Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı başladı
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlığı iş birliği ile düzenlenen 'Avrupa Bölgesi Göç ve Sağlık Yüksek Düzeyli Toplantısı' İstanbul'da başladı. Toplantıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gönderdiği videolu mesaj paylaşıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, toplantıya video mesaj göndererek katılım sağladı. Mesajında, salgının özellikle toplumun kırılgan kesimlerinde açtığı tahribatın çok ciddi boyutlara ulaştığına dikkati çeken Erdoğan, “Hiç şüphesiz bunların en başında da ülkelerini terk etmek zorunda kalan mülteciler ve düzensiz göçmenler geliyor. Göç ettikleri ülkelerde zaten meşakkatli şartlar altında hayata tutunmaya çalışan mülteciler, salgınla beraber daha fazla geri plana itilmiş, ötekileştirilmiş hatta ayrımcılığa maruz kalmışlardır. Mültecilerin birçok ülkede son derece kısıtlı olan temel sağlık hizmetlerine erişim hakkı, maalesef bu süreçte iyice daralmıştır” diye konuştu.
“Misafir ettiğimiz sığınmacıların istisnasız sağlık hizmetlerine erişimini temin ettik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, insanlığın ve insani değerlerin büyük bir imtihan verdiği bu kritik dönemde kendi vatandaşlarına birinci sınıf sağlık hizmeti sunarken elindeki tüm imkanları ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktan da çekinmediğini vurguladı. Salgının en sancılı günlerinde Türkiye'den talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve kritik malzeme desteği sağladıklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti: “Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan, istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine erişimini temin ettik. Birleşmiş Milletler'in (BM) ilan ettiği ‘kimsenin geride bırakılmaması' ilkesini ilk günden itibaren hassasiyetle uyguladık.”
“Temennimiz küresel sistemdeki eşitsizliklerin bir an önce aşılmasıdır”
Erdoğan, salgının en çok vurduğu bölgelerden başlayarak aşı hibeleri yaptıklarını anımsatarak “3. Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi'nde söz verdiğimiz toplam 15 milyon doz aşıyı Afrikalı kardeşlerimize peyderpey ulaştırıyoruz. Yerli aşımız TURKOVAC'a gelen talepleri de bu süreçte imkanlar dahilinde karşılamaya çalışıyoruz” ifadelerini kulandı.
Salgının küresel sistemdeki adaletsizlikleri ve çarpıklıkları bir kez daha ortaya koyduğunu gördüklerini dile getiren Erdoğan, “Temennimiz, sağlık ve güvenlik başta olmak üzere küresel sistemdeki eşitsizliklerin bir an önce aşılmasıdır. DSÖ Avrupa Bölgesi'nde göç ve sağlık alanlarında oluşturulmaya çalışılan yeni eylem planı çalışmalarını kıymetli buluyorum. 85 milyon mülteciye sadece 3 hafta içerisinde 3 milyon insanın eklendiği bir iklimde düzenlenen toplantınızın bu konuda yeni fikirlerin, yeni çözüm tekniklerinin önünü açmasını diliyorum” şeklinde konuştu.
“29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi faaliyete geçirildi”
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, bu toplantının, BM'in verilerine göre en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olan Türkiye'de düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Sağlık politika yapıcılarının en önemli görevlerinden birinin dizayn etmek olduğunu aktaran Koca, yani planlamak, öngörmek ve ideale ulaşmak hedefini ortaya koymanın asli görevleri olduğunu belirtti.
Bakan Koca, Suriye krizinin başladığı günden bugüne kadar Türkiye'nin kendi vatandaşlarına sunduğu kalite ve hizmette ayrım gözetmeksizin Suriyeli misafirlerine de bu çerçevede sağlık hizmeti sunduğunu vurgulayarak, şu bilgileri aktardı: “Temel sağlık hizmetlerine erişimi artırmak amacıyla 29 ilde 185 Göçmen Sağlığı Merkezi faaliyete geçirilmiştir. Bu göçmen sağlığı merkezlerinde ülkemize göç etmek zorunda kalan 787'si hekim, 34'ü diş hekimi, 1149'u hemşire olmak üzere yaklaşık 4 bin Suriyeli sağlık çalışanı, gerekli adaptasyon eğitimleri verildikten sonra istihdam edilmektedir. Göçmen sağlığı merkezlerinin dışında ikinci veya üçüncü basamakta sağlık hizmetine ihtiyaç duyulması halinde doğrudan sağlık hizmeti sunumu sağlanmaktadır. Bu çerçevede bugüne kadar Suriyelilere yaklaşık 97 milyon poliklinik hizmeti verilmişken 3 milyonun üzerinde yataklı tedavi hizmeti sunulmuştur. Yataklı tedavi hizmetinin yanında 2,6 milyon ameliyat gerçekleştirilmiş, 754 bin Suriyeli bebeğimiz sağlık tesislerimizde hayata gözlerini açmıştır.”
Böylesine yüksek rakamların olduğu sağlık hizmeti sunumunun Türk sağlık sistemi üzerinde ciddi anlamda ilave bir yük oluşturduğuna dikkati çeken Koca, bu zorlukları aşmalarındaki en önemli gücün Türk insanının misafirperverliği ve sağlık çalışanlarının adanmışlığı olduğunu ifade etti.
“Ortak sorunlar ortak çözümler gerektirmektedir”
Dünyanın devasa bir köye dönüştüğü, mesafelerin anlamını yitirdiği böylesi bir dönemde herkesin bu konudaki kaderinin ortak olduğunu belirten Koca, “Yani bu sorun hepimizin sorunudur. Ortak sorunlar ortak çözümler gerektirmektedir. Bugün bazı ülkelerin sırtladığı bu yük esasında hepimizin, tüm insanlığın vicdani bir yüküdür. Sorunlarla mücadelenin yolu ise nedenleri iyi analiz etmekten geçmektedir. Ekonomik sıkıntılar, çevre sorunları, terör olayları, sivil savaşlar ve diğer nedenleri göz ardı ederek, göç sorununun odağına sadece göçmenleri oturtarak, bu sorumluluktan kaçamayız. Bu soruna ancak kişileri göçe iten kök nedenlere odaklanarak çözüm bulabiliriz” şeklinde konuştu.
“Daha somut hedeflerden oluşan bir eylem planı hazırlayacağımızdan şüphe duymuyorum”
Koca, sağlık politikalarının uygulanmasında belirlenmiş vizyonlar ve oluşturulmuş eylem planlarını çok önemsediklerini anlatarak, şunları kaydetti: “Avrupa Bölgesi'nde göçmen sağlığına yön veren 2016-2022 Strateji ve Eylem Planı'nın da bu anlamda geçtiğimiz dönemde önemli bir yol gösterici olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle, burada gerçekleştirmekte olduğumuz 2 günlük toplantının çıktılarıyla geleceğe yönelik daha güçlü, daha somut hedeflerden oluşan bir eylem planı hazırlayacağımızdan hiç şüphe duymuyorum.”