6 bin 600 hektarlık alan rehabilite edildi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye genelinde rehabilite edilmiş maden sahalarıyla ilgili projenin sonuçlarını açıkladı.
İnsan odaklı bir madencilik anlayışını kendilerine rehber edindiklerini söyleyen Bakan Bayraktar, “Bugüne kadar yapılan üretim faaliyetlerinde 6 bin 600 hektarlık alanın yeniden rehabilite edildiğini ve bu alanlara 18 milyondan fazla ağacın tekrar dikildiğini tespit etmiş durumdayız.” dedi.
Bakan Bayraktar, TOBB Türkiye Madencilik Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada madenciliğin büyük riskler barındıran emek yoğun bir sektör olduğunu kaydederek “Önce insan, insan odaklı madencilik, sonra çevre, sonra da katma değerli bir madencilik anlayışını, bir prensibi kendimize adeta rehber edindik.” dedi.
Türkiye’de son 10 yılda yıllık ortalama 758 milyon ton maden üretimi yapıldığını ifade eden Bayraktar, “22 yıldır olduğu gibi önceliğimiz sanayimizin ihtiyaç duyduğu madenleri mümkün olan en üst seviyede kendi imkanlarımızla, yerli kaynaklarımızla karşılamak, öz kaynaklarımızı çıkarmak, ekonomiye bunları kazandırmak. Çünkü şuna inanıyoruz. Milli maden mücadelesi diyorum. Bu bir mücadele. Bu mücadeleyi hep birlikte veriyoruz.” diye konuştu.
Bayraktar, dünya iklim değişikliğiyle, küresel ısınmayla mücadele ederken sorumlu madencilikle ilgili planlamalar yaptıklarını anlatarak “MAPEG'in yürütmüş olduğu bir Türkiye geneli rehabilite edilmiş maden sahaları ile madencilik, sosyal sorumluluk çalışmalarının tespiti projesi var. Bu anlamda bugüne kadar yapılan üretim faaliyetlerinde 6 bin 600 hektarlık alanın yeniden rehabilite edildiğini ve bu alanlara 18 milyondan fazla ağacın tekrar dikildiğini tespit etmiş durumdayız.” dedi.
Türkiye’de madenciliğin, çevre karşıtı değil, çevreye duyarlı bir anlayışla yürütüldüğünü vurgulayan Bayraktar, “Ama bu yaptıklarımız sadece yapacaklarımızın teminatı diyelim. Daha iyi olması lazım. Rrehabilitasyon projelerini doğru bir şekilde hayata geçmesini takip etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Bayraktar, nadir toprak elementlerinin ekonomik, iktisadi değerden ziyade stratejik açıdan çok büyük bir öneme haiz olduğunu söyleyerek “Ülkemizi dünya liginde çok üst yere taşıyacak bu alanda çok hızlı bir şekilde bu yatırımları gerçekleştirebilmemiz lazım.” değerlendirmesini yaptı.