Şule Kirişci

Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyelik kararı

Şule Kirişci

22 Şubat günü sabaha karşı başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinde 3 ay dolmak üzere. Bu işgalle birlikte Rusya ile komşu ülkelerde diplomatik hareketlilik göze çarpıyor. İskandinav ülkeleri sırayla NATO’nun kapısını çalmaya başlar oldu. İlk olarak Rusya ile yaklaşık 1300 kilometrelik sınırı bulunan Finlandiya resmi olarak NATO’ya başvuracaklarını açıkladı. Hemen akabinde Finlandiya ile benzer görüşte olan İsveç’ten de NATO’ya başvuru açıklaması gecikmedi. Yıllardır askeri olarak tarafsızlık ilkesinin yanında duran iki ülke şimdi ne oldu da katılım için harekete geçti?
 
Kaynaklara göre Rusya’nın Kırım’ı ilhakından sonra NATO’ya yakınlaşan Finlandiya, Rusya’nın belirsiz tavrından daha çok endişe duyuyor ve toprak bütünlüğünü korumanın en büyük yolunun NATO’ya katılmak olduğuna inanıyor. Belki de Ukrayna’nın yaşadıklarını gün gelip yaşayabileceği ihtimalini düşünmüştür. Bölgesel manada ise İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılımı Baltık denizindeki NATO’ya üye ülkelerin sayısını arttıracağından oldukça önemli görülmektedir. Böylelikle de NATO’ya Baltık ülkelerini daha iyi savunma imkanı vermesi nedeniyle bir dönüm noktası olacağı yönünde görüşler mevcut.

İki ülkenin başvurusunda benzerlik olsa da sınır paylaşımı konusunda temel bir ayrım var. Finlandiya coğrafi olarak Rusya ile en uzun sınıra sahip. Bu pozisyon itibarıyla Finlandiya NATO’nun savunması noktasında önemli bir boşluğu doldurduğu gibi Rusya ile birliğinin sınırını da iki katına çıkarmış oluyor. İsveç’in durumu Finlandiya’dan farklı olarak Rusya ile sınırı bulunmuyor.  Öngörülere göre her iki ülke için başvurunun 20-30 Haziran’da düzenlenecek NATO liderler zirvesi öncesinde yapılması planlanıyor.

NATO, İkinci dünya savaşının sona ermesiyle 1949 yılında 12 ülke (ABD, Kanada, Danimarka, Belçika, İngiltere, Lüksemburg, İzlanda, Fransa, Portekiz, İtalya, Hollanda, Norveç)  tarafından kuruldu. Aradan geçen 73 yıllık sürede zaman zaman dahil olan ülkelerle birlikte üye sayısı 30’a çıktı.

NATO ittifakın kurucu anlaşmasının 10. Maddesine dayanan “açık kapı” politikası izliyor. Bu maddede göre kurucu Washington Antlaşması’na taraf olan ülkelerin Kuzey Atlantik bölgesinin güvenliğine katkı sağlamak için herhangi bir Avrupa ülkesini ittifaka katılmaya davet edebileceği belirtiliyor.

Bir ülkenin NATO’ya dahil olabilmesi için mevcut 30 müttefik ülkenin hepsinin birden onayını alması gerekiyor. 

Finlandiya ve İsveç’in üyelik adımından sonra duyduğu rahatsızlığı dile getiren ilk ülke, NATO’nun en büyük 2’inci ordusuna sahip Türkiye oldu. Çünkü bu üyelik başvurusu ülkemizi endişeye sevk etmiştir. Türkiye’nin 2019 yılında Suriye’de başlattığı Barış Pınarı Harekâtının ardından, ülkemize silah satışını durduran bazı batılı ülkelerin arasında İsveç ve Finlandiya’da bulunmaktaydı. 

Cumhurbaşkanımızın Cuma namazı çıkışı iki ülkenin NATO’ya katılımına Türkiye’nin olumlu bakmadığı yönündeki açıklaması üzerine 16 Mayıs günü İsveç hükümeti, ileriki günlerde üyelik görüşmesi için diplomatlardan oluşan bir heyeti Türkiye’ye gönderme kararını açıkladı. 

Öyle ya! Yıllardır Türkiye’nin üzerinde oynanan terör faaliyetlerinde -etliye sütlüye karışmadan duruyorum havasında- destek veren İskandinav ülkeleri, kendi güvenlikleri söz konusu olunca NATO’nun koruma şemsiyesi altına girme kararı versinler. Bu nasıl kabul edilebilir ki…

Dış İşleri bakanımız Sayın Çavuşoğlu ise “… NATO’nun genişlemesine karşı olduğumuz için değil, teröre destek veren ülkelerin müttefik olmaması gerektiğine inandığımız için karşıyız” dedi ve Finlandiya ve İsveç’in terör örgütlerine desteğe son vermesi gerektiğinin altını çizdi.

Üyelik ile ilgili Rusya’nın da pek memnun olduğu söylenemez. Rusya NATO’yu bir savunma ittifakı olarak görmekten çok kendi güvenliği için bir tehdit unsuru olarak düşünüyor. Rusya Başkanı Putin bu durumun Finlandiya ile ikili ilişkileri olumsuz etkileyeceğini ifade etmiştir.  

Rusya Dışişleri bakan yardımcısı Ryabkov ise Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya katılma kararının ardından dünyadaki durumun kökten değişeceğini savundu ve Rusya’nın kararının iki ülkenin Kuzey Atlantik İttifakına katılımın ne gibi somut sonuçlara yol açacağına bağlı olacağını belirtti. 

Şimdi NATO’nun diğer üyelerinin ne söyleyecekleri ve bu sürecin gidişatı merak konusu…

Hayırlısı inşallah…
 

Yazarın Diğer Yazıları