yerel basına sahip çıkılması gerektiğini işaret etmişti. Gel gelelim şimdiye. Bu söylemlerin üzerinden tam 3 yıl geçti. Sadece seçim dönemlerinde basının gücünü kullanan daha sonra hiçe sayan siyasilerimizi de STK’larımızı da basını sadece reklam objesi gibi görenleri de tarih illaki unutmayacak. Kendinizi bizim yerimize koyarmısınız bilmiyorum ama ben size kısa bir örnek vermek istiyorum. Gazeteci meslektaşlarımızın öyle sabit bir maaşı yok. Düşünün bir öğretmene (lafım meclisten dışarı) iki ay maaş ödemezseniz öğretmen eğitim vermeyi bırakır. Bir doktor iki ay maaş almasa görevi bırakır. Çünkü bu insanlarında geçimini sağlamak için maddi kaynaklara ihtiyacı var. Tıpkı sizlerin olduğu gibi biz gazetecilerinde maddi kaynaklara ihtiyacı var. Çünkü bizlerde ev geçindiriyoruz. Bizlerde çocuklarımızı okutuyoruz. Bizlerde elektrik, su, doğalgaz faturaları ödüyoruz.
Koronavirüs ile alınan kararlar arasında yerel basın emekçilerinin unutulması gerçekten bizleri yok edecek gibi. Şahsım adına ben siyasi büyüklerimizin yanında STK temsilcilerimizi, iş insanlarımızı yerel basına sahip çıkmaya davet ediyorum. AK Parti genel Başkan Yardımcımız Sayın Mahir Ünal beyin yoğunluğunu biliyoruz ama 7 milletvekilimizi, Siyasi Parti İl, İlçe Başkanlarımızı, İl ve İlçe Belediye Başkanlarımızı, İş insalarımızın bağlı olduğu kuruluşları yerel basın emekçilerine destek olmaya davet ediyorum.
Bu zorlu süreç elbet bitecek ama bitene kadar yerel basını bitirmesin.
Son olarak belirtmemde fayda var “Evde Kal Kahramanmaraş.”
Saygılarımla...
