Bakan Ersoy, turizm sektörü temsilcileriyle buluştu

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, el birliğiyle Uludağ'ı tekrar eski ışıltılı günlerine döndüreceklerini belirterek, 'Burası çok önemli bir merkez. Hak ettiği yere tekrar gelmesi gerekiyor.' dedi.

TAKİP ET

Uludağ'daki bir otelde turizm sektöründen temsilcilerle bir araya gelen Ersoy, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Uludağ alanında farklı kurumlara tanınmış idari yetkilerden kaynaklanan yetki karmaşasının ziyaretçiler ve yatırımcılar bakımından çok uzun ve ağır bürokratik süreçlerin yaşanmasına neden olduğunu söyledi.

Bakan Ersoy, bu eşsiz alanın hak ettiği şekilde korunması, kullanılması ve turizm açısından nitelikli standartlarda planlanmasının yapılması amacıyla Uludağ Alan Başkanlığını kurduklarını dile getirdi.

7432 sayılı Uludağ Alanı Hakkında Kanun'la sınırları belirlenen bölgede yetkinin Uludağ Alan Başkanlığına verildiğini, alanın tek elden yönetilmesi sağlanarak yetki karmaşasının önüne geçildiğini vurgulayan Ersoy, şöyle konuştu: "Başkanlık hizmet birimleri oluşturularak komisyon üyeleri görevlendirilmeleri tamamlandı. Uludağ Alan Komisyonu 7 Eylül tarihinde ilk toplantısını yaparak geçiş dönemi koşulları belirlenmiştir. 47 kişilik personel alımı Resmi Gazete'de yayımlanmış, alıma ilişkin çalışmalar devam etmektedir. Aralık ayı itibarıyla boş kadroların tamamı doldurulacaktır. Uludağ Alan Planlarının hazırlanması amacıyla öncelikle doğal ve çevresel değerlerin korunmasına yönelik etüt çalışmaları başta olmak üzere gerekli projelendirme, araştırma ve incelemelere ilişkin çalışmalar tamamlanarak üst ölçekli planlar ile koruma amaçlı imar planlarının 2 yıl içerisinde yürürlüğe girmesi hedeflenmektedir. Bunu hızlandırdığımız kadar en hızlı şekilde yapacağız. Uludağ alanında 2024 yılında yapılacak yatırımlara ilişkin çalışmalar ise hız kesmeden devam etmektedir. Bunlar arasında suni karlama, otopark düzenlenmesi, muhtelif işler ile alan planları yer almaktadır."

Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığının Uludağ Alan Başkanlığına Bülent Çınar Çavuş'un atandığını hatırlattı.

Bölgeye ciddi mesai vereceklerine dikkati çeken Ersoy, "El birliğiyle burayı tekrar eski ışıltılı günlerine geri getireceğiz. Burası çok önemli bir merkez. Hak ettiği yere tekrar gelmesi gerekiyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak biz yatırımlarla ilgili sorumluluklarımızın farkındayız. Biz gerekli yatırım desteklerini de vereceğiz. İnşallah hızlı bir şekilde burayı eski ışıltılı günlerine getireceğiz." ifadesini kullandı.

Bakan Ersoy, Bursa Mevlevihanesi'nin açılışında ise "Hazreti Mevlana'dan feyzle devletin dirliği, milletin huzurunu esas alan Mevlevilik, ülkenin bekası için her zaman hassas olmuştur." dedi.

Osmanlı Sultanı 1. Ahmed'in emriyle 1615 yılında Cünuni Ahmed Dede tarafından kurulan, 1925'te kapatıldıktan sonra büyük bölümü yıkılan Bursa Mevlevihanesi, Büyükşehir Belediyesince yapılan rekonstrüksiyon çalışmalarının ardından yeniden hizmete açıldı.

Bakan Ersoy, Osmangazi ilçesi Pınarbaşı Mahallesi'ndeki Mevlevihanenin açılışında yaptığı konuşmada, Mevleviliğin Hazreti Mevlana'nın manevi yol göstericiliğini, bir merkez etrafında kurumsal hale getirme çabasıyla ortaya çıktığını söyledi.

Mevlana'nın oğlu Sultan Veled'in tasvibi ve Hüsameddin Çelebi'nin takibiyle Konya'da inşa edilen türbenin, Mevlana'nın aziz naaşını saklamasının yanında ilk "Mevlevi dergahı" olma özelliği de taşıdığını belirten Ersoy, Mevlevihanelerin, tarih boyunca toplumun her kesiminden insanın manevi hayatına tesir ettiğini vurguladı.

Ersoy, Mevleviliğin hem iç hem de dış güzelliğe odaklandığını anlatarak, "Böylece müntesipleri bir yandan kamil insan olurken, diğer yandan da güzel sanatlara verilen önemle dergahlardan pek çok sanatkar yetişmiştir." diye konuştu.

