Erdoğan: 'İktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin fıtratına aykırı'

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Netanyahu'nun, batının da rızasıyla savaşı bölgeye yayma planları, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı planlara karşı batıdan önce İslam alemi ve Orta Doğu'daki kardeş ülkelerin tepki göstermesi gerekir.' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Her ne kadar Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızda yaşanan zulümler sebebiyle biraz buruk geçirsek de Kurban Bayramı'nın sevincini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak, bu mübarek günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. Biz de Kurban Bayramı süresince İslam dünyasının önde gelen ülkelerinin liderleriyle görüşerek hem milletimiz adına onların bayramlarını tebrik ettik hem de Filistin, Lübnan, Sudan ve diğer yerlerdeki kanayan yaralarımıza derman bulmaya çalıştık. İsrail, daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye, çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. İsrail'in insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda hayata tutunma mücadelesi veren yüzlerce Filistinli kardeşimiz şehit oldu."

Çok daha fazla ülkenin Filistin'i tanıması için temaslarımızı sürdüreceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı için derisi sırtına yapışan Gazzeli çocukların fotoğrafının, modern dünyanın utanç defterine yazıldığını dile getirerek, "Bu fotoğraf, sadece küresel sistemin iflasının değil, aynı zamanda İslam aleminin acizliğinin de bir sembolü olarak acıyla hatırlanacaktır." diye konuştu.

Norveç, İrlanda ve Slovenya'nın sergilediği vicdanlı tavrın Avrupa'nın tamamına örnek olmasını temenni ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Başbakan Sayın Paşinyan'ın liderliğinde Ermenistan'ın da Filistin devletini tanıma kararından memnuniyet duyuyoruz. Alınan ve açıklanan son kararlarla özellikle 149'a yükselen tanıma adımlarının çok değerli, önemli olduğunu ifade ediyorum. İnşallah çok daha fazla sayıda ülkenin Filistin'i tanıması için temaslarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.

Kandil'in militanlarına meydanı bırakmadık, bırakmayacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, adli ve idari tahkikat neticesinde yangının çıkış nedenlerinin, hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak şekilde ortaya konacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hal böyleyken 15 insanımızı kaybettiğimiz bir felaket üzerinde tepinenleri Allah'a ve milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Öyle bir siyasi fırsatçılıkla karşı karşıyayız ki, inanın biz bunları konuşmaya hicap ediyoruz. Bir tarafta devletimiz, tüm kurumlarıyla, hava ve kara araçlarıyla yangını söndürmek için adeta canını dişine takarak çalışıyor; diğer tarafta, bakıyorsunuz, bir avuç kefen hırsızı, ahlaksızca selden kütük kapma yarışına giriyor. Kimse kusura bakmasın, ama bunun adı siyasi nebbaşlıktır; milletin acısını, sıkıntısını, yürek yangınını istismar etmektir. Mardin'deki taziye evinde DEM Parti'li provokatörlerin sergilediği kepazelik ise bunların milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir. Mardin Valimizin ve yangında yakınlarını yitiren ev sahiplerinin basiretli ve soğukkanlı tavrı, çok çirkin bir provokasyonun önüne geçmiştir."

Erdoğan, bunların aslında kimin vekili olduğunun, sadece başlarına gelen felaketlerde değil, aynı zamanda milletçe birleşilen spor müsabakalarında da ortaya çıktığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: "85 milyonun kenetlendiği Avrupa Futbol Şampiyonası'nda, Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların milletin sinir uçlarıyla oynama girişimleri asla masum değildir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, milletimizin birliğini bozamayacaklar. Ne kadar çirkefleşseler de, toplumsal barışımıza kast edemeyecekler. AK Parti olarak, Kandil'in ayak takımına, azılı ve kadrolu militanlarına meydanı bırakmadık, Allah'ın izniyle, bundan sonra da bırakmayacağız. Türkiye'nin başarıları karşısında karalar bağlayan müptezellere, yeni hezimetler yaşatmayı sürdüreceğiz."

AK Parti, Türkiye'de kutuplaştırıcı siyasetin her zaman mağduru olmuştur

İnsan odaklı bir siyaset yürüttüklerini vurgulayan Erdoğan, AK Parti'nin, Kasım 2002'den bu yana her seçimde milletin yoğun teveccühüne mazhar olmasının, birleştirici siyasetinin, kardeşlik siyasetinin, hizmet ve eser siyasetinin bir neticesi olduğunu belirtti.

