150 Anaokulunun açılışı yapıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve eşi Nebahat Özer ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın katılımıyla İstanbul'da, yapımı tamamlanan 150 anaokulunun toplu açılışı gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve eşi Nebahat Özer ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın katılımıyla İstanbul'da, yapımı tamamlanan 150 anaokulunun toplu açılışı gerçekleştirildi. 

İstanbul'da, yapımı tamamlanan 150 anaokulunun toplu açılışı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve eşi Nebahat Özer ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın katılımıyla gerçekleşti.
 
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, Ispartakule Anaokulunun, yürütülen çalışmaların çok güzel bir örneği olduğunu; burada sağlanan imkanların Türkiye'nin dört bir yanındaki çocuklara ulaşacağını bilmekten ötürü büyük mutluluk duyduğunu dile getirdi. Sanatlar arasında en zor olanlardan birinin de insan yetiştirme sanatı olduğunu belirten Erdoğan, "Bu öyle bir sanat ki ondaki cevheri işleyecek, mütekamil insanın tohumlarını ekeceksiniz. Zamanın ruhuna sıkışmış, dünyaya ancak tek bir pencereden bakabilen, alelade kişiler olmasına izin vermeyeceksiniz. Bilakis yaşadığı çağı, dünü, bugünü ve yarınıyla yorumlayabilecek kapasitede, çok yönlü insanlar olmalarını sağlayacaksınız. Kendi özüne ulaşıp oradaki ışığı etrafına yayabilecek insanların yetişmesi için gerekli zemini hazırlamak, ustalık işidir. En güzel sonuca varmak için ise işe erkenden koyulmak gerekir." ifadelerini kullandı.

Hayatın en önemli sermayesi olan özgüvenin bu çağda kazanıldığını dile getiren Erdoğan, uzmanların, insanların zihinsel, duygusal, sosyal ve bedensel gelişiminin yaklaşık yüzde 70'inin, 0-6 yaş arasında tamamlandığını söylediğine işaret etti. Erdoğan, hayatın ilk 6 yılının, yaşamın geri kalanının belirleyicisi konumunda olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Her anne babanın en büyük hayali, evlatlarının okuması, okullarını bir bir tamamlamasıdır. Anaokuluna gitmiş çocukların, ileriki yıllarda okula devam etmede olumlu tutum sergilediğini biliyoruz. Hatta sadece akademik hayatlarında değil, iş hayatlarında da daha istikrarlı yetişkinler oluyorlar. Ayrıca anaokulları, eğitimde fırsat eşitliğinin en hızlı gerçekleştiği yer. Erken eğitimin olumlu etkileri, dezavantajlı ailelerin çocuklarına çok daha yüksek faydalar sağlıyor. En başta, sonraki kuşakların dezavantajlı kategorisine girme ihtimali zayıflıyor. Hülasa, eğitim, kişinin hayat yolunda emin adımlarla yürümesini sağlarken eş zamanlı olarak toplumumuza aydınlık ve güzel bir gelecek hazırlıyor."

Erken çocukluk eğitiminin, hükümetin de her zaman öncelikli politikası olduğunu aktaran Erdoğan, 2002 yılında 320 bin çocuğun okul öncesi eğitim alırken bugün bu sayının 1 milyon 800 bine ulaştığı bilgisini verdi.

2022 sonuna kadar yüzde 78 olan 5 yaş okullaşma oranı yüzde 100'e çıkarılacak

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Malumunuz, Cumhurbaşkanı'mızın himayelerinde, 'Temel Eğitimde 10 Bin Okul Projesi' başlatıldı. Bu emek, toplumumuzu ileri taşıyacak büyük bir vizyonun ürünüdür. Bunun yanında, 11. Kalkınma Planı ve 2022 Yılı Cumhurbaşkanlığı Programı'nda, erken çocukluk eğitiminde 5 yaş zorunlu eğitim kapsamına alındı. Milli Eğitim Bakanlığımız da her çocuğun, en az 1 yıl okul öncesi eğitim almasını hedefledi. Bu çerçevede, 2022 yılı sonuna kadar yüzde 78 olan 5 yaş okullaşma oranının, yüzde 100'e çıkarılacağı bilgisini almaktan büyük memnuniyet duydum. Ayrıca 3 ve 4 yaştaki okullaşma oranında da önemli bir artış hedefleniyor.

