Mehmet Gül

Milli Ekonomi ve Mc Kinsey!

Mehmet Gül

Son günlerde birtakım siyasetçi ve sözde ulusalcı medya organlarının ağzında bir lakırdıdır almış gidiyor. Neymiş Damat Ekonomiyi Emperyalistlere peşkeş çekmiş, Milli Ekonomi politikası bitmiş ekonomimizin tüm kontrolü yabancı bir şirkete geçmiş… miş’de miş, mış’da mış.

Birde Eski Merkez bankası başkanı Durmuş Yılmaz’ın öyle bir açıklaması var ki… Akılla ve izanla açıklanabilir hiçbir yanı yok. Neymiş efendim: Mc Kinsey yerine tekrar İMF ile anlaşılmalıymış İMF şeffafmış ülkelerin ekonomik politikalarını düze çıkarmalarında çok başarılı olmuş, hatta Yunanistan bile İMF desteği ile düze çıkmış. Bu cümlelere söylenecek çok söz var da, dilimiz varsa söylemeye, ahlakımız bizi susturuyor.

Yaşı 30 ve üzeri olan herkes IMF’nin Türkiye’ye yaptıklarını ve 10-20 milyar TL gibi rakamlar için Türkiye’ye inanılmaz şartlar sunup itibarını yerle bir ettiği günleri hatırlıyordur. Hükümet karşıtı zümrenin yeni bir şeymiş gibi halka lanse etmeye çalıştığı Mc Kinsey 1995 yılından beri Türkiye’de resmi olarak faaliyet gösteren ve 2001 krizinde bankaların kamuya devrinde devlete danışman olarak hizmet veren bir kuruluştur. Türkiye’nin bu şirketten aldığı ekonomik danışmanlık faaliyeti ilk değildir. Berat Albayrak verdiği bir demeçte Mc Kinsey’in Yeni Ekonomik Program doğrultusunda kurulan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için sadece danışmanlık yapacağını, Hiçbir icra fonksiyonu ve yetkisinin ’de olmayacağını açıkça ifade etmiştir. Bu anlaşmanın nedeni yabancı yatırımcıya ve uluslararası ekonomi piyasasına ekonominin denetlenebilir ve müdahaleden uzak olduğunu göstermektir.

Öyleyse bu karalama kampanyasının arkasındaki gerçek nedir;

Doların ateşinin düşmeye başladığı şu günlerde uluslararası arenada Türkiye’nin ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın itibarının yükselmesinden rahatsız olan bir takım kişi ve kuruluşlar yerel seçimlerin yaklaştığı bu günlerde milli politikalar terk ediliyor ve ABD İle işbirliği yapılıyor safsataları ile Hükümeti yıpratmaya çalışmaktadır, Elbette ülkemizde faizin artması alım gücünün düşmesi enflasyonun ve işsizliğin iki haneli rakamları bulması gibi sorunlar vardır. Şüphesiz bu durumların yaşanmasında hükümetin uyguladığı bir takım yanlış politikalarında etkisi olmuştur. Ancak Elma ile Armudu ayırmak gerekir. Türkiye’nin son yıllarda hayata geçirmeye çalıştığı Suriye ve Doğu Akdeniz politikaları yüzünden büyük bir kuşatmanın içinde olduğu da unutulmamalıdır.Son olarak neyin ne olduğunu bile bile sırf Erdoğan düşmanlığı için kendini aciz duruma düşürenlere rahmetli Erbakan hocamızın çok sevdiğim bir cümlesi ile cevap vermek istiyorum…: Yok IMF’imiş yok kaçmış yok göçmüş Hadi Oradan….

Saygılarımla…

Yazarın Diğer Yazıları