İlker Yiyen

Hazıra Alışan Üretemez!

İlker Yiyen

Türk Futbolunun nereye gittiği belli…

Bence En büyük nedeni ise Alt yapı kısırlığı…

Çünkü biz geleceğimizin yüzde yüzü olan çocuklarımızı bir hiçmiş gibi kenara atıyoruz, değer vermiyoruz.

Hazır futbolculara yöneliyoruz, futbolcu yetiştirmek çok mu zor?

Evet günümüz Türkiye’sinde çok zor.

Bizim sistemsizlikler içerisinde kaybolup giden alt yapılarımız var.

Peki, bunu ne zaman farkına varılacak? Belki de hiçbir zaman…

Birer birer hayallerini kurdukları meslekten nefret edecekler.

Sonra mı? Hepsi de teker teker bal yapmayan arılara dönecekler.

Arılar Bal yapar ama tarifini yapamaz diye birçok kez yazdım.

Şimdi de deklare ediyorum. 

Evet baştaki yöneticilerimizin belirlediği bir sistem var, fakat gözden kaçırdığımız şey sistemin her değişim sonrasında tekrardan yeni gelen yöneticinin kendi sistemini kurmaya çalışması mı desek, yoksa kişisel çıkarları doğrultusunda yönlendirmesi mi desek?

Evet bence bu ikincisi daha doğru oldu galiba…

Kahramanmaraş spor camiasının da yaşadığı sıkıntının ana temeli de bu…

Birçok takım alt kategorisini bile oluşturamıyor.

Hatta çıkacağım deyip taahhüt edip sonra sporcu sayısını tamamlamadığı için bir dilekçe ile çekildiğini beyan ediyor.

Sistemleri kendilerine göre doğru, Peki geleceğe yönelik?

Çocuklarımıza zarar veren tek şey de bu değil mi?

Çok zor değil, baktığımızda alt yapılara önem veren, belirli bir sistem üzerinde ilerleyen, kulüplerin bir elin beş parmağını geçmeyecek kadar az olduğunu görebiliyoruz.

Herzaman buna İzmir’in ilçelerinden Buca ve Altınordu’yu örnek verebiliriz.

Peki tek başına alt yapılara önem vererek, yerli futbolcuları yetiştirmesi ne kadar verimli olabiliyor. Diğer kulüplerimizin de alt yapıya destek vererek, kendi sporcularını kendilerinin yetiştirmesi konusunda Buca ve Altınordu’nun izlediği yönetim anlayışının desteklenmesine yardımcı olacaktır. Açıkcası alt yapımız sağlamlaşmadan üzerine kat çıkmanın bize ne kadar külfetli olduğunu göremeyecek kadar kör bir sistemimiz var.

Örneğin 2. Amatörde bir takımın sadece tek kategoriye çıkması ve maddi külfeti…

Kaldı ki neden milyon dolarlar verip, transferler yapıyoruz da kendi sporcularımızı kendimiz yetiştirmiyoruz.

Çünkü sabredemiyoruz ve doğru hesaplar yapmıyoruz.

Ve dahası alt yapılarımızın bize çok külfetli olacağını düşünüyoruz değil mi?

İşte bu en büyük hatamız.

Şimdi bu noktada sadece yazma değil, Alt yapıya yönelik çalışmalar yapacağım.

Sadece yazmayacağım Teşvik yapacağım.

Yönetim kurulu olduğum 4-5 kulüpte Alt yapıya yönelme adına projeler çıkaracağım.

İlkini Maraşgücü ile başlıyoruz.

Neden mi Maraşgücü…

Buna en uygun kulüplerden birisi..

Hem sinerjisi, hem başarısı hemde futboldaki kalitesi ile…

Futbol okulu projesini hayata geçiriyoruz.

Çocukluk Arkadaşım, Can yoldaşım Mustafa Dağlı ile yola şimdiden çıktık.

 İnşallah Kazamız mübarek olur.

Türkiye Futbol Sistemi milyon dolarlık futbolcu istiyor mu? Bunu tabi ki de istiyor.

Ama kimse kusura bakmasın 3 kuruşa 5 köfte çok zor, belki de imkansız.

Acaba yöneticilerimizin sistemsizliği alt yapı hocalarını da etkilemiyor mu?

Bir kimsenin veya çalışanın yeterliliğini üst düzey de sergileyebilmesinin en temel sebebi yeterli doyuma ulaştığında gerçekleşir.

Evet,bir antrenör işini severekte en iyisini yapabilir, ama nereye kadar ?

Globalleşen dünya çevresinde yok olduğunu anlayana kadar performansını en üst düzeyde sergileyebilir ve belli bir zaman sonra kendisi de yok olur.

Şimdi bu çocukların geleceğiyle antrenörler mi oynuyor, yoksa yöneticiler mi?

Kararını sizlerin vicdanına bırakıyorum.

Herkes verdiği desteğin karşılığını bekler, ama vermediğiniz bir desteğin karşılığını beklemek ne kadar etik olur?

Bakın sorun kulüplerimizde değil, sorun en baştadır.

Kulüplerimize ne kadar destek veriliyor?

Bir gün futbolcu olmak hayaliyle çıktıkları bu yolda futbolu herkes için spor çatısı altında oynadıklarının farkına çok ama çok geç varacaklar.

Bu çocukların geleceğiyle sistemin belirsizliği oynuyor.

Sürekli başka ülkelerin izlediği sistemleri örnek verip, ona göre spor politikaları oluşturmaya çalışmamız bizi farkında olmadan hep geriye götürecektir.

Deneme yanılma yöntemiyle bir sistemin oluşturulmaya çalışması, bize çok külfetli olacaktır.

Kaldı ki bu çocukların deneme tahtası olmaya hiç ama hiç hakkı yok! Benim tavsiyem yöneticiler her ne kadar değişirse değişsin, sabit bir sistem zorunlu koşularak kendi sistemlerini kurmalarına izin verilmemesi , geleceğimizin yüzde yüzü olan çocuklarımız için daha verimli olacaktır. Ve yapılan desteklerin profesyonelden amatör spor kulüplerine kadar adaletli bir şekilde aktarılması, geleceğimize önemli bir yatırım yapmamızı sağlayacaktır.

Artık örnek alınan bir ülke hatta il olmak için çalışmalarımızı bu şekilde yönlendirmek bize artı katacaktır.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları