Bakan Dönmez'den Ordu açıklarında keşif amaçlı yeni bir sondaj yapabiliriz açıklaması
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 'Muhtemelen bu yıl içerisinde Ordu açıklarında keşif amaçlı yeni bir sondaj yapabiliriz. Yine Doğu Karadeniz'de Rize açıklarında da petrol potansiyeli içeren bazı lokasyonlarımız var. Orada da yine bir sondaj yapabiliriz. Artık imkanlar elimizde, filomuz elimizde. Kendi iş planımıza uygun olarak bu çalışmaları devam ettireceğiz.' dedi.
Bakan Dönmez, Eskişehir'de bir restoranda gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda, hükümetleri döneminde elektrikte kurulu gücü 32 bin megavatlardan 105 bin megavatlara çıkardıklarını söyledi.
Gelişen ve büyüyen Türkiye'nin sanayisiyle, hizmet sektörüyle artan enerji talebini karşılayabilmeleri için üretim tesislerinin sayısını ve kapasitesini arttırmaları gerektiğini belirten Dönmez, şöyle konuştu: "Son 20 yılda elektrik üretim dağıtım alanında yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirildi. Bunun büyük bir kısmı özel sektör eliyle gerçekleştirildi. Biliyorsunuz, elektrik üretiminde 2000'li yılların başında kamunun payı yüzde 80'ler seviyesindeyken şu anda kamunun payı yüzde 20'nin altına düştü. Bir, elindeki varlıkları özelleştirmek suretiyle azaltmış oldu. İkincisi de yeni kurulan tesislerin tamamı özel sektör eliyle yapılmış oldu. Eğer kamu eliyle yapılmaya devam edilseydi 100 milyar dolarlık hazinemizden bir kaynak ayıracaktık. O zaman Türkiye'de yollar, hastaneler, havalimanları, limanlar, okullar gibi birçok kaynak ayırdığımız noktalara belki yeterince kaynak ayıramayacaktık. Aslında milli bütçeye ciddi katkı sağlayan bir sektör. Rekabete açık zaten. Belli alanlarda yenilenebilir enerji kaynakları başta olmak üzere destekleme alımları var. Tüm Avrupalı batı dünyasının regülasyonlarına benzer bir regülasyonla da bu süreci yönetiyoruz."
İktidara geldiklerinde İstanbul, Ankara, Bursa, Eskişehir ve Kocaeli olmak üzere sadece 5 büyük şehirde doğal gaz olduğunu ifade eden Dönmez, "Bunların sadece merkez ilçeleri ve merkez mahalleleriyle sınırlıydı. Edirne'den Kars'a kadar tüm şehirlerimizi doğal gaza kavuşturmuş olduk. Şu anda doğal gaz kullanan abone sayısı 19 milyonu aştı, 20 milyon. Ülkemizin yüzde 75'i doğal gaza erişmiş durumda." diye konuştu.
Bu filomuz denizlerimizde destanlar yazdı
Bakan Dönmez, hidrokarbon arama ve araştırmaları alanında filonun gücü ile kapasitesini artırdıklarına dikkati çekerek şöyle devam etti: "Daha önce bir tane bile sismik arama gemimiz yoktu. İlk olarak sahada Barbaros Hayrettin Paşa filomuza katıldı. Ardından tamamen milli imkanlarla yapılan Oruç Reis, Türkiye'deki tersanelerde yapıldı. O filomuza katıldı. Bunlar Akdeniz'de, Karadeniz'de sismik araştırmalara devam ediyor. Asıl büyüttüğümüz alan hiç şüphesiz sondaj gemilerimiz oldu. 2017 yılında filomuza katılan ilk gemimiz Fatih'le başladığımız yolculuğumuz, ardından Yavuz, Kanuni ve Abdülhamit Han'la devam etti. Bu filomuz denizlerimizde destanlar yazdı. Şu anda dünyada bu kadar geniş filoya sahip nadir ülkelerden birisiyiz, hamdolsun. Geçmişte Karadeniz'de bazı sondajlar yapılmıştı lakin özel sektör yurt dışından bunları getirmiş. Birer sondajcılık anlaşmasıyla çalışmalara başlamışlardı. O tek sondajlarında da keşif yakalayamayınca doğal olarak onlar gitmişti. Şimdi biz hem hız kazanmış olduk hem de maliyetlerimizi çok daha ekonomik hale getirmiş olduk. Bunu yaparken de ciddi bir iş de geliştirmiş olduk kendimizde. Şimdi dünyanın dört bir tarafından 'Bu sondajları gelin bizim burada da yapın' diye teklifler alıyoruz. Asya'dan, Amerika'dan, Afrika'dan, Orta Doğu'dan. Önceliğimizi Karadeniz gazının keşfine, sahanın geliştirilmesine vermiştik. Şimdi iş programımız el verdikçe artık bu filomuzun bir kısmını biz belki yurt dışındaki işlere gönderebiliriz."
İkinci faz da bittiğinde 40 milyon metreküpe ulaşmış olacağız
Doğal gazda toplamda yeniden değerleme yaptırdıktan sonra toplam keşiflerinin 710 milyar metreküpe ulaştığını anlatan Dönmez, "Hamdolsun, 2,5 yıl gibi rekor bir süre içerisinde bu işlerimizi tamamladık. Karada ve denizde bu projede 10 bin kişi çalıştı. Gece gündüz demeden 7/24 esasıyla. Geçtiğimiz ayın 20'sinde de karada o gazımızı yaktık. Günlük inşallah ilk faz 10 milyon metreküp üretecek. Ardından ikinci fazı geliştirmeye hemen başlıyoruz. İkinci faz da bittiğinde 40 milyon metreküpe ulaşmış olacağız. Bu bölgede çıkartılan gazın miktarı Türkiye'deki konutların 35 yıllık ihtiyacını karşılayabilecek seviyede hamdolsun." ifadesini kullandı.
Ordu açıklarında keşif amaçlı yeni bir sondaj yapabiliriz
Doğal gazda yeni keşiflerin de gelebileceğini vurgulayan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şimdi biz Karadeniz'i batıdan doğuya karış karış arıyoruz. Bir taraftan sismik araştırma gemilerimiz önce ön etütleri, jeolojik etütleri yapıyorlar. Ardından onu değerlendiren bir ekibimiz var. Potansiyel içeren lokasyonları belirliyorlar. Oralarda da ilk sondajları yapıyoruz. Muhtemelen bu yıl içerisinde Ordu açıklarında keşif amaçlı yeni bir sondaj yapabiliriz. Yine Doğu Karadeniz'de Rize açıklarında da petrol potansiyeli içeren bazı lokasyonlarımız var. Orada da yine bir sondaj yapabiliriz. Artık imkanlar elimizde, filomuz elimizde. Kendi iş planımıza uygun olarak bu çalışmaları devam ettireceğiz. Bu bir başlangıç, son değil. Enerji bağımsızlığımız açısından bu son derece kritik. Geçtiğimiz yıl 95 milyar dolar enerji ürünleri ithalatına bedel ödemişiz. Şimdi örneğin bunun yarısını Türkiye'de üretmiş olsak işte 45-50 milyar dolar cebinizde kalacak demektir. Buradaki işçimize, mühendisimize, tedarikçisine, tedarikçimize kaynak aktaracaksınız anlamına gelir."
Aybüke Yalçın Petrol kuyularında günlük 100 bin varile kadar petrol üretebileceğiz
Denizdeki çalışmalarının yanı sıra karada da durmadıklarına işaret eden Dönmez, son yıllarda yoğun çalışma içinde olduklarını kaydetti.
Dönmez, geçen yıl Şehit Esma Çevik petrol kuyusunu ve oradaki rezervi paylaştıklarını anımsatarak şunları ifade etti: "180 milyon varillik üretilebilir bir rezerv söz konusu. Şimdi o sahaya yakın, Şırnak bölgesinde, Cudi-Gabar olarak adlandırılan kırsal ve dağlık alanda bu keşiflerimiz. Rakımın 2 bin 500 metreleri bulduğu, hakikaten zor coğrafi şartların bulunduğu bir yer. Geçmişte niçin bunlar bulunamadı? Çünkü terör nedeniyle maalesef buralarda güven içerisinde çalışma imkanımız yoktu. Sağ olsun Mehmetçiğimiz, oraları terörden temizledi. Bize alan açtı. Biz de 4 yıldır bu alanda önce havadan, sonra yerden sismik çalışmalarımızı yaptık. Potansiyel gördüğümüz alanlarda kuyularımızı açmaya başladık. Şehit Esma Çevik kuyularında şu anda günlük 9-10 bin varil üretim yapıyoruz. En çok üretim yaptığımız sahalardan birisi oldu. Buradaki kuyu sayımızı bu yıl içerisinde 20'ye çıkartacağız. Dolayısıyla da 20 bin varil günlük üretimimiz olacak. Bir hafta önce açıkladığımız Şehit Aybüke Yalçın Kuyusu saha olarak, formasyon olarak çok daha verimli, çok daha kapasitesi yüksek ve inşallah hedefimiz o. Bu yeni sahada Aybüke Yalçın Petrol kuyularında günlük 100 bin varile kadar petrol üretebileceğiz."
Geçen sene hem kamu hem de özel sektör eliyle günlük 80 bin varil petrol üretebildiklerinin bilgisini veren Dönmez, şöyle konuştu: "Bu sene 100. yılımızda 100 bin varillik bir hedefimiz vardı. İnşallah bu yıl sonuna kadar 100 bin varillik hedefimizi yakalayacağız. Asıl sevindirici tarafı tabii bu yeni keşif. Orada da 2-3 yıl içerisinde 100 bin varil günlük üretime çıkacağız. Bu ne demektir? Türkiye kendi üretimini 3 yıl içerisinde ikiye katlayacak demektir. Böylece kendi ihtiyaçlarımızın toplamda bu yeni kuyularla birlikte yüzde 20-25 aralığında bir kısmını karşılayabilir hale geleceğiz. Son derece kaliteli bir petrol çıktı."
Aybüke Yalçın Kuyusundan şu anda günlük 1300 varil üretim aldıklarını ve bunun daha da artma ihtimali bulunduğunu söyleyen Dönmez, "Akışkanlığı güzel. Son derece sevindirici haberler geliyor. İlk etapta bunu tankerlerle rafinerilere taşıyoruz. Üretim miktarı arttıkça orada artık petrol boru hattı inşa etmemiz gerekiyor. Onun da planlamalarını yapıyoruz." dedi.
Bakan Fatih Dönmez, Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin bu yüzyılın en büyük projelerinden birisi olarak tarihe geçeceğini dile getirerek şunları kaydetti: "Devasa bir yatırım. Santralimiz yaklaşık 20-25 milyar dolarlık bir yatırım ile Türkiye'de tek alanda, tek kalemde en büyük yatırım olarak şu anda gözüküyor. Yıllık elektrik üretim kapasitesi 35 milyar kilovatsaat. Bu da Türkiye ihtiyacının yüzde 10'una denk gelecek demektir. 27 Nisan'da burada biz bir tören yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'la Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı Sayın Putin'in uzaktan canlı bağlantıyla iştirak ettiği bu törenle birlikte artık buraya nükleer yakıt geldi. Nükleer yakıtla ilgili test ve denemeler başlıyor. Bir yıl içerisinde de inşallah işletmeye geçecek bir projedir."
2 milyon nüfuslu bir kentin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güçte
Avrupa'nın en büyüğü, dünyanın ise 5'inci büyük güneş santralinin açılışını yaptıklarının altını çizen Dönmez, şunları aktardı: "20 milyon metrekarelik bir alan. Adına 'Karapınar GES' adını vermiştik. Bu tesiste kullanılan güneş panellerinin tamamı Türkiye'de üretildi. Artık güneş panellerimizi burada üretiyoruz. Türkiye'deki güneş paneli kapasitesi o kadar büyüdü ki dünyada ilk 3'e girdik. Güneş paneli üretiminde dünyada üçüncü sıradayız. İhracat yapıyoruz. Avrupa'ya, Afrika'ya, Asya'ya, hatta Amerika'ya kadar ihracat yapıyoruz. Önceliğimiz yenilenebilir enerji kaynakları. Bu YEKA ihaleleriyle bunu yapmıştık. 4 sene içerisinde devasa, 1 milyar dolarlık bir yatırım bu. Hizmete girmiş oldu. Sırf bu santral 2 milyon nüfuslu bir kentin elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güçte. Bugün güneşte kurulu gücümüz 10 bin megavat sınırına ulaştı. Öyle tahmin ediyorum, önümüzdeki 5 yıl içerisinde bunu katlayacağız. Olağanüstü ilgi ve talep var. Özellikle sanayicimizden, iş yerlerimizden kendi elektriğini üretmek isteyenler, başta çatıları olmak üzere boş arazilerinde güneş santrali kurma konusunda büyük gayret gösteriyorlar. Çok hızlı bir kapasite artışımız söz konusu."
