Cem Erdoğrul: TEMSAN olarak hem Türkiye'nin hem Dünya'nın ilgisini çektik
Tüm dünyadaki en yeni tekstil ve hazır giyim teknolojilerinin sergilendiği 'Tekstil ve Konfeksiyon Makineleri Fuarı (ITMA), 8-14 Haziran 2023 tarihlerinde İtalya'nın Milano kentinde düzenlendi. İTMA 2023'e ise Türk firması TEMSAN damga vurdu. TEMSAN Genel Müdürü Cem Erdoğrul, gazetemize verdiği özel röportajında firma olarak hem Türkiye'nin hem Dünya'nın ilgisini çektiklerini söyledi.
TEMSAN Genel Müdürü Erdoğrul: “Geldiğimiz günden bugüne inanılmaz bir talep gördük. Standımız hiç boş kalmadı. Harika bir yorgunluk, harika bir mutluluk, mutluluğumuzun sebebi Türk firması olarak hem TEMSAN olarak gurur duyduk bununla. Çünkü dünyanın en büyük firmaları hem makine üreticileri tarafında hem kullanıcıları tarafından standımız her gün 2-3 defa ziyaret edildi. Dünyanın her yerinden Güney Amerika'dan, Asya'dan Kuzey taraftan işte Rusya taraflarından, dünyanın her yerinden insanlar buraya akın akın geldiler. Bu fuardaki bizim temel konumuz şöyleydi aslında. Malum biz dünyada tekstil klimaları alanında dünya lideri olduk. Ama bu fuardaki konseptimiz farklıydı. Tekstil makineleri tarafımız üzerine çalışmak üzere konumlandık fuarda. Temel makinemizde Recycle makine yani geri dönüşüm makinasıydı. Dünyada şu anda en trend en popüler konulardan bir tanesi bu. Biz de bununla ilgili yapmış olduğumuz çalışmalar üzerine ürettiğimiz makinelerimizi burada sunuma getirdik. Bu sunum sürecinde makinelerimizin sahip olduğu özelliklerden, diğer firmalara göre daha avantajlı olmasından kaynaklı olarak hem Türkiye'nin hem dünyanın çok ilgisini çektik. Bu da bizi bir taraftan yaptığımız işin ne kadar doğrulduğu anlamında, daha çok yoğunlaşmamız gerektiği hakkında bize fikir verdi. Diğer taraftan da yine söylüyorum, Türk firmalarının gelip bu konuyla ilgili güzel cümleler kurmasını kendi içimizde hakikaten bizi de güçlendirdi. Dönüşte bambaşka planlarımız var. Önümüzdeki 5 sene için yapmış olduğumuz planları şimdi daha farklı yönlere yönlendireceğiz. Daha çok istihdam, daha bilgi odaklı daha dünya kılasında bir firma olma üzerine yapacağımız adımlar atmak. Ne demek bu? Dünya piyasasında makineyi üretmek, makineyi satmak konularında bir sıkıntımız yok. Tabii arka tarafta üretim proseslerimizi de ERP destekli hale getirdiğimizde daha çok algılanabilir, daha çok göze batan bir firma olarak yolumuza devam etmeyi planlıyoruz. Yetiştirdiğimiz ve yetiştireceğimiz gençlerle.
180 yıllık bilgiyi bugüne taşımak önemli
ITMA ayrı bir konsept. ITMA yıllardır süregelen dünyanın en büyük firması, en büyük fuarı konumunda. Bu konumunu kaybeder mi? Asla kaybetmez. Türkiye'de yapılan ITM fuarı bu konuma gelir mi? Çok kolay olduğunu düşünmüyorum. Bu bir bakış açısı. Çünkü dünya Türkiye'den ibaret değil. Dünyada birçok üretici var. Makine üreticilerinin de merkezi Avrupa. Dolayısıyla da onlar da her şeyin kendi içlerinde olsun istiyorlar. Tabii Türkiye'de makine üreticileri var. Ama makine üreticilerinin yani biz hepimiz makine üreticisiyiz. Bir şekilde makineler yapıyoruz dünyaya ama temel problem şu. Hep onların yaptığını yapıyoruz. Kendimizin üretmesi lazım. Bir de aramızda realite bu. Onlar 150 yıllık, 170 yıllık, 180 yıllık firma grubu. Tabii 180 yıllık olmak tabii bu çok önemli ama 180 yıllık bilgiyi de bugüne taşımak daha da önemli. Bilgiyi taşımak için de tabii üst yönetimden başlayıp alt tarafa kadar her çalışanın bu bilinçte olması gerekiyor. Yani onların derdi artık şov dünyası. Artık önümüzdeki 5 sene hangi makineyi yapacaklarını biliyorlar. Ondan sonraki 5 sene için planları var. Büyüme planları var, gelişme planları var. Satış stratejileri var. Bunları düşünecek ekipleri var. Her şey ekipleşmiş, herkesin iş tarifi belli.
Görüyoruz, gözlemliyoruz, öğreniyoruz
Türk firmaları böyle değil. Görüyoruz, gözlemliyoruz, öğreniyoruz. Bu bizim için de bir kültür transferi. Yani makina transferlerini yaptık. Aynısını ürettik. Daha iyisini ürettik. Ama tabii bunlar hep güncel. Bu kültürü aldık ama şimdi iş kültürünü transfer etmemiz lazım. Ne zaman ki iş kültürünü transfer edersek bu sadece çalışanlar babında değil, firma sahipleri ve çalışanlar bazında bu kültürü transfer etmemiz lazım. Bu kültür transfer oldukça ama malum Türkiye'deki temel problemlerden bir tanesi aile firmalarının ömürleri. Aile firmalarının birinci jenerasyon, ikinci jenerasyon ama üçüncü jenerasyondan hiç kimsenin fikri yok. Ya olur ya olmaz. İki için bile tehlike var. Ama tabii bunun için de bu kültürü bu tarafa transfer etmemiz lazım. Buradaki firmaların artık başlarında sahiplenip göremiyorsun. Bu firmalar artık bir vakıf firmaları bunlar. Sadece yöneticileri var. Yöneticiler tarafından yönetiliyor ve yönlendiriliyor. Türkiye'de tabii birinci jenerasyon sandalyeden kalkmadı. İkinci jenerasyon masada ama birinci jenerasyonla ilgili onun da fikirleri var ama henüz onlar çok duyulur halde değil. Bu süreç bu kültür geliştikçe o zaman ITM hakkında bir cümle kurabiliriz. Önce biz gelişeceğiz. Önce kültürümüz gelişecek ondan sonra ITM bakış açımız değişecek. Ondan sonra dünyanın bize bakış açısı değişecek. Sonra ITM'le İTMA'yı karşılaştırabiliriz. Bunun için de muhtemelen bir 20 yıl gerekiyor. Çünkü hani bizler gideceğiz. Bizler bir nesiliz. Bu nesil gidecek. Örneğin TEMSAN 60'ıncı yılını kutluyorsa eğer o zaman bir şeyler iyi gidiyor demektir.” İfadelerine yer verdi.