Niyazi Kara

Bayram olsun

Niyazi Kara

İftar sofralarının vazgeçilmez hallerinden en başta geleni sofranın başında saniyeler saymak olsa gerek. Her şey ezanın ilk kelimesine bakar. Nasıl bir mutluluk nasıl bir andır o an? İnsan sırf o an için bile oruç tutsa yeridir. Şimdi uzun uzun oruç üzerine sözler söyleyecek değilim. Herkes kadar bilgiye sahibim. Emin olun fazlam yok. Her yıl yaptığım gibi son iftarın ezanını sofranın başında beklemedim. Her defasında “bu kez durum farklı” oluyor benim için. “Sofra yerinde duruyor da bir giden var, farkında mısın?” derim kendi kendime. Yine aynı düşüncelerle şehrin bu yıla ait son iftarını gözlemlemek için balkondaydım. Ezan okunurken karşımdaki ağaçların derin bir sükûn içindeki hallerini, görünen dağın ufuklarındaki çizgilerin keskinlenişini ve sanki karşımdaki bütün evlerin dış duvarlarına şefkatle dokunan bir elin usul usul gidişini seyreyledim. Sessizce, vakur bir terk ediş vardı sokaklarda. Ezan sona bağlanırken sofraya döndüm. Güle güle…

İnsan garip yaratık! Zıtlıklar diyarı… Henüz çözülememiş olması ne büyük bir ikramdır. Eğer tam anlamıyla bilinebilmiş olsa insan kendinden bile bıkar. İnsan dediğin her ânı sürpriz bir varlıktır. Az önceki terk edilişin hüznü birden yarın ki bayram sevincine dönüşüyor. Sahi ya! Yarın bayram! 

Bayram kelimesi hangi dilde ve ne sebeple olursa olsun içinde “sevgi ve sevinç” barındıran bir iksire sahiptir. O halde bayramlar bayram olsun:

Cümle hastalar şifa bulsun,
Her evin tenceresinde aş pişsin,
Her çocuk bayramlığı ile yatsın,
Hiçbir baba, eve eli boş dönmesin,
Hiçbir ana kucağındaki çocuğa işaretle el açmasın, 
Her alın teri karşılığını alsın,
Kimse, “insanlar onur bakımından eşittir,”* sözünü unutmasın,
Çocukların masum olduğu akıldan çıkmasın,
Büyüklerin, bu günlerin emekçisi olduğu unutulmasın,
Herkesin aynı düşünmesi beklenmesin, (fıtrat)
Yaratanın yarattığına yaratılan hor bakmasın,
Herkes her şeyi bilemeyeceğini görsün,
Özür dilemenin, teşekkür etmenin en asgari değer olduğu unutulmasın,
Vefanın sadece insana olmadığı düşünülsün,
Bir ağacın gölgesinin “helallik” hak ettiği bilinsin,
Çimenin yeşili, ağacın dalı, serçenin yavrusu insandan korkmasın,
Gülümsemenin bedava doktor olduğu hatırlansın,
İnsan insanın kurdu* değil insan insanın güvencesi olsun,
Sevindirmenin sevincini herkes yaşasın,
Ayrılmaya, ayrışmaya fırsat verilmesin, 
Gökyüzünün, toprağın, suyun, havanın tüm canlıların olduğu hatırlansın, 
Bütün yolların Allah’a vardığı ve aynı mahşerde toplanılacağı bilinsin, (Niyazi Mısrî)
Yaratıcının soracağı soruları kul sormasın, (Fatih Sultan Mehmet)

Ve dua: Allah kimsenin terazisini kul hakkıyla önüne çıkarmasın.

Efendim hayırlı bayramlar olsun.

Muhabbetle.
 

Yazarın Diğer Yazıları