220 öykü içerisinden dereceye giren yazarlar ödüllendirildi

Kahramanmaraş Edebiyat ve Sanat Derneği (MESDER) ile MADO işbirliğinde ulusal düzeyde düzenlenen Deprem Konulu Öykü Yarışmasında dereceye giren yazarlar ödüllendirildi.

MESDER tarafından düzenlenen MADO tarafından finanse edilen deprem konulu ulusal öykü yarışması sona erdi. MADO Evinde düzenlenen törenle dereceye giren yarışmacılar ödüllendirildi. 

MESDER ve MADO işbirliğiyle düzenlenen "Deprem Konulu Ulusal Öykü Yarışması," ülke genelinde büyük ilgi gördü. Yarışmaya 81 ilden 220 öykü gönderildi. Depremin bireysel ve toplumsal yaşama etkilerini öyküleştirmek amacıyla düzenlenen yarışma, MADO evinde gerçekleştirilen edebiyat ve sanat gecesi etkinliğiyle son buldu.

Sanat ve edebiyat gecesine, İl Emniyet Müdürü Nurettin Gökduman, İl Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı, Onikişubat İlçe Milli Eğitim Müdürü Enver Gökşen, Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay, MADO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur, Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Spor Daire Başkanı Duran Doğan, şairler, edebiyatçılar ve dereceye giren yarışmacılar katıldı.

MESDER Başkanı Lutfi Bilir, "Üç ay önce, Kahramanmaraş Edebiyat Derneği ve MADO işbirliğiyle ülke çapında 'Deprem Öyküleri' adı altında bir yarışma düzenlendi. Amacımız, depremde yaşanan acıları unutturmayarak bu hikayelerle yaşatmaktı. Yarışmaya ortalama 220 öykü katıldı ve jürü üyeleri tarafından değerlendirilerek ödüller sahiplerini buldu." dedi.

MADO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur ise, Kahramanmaraş’ı sevdiklerini, bu yüzden de Kahramanmaraş ile ilgili her faaliyetin yanında oldukların söyledi.

Eğitimci yazar ve jüri üyesi Ramazan Avcı, gelecek yıllara ışık tutacak hikayelerin yazıldığına vurgu yaparak, "Tarihte milletlerin hayatında derin etki bırakan olaylarla ilgili olarak destanların oluştuğu ve bu destanlar sayesinde o olayların nesilden nesile aktarılarak unutulmadığını görülmektedir. Kahramanmaraş'ta 1514 ve 1513 yıllarında iki büyük deprem olduğunu biliyoruz. Fakat bu depremlerin akıbeti ve insanları nasıl etkilediği hakkında bir bilgimiz yoktur.

Çünkü gelecek yıllara ait bir destan yani bir hikaye bırakılmamıştır. Bugün ödül törenini gerçekleştirdiğimiz hikaye, Yerli hikaye Yazma yarışması münasebetiyle yazılan hikayeler sayesinde yaşadığımız felaket gelecek yüzyıllarda da hatırlanacak, Bu hikayelerden ibret ve ders alınacaktır. Şehrimizin UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na edebiyat şehri olarak girmek için. Büyükşehir'den başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere diğer belediyelerimizin son yıllarda olağanüstü bir çaba gösterdiğine şahit oluyoruz.

Büyükşehir Belediyemizin ve diğer belediyelerimizin göstermiş olduğu bu çaba acaba yeterli midir? Bütün bu çabalara rağmen UNESCO şöyle diyor Bir şehrin edebiyat şehri olarak UNESCO'nun yaratıcı şehir ağına girmesi için her şeyin yerel yönetimlerden beklenmesi, etkinliklerin hemen tamamının yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilmesini istemiyoruz. Şehirde bir edebiyat endüstrisinin oluşmasını, bunun için de etkinliklerin şehirdeki diğer kurum, kuruluş ve sivil toplum kuruluşlarına yayılmasını istiyoruz.