Bugün, 150 anaokulumuzun açılışını yapıyoruz. Yaklaşık 30 bin yavrumuz, bu eğitim yuvalarında, akademik hayatlarına ilk adımlarını atacaklar. Elbette hedeflerimiz bundan çok daha büyük. Mevcut 2 bin 782 anaokuluna ek 3 bin, mevcut 30 bin ana sınıfına ek 40 bin ana sınıfı daha açacağız. Bu hedefler tamamlandığında, yaklaşık 2 milyon 100 bin evladımız, anaokulu imkanından istifade edecek. Köylerimizde ve düşük nüfuslu yerleşim yerlerimizdeki evlatlarımızın da anaokuluna kavuşması için düzenlemeler yapıldı. Sınıf açılması için gerekli olan 10 öğrenci sayısı, 5'e indirildi. 5'ten az öğrenci olan yerlerde ise, öğretmenlerimiz çocuklarımıza gidiyor." İmkanları kısıtlı aileler başta olmak üzere çocukların kırtasiye ihtiyaçlarıyla pilot bölgelerde beslenme ihtiyaçlarının ilgili bakanlıkça karşılandığından söz eden Erdoğan, çocukların ellerinin kalem tutması için tüm imkanlarla onların ve ailelerinin yanında olduğunu ifade etti.

Erdoğan, öğretmenlere hitap ederek şöyle konuştu: "Dünyanın en donanımlı okulları, eğer sizin özveriniz olmazsa metruk bir binadan farksızdır. Çocuklarımıza gerçek anlamda ulaşan, dünyalarını bilgiyle ilimle ve moral değerlerle donatan, sizin özverili çalışmalarınızdır. Mesleğinizin kutsallığını ve sizlere duyduğumuz minneti defalarca dillendirsek de inanın yetersiz kalıyor. Bildiğiniz gibi okul, bir çocuğun ailesinden sonraki ilk sosyal çevresidir. Henüz ana kuzusu dediğimiz can parelerimizi sizler emanet alıyorsunuz. Yaşamlarının ilk rehberi, yeri geliyor ana baba yarısı oluyorsunuz. Sizden öğrendikleriyle yoğruluyor, hayatı sizin açtığınız kapıdan karışıyorlar. Bugün, birçok insanın öğretmenliği meslek olarak seçmesindeki sebep, hayatında derin izler bırakmış öğretmenidir. Bunun bir insanın ardında bırakabileceği muhteşem ve bir bakıma ölümsüz bir eser olduğuna inanıyorum."

Emine Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Küreselleşmenin her gün yeni anlamlar kazandığı bir dünyada yaşıyoruz. Maalesef, insanlar, aynı kültür ve fikir havuzundan besleniyor. Yani gittikçe kuraklaşan bir kültürel iklimdeyiz. Medeniyetlerin zengin geçmişi, hızla uzak bir tarih olurken medeniyet halkamıza yeni kilometreler ekleyemiyoruz. Oysa, engin bir ummandan farksız medeniyet mirasımızı oluşturan her unsur, yeni nesiller aracılığıyla yaşatılabilir. Bu yolda, insanı ilmek ilmek işleyip Hezarfenler yetiştirecek olan da yine sizlersiniz. Çocuklar, insanlığa her şeye yeniden başlayabilmenin güçlü ihtimalini sunar. Bu umudu hiçbir zaman kırmamayı, bilakis daima onu güçlendirme gayreti içinde olmayı temenni ediyorum."
 
Açılış töreninde yaptığı konuşmada böylesine bir projeyi himayesine aldığı için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a şükranlarını sunan Bakan Özer, "Hanımefendi ile hangi projeye başlasak Allah bereketini veriyor ve çok hızlı bir şekilde bitiriyoruz. 26 Ekim tarihinde 'Kütüphanesiz Okul Kalmayacak' projesiyle başladık. İki ay gibi bir sürede rekor kırarak 16 bin 361 kütüphane yaptık. 2021 yılı sonu itibarıyla göğsümüzü gere gere 'Türkiye'de eğitim sisteminde kütüphanesi olmayan okul yok.' diyoruz. Cizre'de, Silopi'de, Muğla'da, Fethiye'de, Marmaris'te neresi olursa olsun... Sadece bununla da yetinmedik. 28 milyon olan kitap sayısını bugün itibarıyla 60 milyona çıkardık. İnşallah, yıl sonu itibarıyla da 100 bine ulaştıracağız." diye konuştu.


Bakan Özer'in bir ay önce başlatılan Çevre Dostu 1000 Okul projesine dair de bir teşekkürü vardı. Projenin bittiğini, haziran ayının ilk haftasında Emine Erdoğan'ın katılımıyla Türkiye'nin tüm ilçelerinde en az bir olmak üzere çevre dostu 1000 okulun açılışını gerçekleştireceklerini belirten Bakan Özer, son 20 yılın eğitimde engellerin kaldırıldığı bir dönem olduğunu söyledi. 
 
