Mehmet Gül

Asımın nesli!

Mehmet Gül

İçinde bulunduğumuz bu hafta da Çanakkale zaferinin 104. yıl dönümü; Katıldığım bir etkinlikte 8 yaşında gözleri ışık saçan bir kız çocuğu Mehmet Akif’in Çanakkale şiirini okuyordu: Asım’ın nesli... Diyordum ya... Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek." dediğinde benimle birlikte 1500 kişilik salon buz kesti. Belki sekiz yaşındaydı ama yüreğindeki coşku ve asalet adeta onu devleştirmişti, minicik bir Türk kızı sanki dünyaya Türkün onurunu şerefini haykırıyordu.

 

Bu millet 5000 yıllık tarihinde yeri geldi yokluğu sefaleti kıtlığı kabul etti ama Zilleti, esareti, asla kabul etmedi. Bunu Çanakkale savaşlarında bir kere daha tüm dünyaya gösterdi. Bu savaş Her ne kadar emperyalistlere karşı 20. Yüzyılın en büyük zaferi olsa da bir ülkenin yarınlarıyla birlikte umutlarını da alıp götürdü. ’Atatürk savaştan sonra biz Çanakkale’ye bir Darülfünun (İstanbul Üniversitesi) gömdük’ diyerek savaşın vahametini adeta ortaya koydu. Gene o yıllarda Anadolu’nun pek çok yerinde zaten sınırlı sayıda olan birçok lise iki yıl boyunca hiç mezun veremedi. Ülkenin geleceği umudu olan bir nesil söz konusu vatanın bekası Din-i İslam’ın selameti olunca kendini feda etmekten biran olsun geri durmadı. Balkanlarda kocalarını yemende kardeşlerini kaybeden analar daha on beş yaşında olan çocuklarını vatanına kurban olsun diye biran olsun tereddüt etmeden geri dönmeyeceklerini bile bile kınalar yakarak şehadete yollamış, arkalarından da; Vatanı düşmanın çizmelerine çiğnetirsen analık hakkımı helal etmem diye de tembihlemişti.

 

İşte biz bugün okullarımızda, evlerimizde ilimden fenden önce çocuklarımıza önce Çanakkale’yi, sonrada Çanakkale’yi Çanakkale yapan o isimsiz Kahramanları öğretmeliyiz. Tamamı şehit olan 57. Alayı, Sağ kolunu kaybedince sol kolum la iş görürüm diyen Mehmet Çavuşu, 40 kişiyle savaşın seyrini değiştiren Yahya Çavuşu, 250 kiloluk mermi ile koca bir zırhlıyı batıran Seyit onbaşıyı, adlarına hey on beşli diye ağıtlar yakılan 15 yaşında çocukları ve adını binlerce sayfaya sığdıramayacağımız tüm o yüce gönüllü vatan evlatlarını anlatmalıyız. Anlatmalıyız ki bu vatanın umudu olan çocuklarımız atalarını tanısın, düşmanlarını bilsin bu vatanın kendilerine nasıl miras kaldığını anlasınlar. Vatanlarına bayraklarına sıkı sıkıya sarılsınlar. Bu mukaddes Vatan topraklarına kanları canları pahasına sahip çıksınlar. Sözlerimi üstat Mehmet Akif’in sanki günümüz gençliğini görmüşte onlara ita fen yazmış hissi uyandıran dizeleriyle son vermek istiyorum;

 

Sahipsiz olan memleketin Batması Haktır;

 Sen Sahip olursan bu Vatan batmayacaktır;

Vatanına milletine bayrağına sahip çıkan bir nesil temennisi ile…

Yazarın Diğer Yazıları