Sizin bu alanda eksikliklerimiz var. Böyle diyor UNESCO'nun yetkilileri. İşte bu bağlamda şehrimizin medarı iftiharı MADO ile Onikişubat Belediye Başkanı Sayın Hanefi Mahçiçek Beyefendinin tahsis ettiği ve şehrimiz kültür, sanat ve edebiyat insanlarının limanı, bir edebiyat mekanı durumundaki Kahramanmaraş Edebiyat Sanat Derneği'nin işbirliğiyle yaptıkları bu proje, hem şehrimizin hem de UNESCO'nun arzu ettiği örnek bir sanat etkinliğidir. Yarışmaya Türkiye'nin bütün illerinden katılım olması bu etkinliğin önemini ortaya koymaktadır. Ayrıca yarışmaya katılan hikayelerin çoğunluğunun hanım yazarlara ait olması da yarışmaya ayrı bir renk ve heyecan katmıştır. Bu etkinliğe proje, bu etkinliğe proje dedim. Çünkü bu etkinlik yalnızca Türkiye genelinde bir hikaye yarışması düzenlemek, ödül töreni gerçekleştirmekten ibaret değildir.

Master başkanımızın ifade ettiği gibi yarışmaya katılan hikayelerden seçme yapmak suretiyle bir kitap hazırlamanın, sanatın, edebiyatın ve gelecek yılların istifadesine sunmak gibi farklı ve somut çıktıları olan bir etkinlik yapılmaktadır. Böyle bir etkinlikte edebiyat şehri Kahramanmaraş adımıza yakışırdı. Jüri üyesi olarak yarışmaya katılan eserleri okurken adeta o günleri yeniden yaşadığımı belirtmeliyim. Bu hikayeler yoluyla başkalarının neler yaşadığını öğrenme ve onların yaşadıklarını hissetme imkanını buluyoruz.

Hikayeler, insanların depreme nerede, hangi şartlarda yakalandıklarını yanısıra deprem sonrasında bireylerin psikolojik ve sosyolojik olarak neler yaşadıklarını da gözler önüne sermektedir. Bir örnek vermek gerekirse, hikayelerin birinde depremden sağ kurtulan bir ihtiyar adamın depremden sonra sırayla çocuklarının yanında kalmak zorunda kalması, onun varlığının ailelerde oluşturduğu rahatsızlık ve bu rahatsızlık karşısında ihtiyarın yaşadığı duygular anlatılmaktadır. Bu durum depremin sosyal hayattan. Farklı şekillerde devam ettiğini de göstermektedir.

Bir başka hikayede depremden kurtulan bir çocuğun depremden birkaç ay sonra bir salıncağa bindirildiği zaman yaşadığı şok anlatılmaktadır. İşte bu duyguları ancak hikaye yoluyla anlatabilir ve anlayabiliriz. İnanıyorum ki bu hikayeler kitap ulaştığı zaman yalnızca edebiyat alanında değil, üniversitemiz, üniversitelerimiz için de depremin sosyolojik, psikolojik ve felsefi etkileri konusundaki araştırmaları için önemli bir kaynak olacaktır. Sosyal sorumluluk bilinciyle etkinliğin düzenlenmesinde maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen Yönetim Kurulu Sayın Mehmet Kanbur şahsında MADO ve Kahramanmaraş Edebiyat Sanat Derneği yönetici ve üyelerine teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

Jüri üyelerinden Prof. Doktor Kemal Timur, "Okuduğumuz 220 hikaye arasında depremi yaşamış veya yaşamamış birçok yazarın kaleme aldığı eserler bulunuyordu. Bu, depremi yazıya dökmek için özel bir yetenek gerektirir. Maraş'ın edebiyata verdiği değeri görmek beni mutlu ediyor." ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından jüri üyelerine plaket takdim edildi. 

Yarışmada ödül alan eserler

Birinci: "Vatan Neresidir?" adlı öyküsüyle İbrahim Şaşma (Karaman)

İkinci: "Son Tirat: Büyük K'ayıp" adlı eseriyle Gülşah Demirci (Eskişehir)

Üçüncü: "Kalbimin Zâl Kabri" adlı eseriyle Yaşar Bayar (Erzurum)

Mansiyon: "Çoklu Yıkılmış Kişilik Bozukluğu" adlı eseriyle Ali Katkat (Erzurum)

Yarışma sonrasında dereceye giren ilk 50 öykünün kitaplaştırılarak 81 vilayete dağıtılacağı öğrenildi.
 

Bakmadan Geçme