Okul öncesinden yükseköğretime tüm kademelerde okullaşma oranlarının artırıldığının ve eğitime erişimin önündeki engellerin kaldırıldığının altını çizen Özer, bazı rakamları hatırlatmakta fayda olduğunu belirterek şunları kaydetti:
 
"2000'li yıllarda 5 yaştaki okullaşma oranı yüzde 11'di. Yani 100 çocuğumuzun sadece 11'i zorunlu olmayan okul öncesi eğitime erişebiliyordu. Bugün bu oran, yüzde 90'larda... Orta öğretimde de aynı şekilde başörtüsüyle bağlantılı, kılık kıyafetle ilgili tüm engeller ortadan kalktı. Bu yetmedi. 1999'daki katsayı uygulamasının getirmiş olduğu yüksek öğretimin önündeki engeller kalktı. Bu yetmedi. Öğrencilerimiz her nerede olurlarsa olsunlar, eğitimle buluştu. Şu anda engelli olan 453 bin çocuğumuz imkânı varsa bütünleştirme kaynaştırmada ya da özel eğitim uygulama okullarında eğitim alıyor. Eğer süren hastalığı varsa evinde, hastanede eğitim alabilme imkânına sahip."
 
Hedef, her ay 100 yeni anaokulu

Okul öncesi eğitime erişim için yeni bir hedef koyduklarını dile getiren Bakan Özer, "Okul öncesi eğitim sadece okullar arası başarı farkını azaltan bir eğitim kademesi değil. Aynı zamanda çocuklarımızın sadece bilişsel olmayan becerilerinin de güçlendirilmesi anlamında çok kıymetli bir alan. Yine Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayesinde 3 bin yeni anaokulu ve 40 bin yeni ana sınıfı açmak üzere yola koyulduk. 3 bin rakamı çok rahat telaffuz edilebiliyor ama biz bu yola çıktığımız zaman tüm Türkiye'de 2 bin 872 bağımsız anaokulu vardı. Yani biz, bir yılda bundan daha fazla okul yapmak için uğraştık. Bugün bunun 150'sinin açılışını yapıyoruz. Geriye kalan 2 bin 850 anaokulunun da yatırım planına dâhil edilmesi, güçlendirilmesiyle ilgili tüm süreçler tamamlandı. Her ay 100 anaokulu açarak Türkiye'de bu anaokulu projesini tamamlamaya niyetliyiz ve 40 bin yeni ana sınıfını açmak için girmiş olduğumuz süreçte 8 bin 500 yeni ana sınıfını hizmete aldık. Böylece 6 Ağustos 2021 tarihinde beş yaştaki anaokulu okullaşma oranını yüzde 78'den yüzde 92'ye çıkardık. Yaklaşık dört yüz bin çocuğumuzu anaokullarıyla buluşturmuş olduk." diye konuştu. 
 
2000'li yıllarda okul öncesi eğitimdeki öğrenci sayısının 300 binlerden şu anda 1.8 milyona ulaştığını kaydeden Özer, şunları söyledi: "Aile Bakanlığımızla yürüteceğimiz projeyle, inşallah, 1 milyon öğrencimizi daha sisteme dâhil edeceğiz. Böylece okul öncesinden yükseköğretime, bu ülkenin tüm çocuklarının sosyoekonomik arka planı ne olursa olsun eğitimin tüm kademelerine çok rahat bir şekilde erişebilecek bir eğitim sistemimiz mevcut."
 
Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde 20 yılda eğitim sisteminde büyük dönüşüm yaşandığını ifade eden Özer, çoğu ülkenin bunu 50-60 yılda başarabildiğini kaydederek Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti. 
 
Türkiye'de kız çocuklarının okullaşma oranlarına ideolojik olarak da yaklaşıldığını ifade eden Özer, şöyle devam etti: "Muhafazakâr kesim sanki kız çocuklarını eğitime eriştirmek istemiyormuş, eğitimden kaçırmak istiyormuş gibi bir algı oluşturuluyor. Hem okul yapılmıyordu hem de muhafazakâr kesim suçlanıyordu çocuklarını göndermiyor diye. İşte bu son 20 yılda ortaöğretimde ve yükseköğretimde kız çocuklarının okullaşma oranı, erkek çocukların okullaşma oranını geçti. Yani kız çocuklarının okullaşma problemi çözüldü." diyerek verdiği destekten dolayı Emine Erdoğan'a teşekkür etti.

Bakmadan Geçme