Gerilim siyasetiyle, kutuplaştırmayla, ayrıştırmayla değil bütünleştirmeyle, birleştirmeyle, yakınlaştırmayla milletten ilgi gördüklerini söyleyen Erdoğan, AK Parti'nin, Türkiye'de kutuplaştırıcı, kamplaştırıcı, ayrıştırıcı siyasetin her zaman hedefi ve mağduru olduğunu ifade etti. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Darbe senaryolarını bize karşı yazdılar. 27 Nisan'da muhtırayı bize, AK Parti'ye vermek istediler. Cumhuriyet mitinglerinde bizi hedef yaptılar. Gezi vandalizminin hedefi yine bizdik. 17-25 Aralık'ta bize yargı darbesi yapmak istediler. 15 Temmuz'da doğrudan doğruya bizi hedef aldılar. Bölücü terörün de FETÖ'nün de hedefinde daima biz olduk. Son 22 yılda daha bunlar gibi nice ihanet, nice darbe ve vesayet girişimi yaşadık. Tüm bu saldırılarda, ana muhalefet partisi, bırakın bizim yanımızda durmayı; hukukun, demokrasinin, hatta siyasetin yanında bile yer almadı.

Geriye dönüp bakın. Ana muhalefetin, AK Parti'ye yönelik her saldırının yanında durduğunu, arkasında durduğunu, hatta kışkırttığını görürsünüz. Türkiye'yi kamplara, kutuplara bölerek, ayakta kalma mücadelesi içinde olduklarını görürsünüz. FETÖ'cü hainlerden Gezici vandallara kadar demokrasi düşmanlarının hepsine siyasi himaye sağladıklarını görürsünüz. 14-28 Mayıs seçimlerinde olduğu gibi siyasi çıkarları uğruna toplumun fay hatlarıyla oynamaktan çekinmediklerini görürsünüz."

İktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin fıtratına aykırı

Siyasette normalleşme tartışmalarına değinen Erdoğan, "Bizim; siyasette yumuşama, muhataplarımızın ifadesiyle 'normalleşme' çabamız, aslında muhalefeti normalleştirme çabasıdır." dedi.

Sıkılı yumrukları açacak olanın muhalefet olduğunu vurgulayan Erdoğan, hançerleri kınına koyacak olanın, dilini, söylemini, siyaset tarzını düzeltecek olanın, yumuşaması, normalleşmesi gerekenin muhalefet olduğunu bildirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bizim, son bir yılda üst üste yaşanan üç seçim sebebiyle artan siyasi tansiyonu düşürmek için attığımız adımları kimse yanlış anlamasın. İktidar partisiyle ana muhalefet partisi arasında siyasi ittifak olmaz. Uzlaşma olur, normalleşme olur, yumuşama olur ama ittifak olmaz. Zira iktidar ve ana muhalefet arasındaki ittifak, siyasetin de demokrasinin de çok partili sistemin de fıtratına aykırıdır. Biz de zaten böyle çaba içinde değiliz.

Biz, günlük siyasi tartışmaların dışında tutulması gerektiğine inandığımız; ülkemize, milletimize ve devletimizin güvenliğine dair konularda bir ortak bakış açısını, bir ortak duyguyu yakalamaya çalışıyoruz. Sivil ve özgürlükçü anayasa, terörle mücadele ve dış politika gibi milli meselelerde iç cepheyi sağlamlaştırmanın gayretindeyiz. Biz, durduğumuz yerde duruyoruz; muhalefetten ise bizim durduğumuz yere, yani hoşgörüye, yani birleştirici dile, yani kucaklaştırıcı siyasete, yani devleti ve milleti önceleyen politikalara yaklaşmasını bekliyoruz."

Karşımızdakilerin hazım problemi yaşadıkları anlaşılıyor

Samimiyetlerine ve iyi niyetlerine rağmen, muhalefetin çabalarının nasıl karşılık verdiğini bütün milletin gördüğünü kaydeden Erdoğan, "Biz ülkemizin, milletimizin çıkarları için yapıcı davranmaya çalışırken; CHP Genel Başkanı'nın, nezaket üslubunu da aşarak, siyaseti nasıl gerilime sürüklemeye çalıştığını bütün milletimiz yakından izliyor. İadeyi ziyaretimizin üzerinden daha iki gün bile geçmeden yapılan ve daha sonra dozu sürekli artırılan 'çiğlikleri' herkes takip ediyor. Karşımızdakilerin ciddi bir 'hazım problemi' yaşadıkları anlaşılıyor." diye konuştu.

Başarı hikayemize ortak etmeyiz

Ülkeye ve millete hiçbir hayrı olmayan bu tür ikili münakaşalara girmemeye özellikle itina gösterdiklerini kaydeden Erdoğan, muhalefetten de yapıcı davranmalarını, asgari siyasi nezakete uymalarını, eski alışkanlıklarını terk ederek normalleşmelerini beklediklerini ifade etti.