Bor karbürde pazar lideri olmayı hedefliyoruz
Borda dünyanın en büyük rezervinin yüzde 72 ile Türkiye'de bulunduğunu, Eskişehir'in de o açıdan çok şanslı olduğunu belirten Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bandırma'da geçtiğimiz şubat ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle bor karbür fabrikamızı açmıştık. Yıllık 1000 ton üretecek. Borda artık bir strateji değişikliğine gittik. Cevher satışını sınırlandırdık. Katma değerli ürün satışına geçtik. Biz boru cevher olarak satarsak tonu 150 dolar. İşlediğimizde, bir miktar rafine ettiğimizde 1000 dolara çıkıyor. Biz satıyorduk. Gidiyorduk, Çin'den, diğer ülkelerden işlenmiş bor karbür alıyorduk. Bor karbür savunma sanayiinde mukavemeti yüksek, hafif, yoğunluğu düşük bir ürün. Orada çok yoğun kullanılıyor. Tonuna o zaman 35 bin dolar veriyorduk. 1000 dolara sattığımızı, adam işliyordu, yeni ürün haline getiriyordu, 35 katına bize geri satıyordu. Şimdi bunu tersine çevirdik. Artık Türkiye yurt dışından ithal etmeyecek. Hatta yoğun ilgi, talep var. Yeni kapasite artışlarına yoğunlaştık. İnşallah burada 5 bin tona kadar çıkacağız. Dünyada bor karbürde, bu alanda pazar lideri olmayı hedefliyoruz."
Dönmez, Eskişehir'e son 20 yılda 136 milyar liralık yatırımı muhtelif alanlarda yaptıklarını ifade ederek, kentte dokunmadıkları alan, köy ve mahalle kalmadığını vurguladı.
Yazılım geliştirme merkezlerinin sayısını arttıracağız
Eskişehir'in potansiyeli yüksek bir kent olduğuna değinerek, ilden küresel ve uluslararası markalar çıkması yönünde vizyon belirlediklerini anlatan Dönmez, şunları kaydetti: "Kentin değerine değer katacak projelerle geldik. Eskişehir'de 5 yatırım alanı belirledik. Teknolojiye yatırımdan bahsedeyim. Burası tabii maden kenti ve maden teknolojileri alanını biz yüksek teknoloji ürünlerin üretilmesi açısından önemli bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Nadir toprak elementleri tesisiyle birlikte artık Eskişehir sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın gündemindeki kentlerden birisi olacak. Yine biraz önce bahsettim. Lityum karbonat, yani pil ve pile dayalı teknolojileri buraya çekeceğiz. Bunların etrafında bir ekosistem oluşturacağız. Eskişehir'imizin güçlü olduğu alanlardan birisi havacılık ve uzay teknolojileri. Cazibe merkezi oluşturacağız.
Yine diğer öncelikli alanımız raylı sistemler. Eskişehir neredeyse yarım asrı aşkın bir süredir burada lokomotif üretiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız mitinge geldiğinde ilk elektrikli treni raylara indirmiştik. E-5000 adını vermiştik daha önce. Sayın Cumhurbaşkanı sağ olsun artık onun adını 'Eskişehir-5000' olarak değiştirdi. Lokomotif ve diğer aksam üretimine ilişkin çalışmalarımız devam ediyor. URAYSİM'i çok kısa süre içerisinde tamamlayacağız. Yazılım geliştirme merkezlerinin sayısını arttıracağız. Teknoparkların bu kapsamda fiziki ve beşeri kapasitelerini geliştireceğiz. Yeni teknoloji transferi ofisleri açacağız. Oyun ve animasyon geliştirme merkezleri alanını destekleyeceğiz."
Bakan Dönmez, kentte kapasitesi dolan organize sanayi bölgelerinin genişleme taleplerinin olduğuna işaret ederek, yeni organize sanayi bölgelerinin gündeme geleceğini bildirdi.
