Şule Kirişci

Metaverse dünyasında olmak

Şule Kirişci

Geçen yıl New York Times “şu an metaverste miyiz?” diye sormuştu. Bir önceki yazımı şu cümle ile noktalamıştım. ‘NFT eseriniz varsa ve bir miktar da kripto paraya sahipseniz metaverse deneyiminin de içindesiniz denilebilir.’ Peki siz kıymetli okuyucularımız ne düşünür bu hususta? 

Geride bıraktığımız pandemi onlarca krize neden olduğu gibi birçok manada insanlığın alışkanlıklarını değiştirdi. Bir anda insanlığın dış dünya ile bağlantısı sadece ekranlar oldu. Toplantılarımızı, kutlamalarımızı, bayramlaşmalarımızı hep bu ekran üzerinden zaman ve mekan kavramı olmadan her an herkesin ulaşılabilir olduğu çevrim içi platformlar üzerinden yaptık. Hal böyle olunca, bu ekranların sunduğu deneyimi geliştirmek de dünyanın gündeminde başköşeye oturdu. 

Dünya değişiyor, yaşam biçimlerimiz, alışkanlıklarımız değişiyor. Üstelik bu değişim gözle görülür şekilde hızlı bir değişim…

Dijital olarak değiştikçe sınırlar ötesine geçmeye başladık. Çevrim içi olmaya o kadar alıştık ki bu deneyimi bir üst seviyeye taşıma fikri kulağa şaşırtıcı gelmekle kalmayıp dahası cazip gelmeye başladı. Tüm gün ekrana bakmak yerine neden ekranın içinde olmayalım ki? Yani Metaverse dünyasında…

En yakın arkadaşınız bir yapay zeka robotu olduğunu, en sevdiğiniz şarkının sanal bir şarkıcı tarafından söylendiğini hayal edin demiyorum. Çünkü Metaverse sayesinde bunlar artık içinde yaşadığımız gerçekliğin ta kendisi.

Metaverse kavramı ilk kez Neal Stephenson’ın 1992 yılında yayımladığı bilim kurgu romanı Snow Crash’de ortaya atıldı.

Kelime anlamı olarak kurgusal evren anlamına gelen Metaverse gerçek ve sanalın bir bilim kurgu sahnesinde birleşmesi demek. Bu evrende insanlar farklı cihazlar arasında hareket ederek sanal bir ortamda iletişim kuruyor. Bu iletişimin alanı bir hayli geniş. 

Genel manada ise Metaverse insanların birbirleriyle sanal kimlikleri ile etkileşim içinde oldukları internetin sanal dünyaya evrilmesiyle bir bakıma bilim kurgu hayallerinin gerçek olması anlamına geliyor. Bu süreçte bir taraftan bilimkurgudan gelen fikirler teknolojideki gelişmelerin önünü açtı, diğer taraftan bilimkurgu birçok alanda ilham kaynağı oldu. 

Sanal gerçeklik dünyasında kendi oluşturduğu evrende dolaşan kişi istediği filmi izleyebilir, istediği maçı stadyumun en iyi yerinden izleyebilir, dilediği şehri gezebilir ve hatta dünyanın diğer ucundaki bir restoranda sanal haliyle ünlü şeflerin menülerini tadabilir. Şimdilik mümkün olmasa da bir sonraki aşama olarak, yemeklerden lezzet alması mümkün olabilir.

Örneğin, Seul 2021 yılının kasım ayında metaverse dahil olan ilk kent olacağını duyurdu ve projenin 2022 sonuna kadar hazır olması bekleniyor. Olduğunuz yerden sadece sanal gözlük yardımıyla kenti gezmek ya da belediye binasına gitmek mümkün olacak. Projeye yapılan yatırım ise 3.3 milyon dolar olması bekleniyor.

Bunlara ilaveten rutinlerimizi, ilgi alanlarımızı ve hobilerimizi dijital dünyalara kopyalıyoruz. Sanal halimizin giydiği kıyafetler ve kullanacakları arabaları seçmek için mesai harcıyoruz. Sanal alışveriş merkezinde arkadaşlarla buluşarak ya da yine sanal biz için evler inşa ederek sanal ilişkiler kuruyoruz.

Metaverse’ün etkili olması beklenen bir diğer alan sağlık. Bu alanda kullanımıyla ilgili öngörülerden bazılarını sizlerle paylaşayım. Muayeneler uzaktan çevrim içi ortamda gerçekleşip, fiziksel kontrol gerektirmeyen durum ve hastalıklarda hastaneye gidilmeden doktorlarla görüşmek mümkün olacak. Birçok ameliyat doktorların ve hastaların ülkeler arası seyahatine gerek kalmadan, konumdan, zamandan ve fiziksel yeterlilikten bağımsız şekilde yapılabilecek. Sağlık anlamında liste uzun. Bu nedenle bunu ayrı başlık olarak yazmak daha uygun olacak. 

Metaverse’ün yaşanabilir hale kaç yılda geleceği konusu henüz netleşmiş değil. Kimilerine göre 3-5 yıl kimilerine göre daha 10-20 yılı var. Metaverse ile kartlar yeniden dağıtılacak, yeni kurallarla yeni bir düzen kurulacak. Ancak insan hayatı kolaylaşacak mı? Yoksa daha büyük sıkıntılara mı yol açacak? Bu ve benzeri sorulara yanıt almak belli ki zaman alacak.

Prof. Dr. Acar Baltaş’a göre ise bu evreni ellerinde bulunduran teknoloji şirketlerinin, sahip oldukları gücü doğrudan kendilerinin kullanmaları veya bu gücü tercih ettikleri aktörlerin emrine sunarak dijital diktatörlükler doğmasına yol açmaları mümkün.

 https://www.marketingturkiye.com.tr/haberler/metaverse-giris-yapmak/
 

Yazarın Diğer Yazıları