İlker Yiyen

İşimiz Gücümüz Şakşakçılık!

İlker Yiyen

Bu hafta sizlerle belki de spor camialarında “Bilinen ama hiç konuşulmamış” bir konuyu yazımızda dillendireceğim…

Camialarda “Kim kimi ne amaçla ve nasıl kullanıyor?” sorusunun açılımını yapacağız.

Merak etmeyin bizim açılımımızda “Bir yanı her yol mubah şeklinde illegali meşrulaştırırken, diğer tarafı yerin dibine gömmek, geçmişi yok saymak” olmayacak, tabii anlayana...

Hemen hemen her alanda bu hastalığı görebilirsiniz.

Siyasetten spora kadar bütün alanlara bulaşmış bir mikrop!

Bu ‘Mikrop’un tedavisi yok!

Ama bazılarına iyi gelebiliyor.

Dedik ya bu mikrop her alanda mevcut.

Bir bakmışsın bir milletvekilin yanında!

Bir bakmışsınız bir bürokratın yanında!

Bir bakmışsınız bir işadamının yanında!

O ne; Bir bakmışsınız bir spor kulübünde!

Bir etkinlik var onlar oradalar!

Yaptıkları bir iş de yok ha!

İşleri güçleri bir işe yaramayanları ön plana çıkartmak!

Konumuz spor olduğu için bu mezrada yol alalım.

Konuyu açarsak;

Futbol camialarında zaman zaman ve özellikle skorsal anlamda kötü gidişatlar sonucu, hedef saptırmak adına “Kişiler, kurumlar ve basın aracılığıyla doğru yâda yanlış iddialar ortaya atılır.”

Genelde bu iddiaların “Muhatapları bilinir ama açık açık kim yâda kimler dillendirilemez.”

Asıl dikkat çekense “İddiayı ortaya atan, birilerine fısıldayan, birileri duysun isteyen” nedense hiç bilinmez.

Gelelim “Kimin kimi, nasıl ve ne şekilde kullandığına!”

X başkan yönetiminden sevmediği yöneticisinin “İstifa etmesini sağlamak” amaçlı, kendine yandaş, yakın gördüğü basın mensubuna yâda kişilere yöneticisinin “Özel yâda iş hayatıyla ilgili” duyulmasını istediği ipucular verir.

Y yönetici “Gündeme daha çok gelebilmek” adına, basına tabiri caizse “Atlatma yâda el altından” kendinin de içinde bulunduğu istediği haberi uçurur.

Z basın mensubu “Reklam alamadığı, röportaj yapamadığı, kendine yakın bulmadığı” hoca, başkan, yönetici veya futbolcu hakkında en ufak açığını ararken, iyi olduğuyla da “Yanlışlarını bir kalemde” görmezden gelebilir.

R köşe yazarı kendisine takımdan, yönetimden, alt yapıdan ve hocalardan “Bilgi uçuran kişiden bilgi aldığı sürece” onun yanlışlarını görmez, bilgi uçuranda kendine rahatsızlık veren, konumu gereği

söyleyemediklerini “Yazar sayesinde” dile getirmiş olur.

M hoca diğer hocalarla anlaşmazlıklarını, “Kendi açıklarını kişiliğine, yaşam felsefesine ters gelse de

birilerine yakın durarak kapatıp, diğer işini yapan hocaların ocağına incir ağacı dikmeye” çalışır.

Yukarıda verdiğimiz örnekleri artırmak mümkün, mümkün ama “Yazımızın mesajını anlayanlar için bu kadarı yeterli sanırım?”

Tabii spor camialarında “Doğru bildiğinden şaşmayan, eğri insanlardan uzak duran, bu gibi haysiyet ve onur yoksunlarına prim vermeyen akil spor adamları, başkanlar, yöneticiler, basın mensupları ve köşe yazarlarının azda olsa camialarda bulunduğu” gerçeğini de unutmamak lazım.

İster profesyonel ister amatör seviyede olsun kulüpleri taraftarların gözbebeği günümüzde.

Sevdaları bir, sevinçleri bir, hüzünleri bir taraftarların.

Ama bir de zarar vermeseler, bir de zor durumda bırakmasalar kulüplerini çok daha güzel olacak her şey.

Maalesef zamanında medya önünde iyi pozlar vermişlerdi!

Tabi halende devam ediyor da…

Nerede bir toplantı var, onlar oradalar.

Beyler hasta komaya giriyor siz hala neyin peşindesiniz?

İşte bu şakşakçılar yine ortaya çıktı.

Demek o ki…

Yaptığınız iş yanlış!

Aynı yanlışlara yine ısrar etmek ne kadar doğrudur?

Bakalım, ne kadar şakşakçılığa devam…

Mikrop’un tedavisi yok bizde de alerji yapıyor ama neyse…

Her alanda mevcut biz uzak durmaya devam edelim.

Kalın Sağlıcakla…

Yazarın Diğer Yazıları