Niyazi Kara

Geceler uzun!

Niyazi Kara

Geceler uzun… Memleketin her bir yanı kış güzelliklerini yarıştırırcasına çaba içinde. Ağaçları, sokakları, kardan adamları, buz tutmuş pervazları. Yollarda ekmek çilekeşleri, şehir hayatının hayatımızdan çıkardığı sobaların arkası.

 

Geceler uzun… Torunlara masal anlatan nineler, dedeler yok evlerimizde. Hani masal da kalmadı artık. Büyükler ihtiyaç hissetmez, çocuklar ne olduğunu bilmez. İnsan bilmediği bir şeyi isteyemez.

 

Geceler uzun… Omuzlarımıza aldığımız hırkalarla modern ısıtmalardan medet umarız. Ne dışımızı ısıtır ne de üşüyen ruhumuzu. Pencereden korkak bakışlar attıkça dışarıya, düşünmeden edemiyor insan, “ya dışarıdakiler?”

 

Geceler uzun… İyi ki kitaplar var. El ayak çekilince, bir bardak çay eşliğinde uzak diyarlara yolculuklar var. Zaman üstü muhabbetler başlar bu vakitlerde. İnsanı en çok hayrete düşüren ise, yüzlerce yıllık değişmeyenler. İnsan her çağda aynı ızdırapların kucağında büyümüş meğerse.

 

Geceler uzun… Sanki bir zamanlar masallarda okuduğumuz diyarlarda yaşıyoruz. İyisiz ve kötüsüz masal olmaz. İşin kuralı bu. Hatta sonunda iyiler kazanır, kötü cezasını bulur ve ahali –kendi devranında değişmeyen hayatına rağmen- mutlu olur. Bizim masalımızın iyileri neden yok?

 

Geceler uzun… Harbiden çoktuk eskiden. Hatırlarım bir yorganın altında çocukluk uykularımızı. Ne geceden korkardık ne karanlıktan, bilirdik, yalnız değiliz. Şimdi, çokluklarımızı hayal bile etmediğimiz rakamlar ifade ederken nasıl bu kadar yalnızlığın ürkütücü mahzeninden çıkamıyoruz. Sanırım, her aldığımızı koyduğumuz plastik poşetlere farkında olmadan ruhumuzu da koymuşuz. Belki de bu kadar fırtına kopması bundandır. Meydan akla kaldı. Akıl, hem kendi görevini hem de ruhun görevini üstlendi. Aslında en iyi bildiği atasözlerinden biri, “ Bir kafaya iki yumruk fazladır,” sözüdür. Lakin hoşuna gidiyor bu meydanda teklik. Ne var ki, asıl yanılgı noktası her parça aklın kendini en üst sanmasındadır. En üste olan da takdiri hak ediyor. Bir cümle yetiyor geriye kalana: “ İçinizden biriyim!”

 

Geceler uzun… Sizi bilmem ama benim işim başımdan aşkın. Okunacak çok kitap var, dinlenecek çok türkü.  Çay, demini yarısından sonra alıyor. Bu saatlerde akla gerek kalmıyor.

 

Muhabbetle…

Yazarın Diğer Yazıları