İl genelindeki tarım arazilerinin yaklaşık yarısının sulandığını hatırlatan Dönmez, şunları dile getirdi: "Su kaynaklarımızın kapasitesiyle uyumlu olarak kapalı sulama sistemlerimizi geliştireceğiz. İyi tarım, organik tarım ve akıllı tarım alanlarını artıracağız. Sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılmasını temin edeceğiz. Altyapıyla ilgili yatırımlarda devam eden işlerimiz var. Seyitgazi, Alpu, Sarıcakaya ve Mihalgazi kara yollarını tamamlayacağız bu dönemde. Seyitgazi-Afyonkarahisar istikametine giden yolda da onun da ihaleleri şu anda yapılmak, tamamlanmak üzere. Demir yolu Eskişehir'imizden geçiyor ama sanayi üretiminin, mamul üretimlerinin limanlara doğrudan sevki kapsamında bazı eksik hatlarımız vardı. Gemlik bağlantısı, şimdi onun ihalesi yapıldı. Gemlik Limanı'na artık buradan yüklediğimiz yükler rahatlıkla ulaşabilecek. Yine aynı şekilde İzmit'te, Derince Limanı'na da buradan sevkiyat yapabileceğiz. Sanayi artık kara yolunu daha az kullanmış olacak. Ağırlıklı olarak yük taşımada demir yolu öne çıkacak. Yine lojistik merkezimize bir bağlantı hattı yapmak suretiyle doğrudan OSB'nin içinde adeta fabrikadan trene yükleyeceğiz."
Dönmez, kentsel dönüşümün de kentin en önemli konularından birisi olduğunun altını çizdi.
Yerel yönetimlerin de inisiyatif alması gerektiğine dikkati çeken Dönmez, "İmarlı arsaların planlanması, arttırılması gerekiyor. Biz bakanlık olarak şehircilikle ilgili toplu konut projelerine devam edeceğiz. Kapsayıcı, yeşil ve sürdürülebilir bir şehirleşme anlayışıyla devam ediyoruz." dedi.
Kabul etmemiz mümkün değil
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Bakan Dönmez, Erzurum'da düzenlenen "Halk Buluşması"nda yaşanan gerginliğe ilişkin soru üzerine, "Her seçim ortamında zaman zaman gerilim artışları oluyor, yaşanıyor. Hiçbirisini de kabul etmediğimizi, seçimlerin demokrasi şöleni içerisinde kendi mecrasında yapılması gerektiğini kabul ediyoruz. Evet, siyaseten birbirimize muhalif olabiliriz, karşı durabiliriz ama bu işin şiddet veya hakaret boyutuna gelmesine hangi parti, kimden yana olursa olsun kabul etmemiz mümkün değil." diye konuştu.
Dönmez, Eskişehir'e yeni kömürlü termik santral yapılıp yapılmayacağıyla ilgili soru üzerine de şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımız 2053 yılında net sıfır hedef belirledi. Net sıfır hedefi şu demek; bir ülkenin toplam saldığı emisyon miktarı ile yakaladığı emisyon miktarının eşit olması lazım. Türkiye şu anda yıllık 560 milyon ton civarında karbon salıyor. Bunlar bindiğimiz araçların egzozundan çıkan karbon miktarı, varsa işte evlerimizde kullandığımız yakıtların atıkları, enerji sistemlerinin bacalarından çıkan sanayi tesislerimiz... Yani doğal olarak ekonomik, iktisadi, sanayi faaliyetleri yapıyoruz. Kaçınılmaz bir şekilde de emisyon salıyorsunuz. En çok tabii emisyon da enerji üretim sistemlerinden kaynaklanıyor. Emisyona nasıl katkı sağlayabiliriz? Bunun çalışmasını da yaptık. Şunu rahatlıkla söyleyelim.
Tabii 2053 yılında net sıfır olması demek Türkiye'deki hiçbir kömür santralinin bu hal, bu şartlar altında çalışmaması anlamına geliyor. Bundan sonra yeni yatırım olur mu? Çok zor. Yani Türkiye geneli olarak söylüyorum. Çünkü bir tesisin planlanması, hayata geçirilmesi, onun ekonomik ömrü vesaire baktığımızda, uzun süreli bir öngörüyle hareket edilmesi gerekiyor. Bu tesisler en az 35 yıl çalışmak durumunda. Bütün bu değerlendirmeleri birlikte yaptığınızda zaten biz iki yıl önce mahkemelerdeki süreci de dikkate alarak buradaki projeyi askıya almıştık açıkçası. Sonrasında da şu anda biz bunu gündemimizden de çıkarttık. Eskişehir'de daha çok yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim sistemleriyle hareket edeceğiz."
AK Parti Eskişehir milletvekili adayı Ayşen Gürcan da kente yapılması planlanan "insan ve aile" ile "kültürel değerler ve turizm" başlıklı yatırımlarla ilgili değerlendirmede bulundu.