"Diyalog süreci, parti içi iktidar kavgasına kurban edilmemelidir." diyen Erdoğan, muhalefetten gelecek her türlü müspet eleştiriye de açık olduklarını belirtti. Eleştiri sınırlarını aşan yakışıksız ifadeleri sineye çekmeyeceklerini, cevabını misliyle vermekten geri durmayacaklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Tabii birilerinin ortaklık arayışı, şayet AK Parti'nin 22 yıllık başarı ve rekorlarla dolu hizmet, eser, yatırım ve reform destanından pay kapmaksa, kusura bakmasınlar ama kimseyi 'başarı hikayemize' ortak etmeyiz. Biz yasakları kaldırırken, iptali için Anayasa Mahkemesine koşanlara, her devasa projemize karşı çıkmak için absürt bahaneler üretenlere, Türkiye'de parmakla gösterecekleri tek bir dikili taşları dahi olmayanlara, darbeden sokak olaylarına milli iradeyi hedef alan her türlü girişime çanak tutanlara, son 22 yıldır AK Parti'nin hizmet ve reform siyasetine sürekli takoz koymaya çalışanlara, öyle kolay yoldan prim kazandırmayız. Bunlar iki fotoğraf karesiyle hazıra konulacak başarılar değildir; her birinin gerisinde 22 yıllık emek, mücadele ve dökülmüş alın teri vardır."

Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır, birdir, bütündür

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "İtibar suikastlarıyla, haysiyet cellatlarıyla, affedersiniz bitleri kanlanan FETÖ'nün tetikçi kalemleriyle nereye varılmak istendiğini çok iyi biliyoruz. Gerek Sayın Devlet Bahçeli gerekse şahsım; yapılan saldırıları, fitne çabalarını, o saldırıların arkasındaki aklı, maksadı ve karanlık odaları gayet net biçimde görüyoruz. Şunu açık açık ifade etmek isterim ki bunların meselesi, Milliyetçi Hareket Partisinden ziyade Türkiye'nin güvencesi olan Cumhur İttifakı'dır. Allah'ın izniyle bu tuzağa düşmeyeceğiz, milletimizi de düşürmeyeceğiz. Şunu herkes görsün, anlasın ve zihnine adeta mıh gibi kazısın. 15 Temmuz gecesi darbecilere karşı meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı sapasağlam ayaktadır, birdir, bütündür ve ülkemizin, milletimizin selameti adına, sarsılmadan ayakta kalacaktır."

Etrafı ateş çemberiyle kuşatılmış olan Türkiye'yi karşılaştığı risklerden koruyan en güçlü kalkanın Cumhur İttifakı olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye'yi bekasına yönelik tüm tehditlerden, sahil-i selamete çıkaracak olanın da yine Cumhur İttifakı olduğunu söyledi.

Önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun ateşi düşecek

Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: "Hayat pahalılığı ve enflasyon kaynaklı sorunların toplumda, bilhassa sabit ücretle çalışanlarda oluşturduğu yükün farkındayız. Bu sorunu, ülkeye ve millete hiçbir faydası olmayan, hatta zararı dokunan popülist politikalarla değil, kalıcı refah artışını sağlayarak çözeceğiz. Önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonun ateşinin düştüğünü hep birlikte göreceğiz. Şimdi artık Parlamento'nun kapanışıyla birlikte inşallah bu yaz mevsimini çok yoğun bir çalışmayla sürdüreceğiz. Durmak yok yola devam. Ekonomide tüm bu adımları atarken, milletimizin sandıkta verdiği karnenin ışığında partimizdeki yenilenme sürecini hayata geçireceğiz. Siyasette en büyük kriterimiz, milletimizin beklentileri ve verdiği nottur. Ne yapıyorsak, milletin aynasındaki aksimize bakarak yapıyoruz."

Önceki günkü Merkez Yürütme Kurulu toplantısında bazı illerde nöbet değişimine gittiklerini anlatan Erdoğan, "Kendi takvimimiz ve harekat planımız çerçevesinde başka tasarruflarda da bulunacağız. Sabırla, kararlılıkla ve basiretle yöneteceğimiz süreç neticesinde inşallah milletimizin bizden beklediği değişimi gerçekleştireceğiz." diye konuştu.

AK Parti'nin, siyasi partilerden bir parti olmadığını dile getiren Erdoğan, "Biz, kökü mazide, gözü atide olan bir dava hareketiyiz. Başkaları gibi kırarak, dökerek, dışlayarak, tüm faturayı birilerine keserek siyasette yol yürümek bize yakışmaz. AK Parti davasına inanmış, bu partiye emek vermiş, gönül vermiş her bir kardeşimizin katkısına ihtiyacımız var. Birilerinin, adeta dört gözle AK Parti'den tuğla koparmayı beklediklerini çok iyi biliyoruz. Allah'ın izniyle bunlara umdukları o fırsatı vermeyeceğiz. Siyasetin bir bayrak yarışı olduğunu aklımızdan çıkarmadan, daha çok çalışarak ülkemizi ve partimizi aydınlık yarınlara taşıyacağız." ifadelerini kullandı.

Bakmadan Geçme