Özellikle musiki alanında Nutki, Osman Selahaddin, Kutbünnayi Osman, Selim, Abdülbaki Nasır, Hamamizade İsmail, Ahmed Celaleddin, Zekai ve Fahreddin dedeler ile Itri, 3. Selim ve Rauf Yekta Bey'in iz bırakmış isimler olduğunu aktaran Ersoy, şöyle devam etti: "Ancak bu eğilim, Mevleviliğin, dergaha kapanıp dışarıyla ilgilenmeyen bir yapı olduğu zannı da uyandırmamalıdır. Zira, Hazreti Mevlana'dan feyzle devletin dirliği, milletin huzurunu esas alan Mevlevilik, ülkenin bekası için her zaman hassas olmuştur. Devlet, millet her zora düştüğünde, mesela özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda peş peşe savaşlar yaşanırken, Mevlevi dergahları sosyal dayanışma ve yardımlaşma görevi üstlenmiştir. 1. Dünya Savaşı'nda tren hattına yakın Yenikapı Mevlevihanesi'nde bir hastane kurulmuştur. Galata Mevlevihanesi'nde yardım toplanmış, Kıbrıs ve Girit gibi adalardaki mevlevihaneler, zulüm gören Müslümanlar için bir sığınak, Anadolu'ya bir geçiş noktası olmuş, 'Mücahidin-i Mevleviyye Alayı' adını taşıyan gönüllü alayı Filistin cephesinde çarpışmıştır."

Bir sanatta ihtisas sahibi olunmaya gayret gösterilirdi

Bakan Ersoy, Mevlevilikte tarikatın esasının aşk, marifet ve hizmet olduğunu dile getirdi.

Mevlana Hazretleri'nin nezdinde en kutsi vazife çalışmak olduğundan, dergahta ilerleyebilmenin hizmete endeksli görüldüğüne değinen Ersoy, "Bir yandan manevi yolculukta derinleşilirken diğer yandan da hem dergah içi günlük işler görülür hem de bir sanatta ihtisas sahibi olunmaya gayret gösterilirdi." ifadesini kullandı.

Bursa Mevlevihanesi'nin de bütün bu özellikleri bünyesinde taşıyan bir dergah olduğuna dikkati çeken Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı: "1615 yılında, Sultan I. Ahmed'in isteğiyle Cünuni Ahmed Dede tarafından inşa edilen dergah, gerek Bursa'nın gerekse Bursa dışından gelenlerin manevi hayatını olgunlaştırırken, güzel sanatlar alanında da bir mektep vazifesi gördü. Burada, 4 asır boyunca sema, meşkler, hat, tezhip, duvar ve tavan işlemeciliği, ahşap oyma alanlarında incelikli çalışmalar yapıldı. Aynı yıllarda Bursa'ya gelen Evliya Çelebi, bu dergahın diğer dergahlardan daha büyük olduğunu yazmıştı. Bursa Mevlevihanesi'ne gösterdikleri ilgiden, ihtimamdan dolayı Bursa Büyükşehir Belediyesine, Sayın Başkan Alinur Aktaş ve çalışma ekibine, bu güzide mekana emek veren işçi, usta ve sanatçı arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum."

Vali Mahmut Demirtaş da Bursa Mevlevihanesi'nin yeniden ihya edilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Osmanlı'nın ilk başkenti olmasından dolayı zamanla cazibe merkezi haline gelen Bursa'nın ilim, irfan ve sanat dünyasına da kucak açtığını dile getiren Demirtaş, "Böylelikle 14. yüzyıl Bursa'sı üretim ve ticaretin olduğu kadar tasavvufun da merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde, Bursa tekkelerinde tasavvufi terbiyenin en güzel uygulamaları, buralarda hizmet eden gönül insanları marifetiyle gerçekleştirilmiştir. Bu mekanlarda inşa edilen gönüller ve o gönül sahiplerinin vücuda getirdiği binalarla şehrin tabii güzelliği taçlandırılmıştır." değerlendirmesinde bulundu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise Bursa Mevlevihanesi'nin ruhunun da dört asır öncesindeki gibi korunarak devam etmesi için çalışacaklarını belirtti.

Aktaş, "Bursa Mevlevihanesi'nin yeniden inşasının bu önemli yıla denk gelmesi de tarihe not düşmek bakımından ayrıca önemli. Bursa Mevlevihanesi'nin ihyasında emeği geçen değerli isimlere, mesai arkadaşlarıma, kurum ve kuruluşlara ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. 750'nci vuslat yılında Hazreti Mevlana'yı da rahmet ve hürmetle yad ediyorum." dedi.

Hazreti Mevlana'nın 22. kuşaktan torunu Esin Çelebi Bayru da Mevlevihanenin yeniden hizmete açılmasında emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

Bakan Ersoy ve beraberindekiler, kurdeleyi keserek açılışını gerçekleştirdikleri Bursa Mevlevihanesi'ni gezdi, sema gösterisini izledi.

Bakmadan Geçme