Güneş gözlüğü kullanırken doğru bildiğimiz yanlışlar
Ekonomi-X Gazetesi'ne özel bir röportaj veren Optisyen Ömer Faruk Taşdemir, yaz mevsimine giriş yaptığımız şu günlerde gözlerin güneş ışınlarına ve enfeksiyonlara karşı savunmasız olduğunu belirtti. Taşdemir, güneş gözlüğü kullanmak gibi basit önlemlerle yaz aylarında göz sağlığını korumanın mümkün olduğunu vurguladı ve güneş gözlüğü tercih edilirken dikkat edilmesi gereken yedi noktaya değinerek, doğru bilinen yanlışları sıraladı.
Optisyen Ömer Faruk Taşdemir, Ekonomi-X Gazetesine verdiği özel röportajında, gözlük kullanımında doğru bildiğimiz yanlışları sıraladı…
Camlar Ultraviyole ışınlarını bloke etmeli
Optisyen Ömer Faruk Taşdemir, “Güneş ışınları, insan gözlerinin algılayamayacağı veya hissedemeyeceği oranda ultraviyole (UV) radyasyonu yayar. Gözlerimizi güneşten korumamızı sağlayan güneş gözlüklerinin UV ışınlarından koruyucu özellikte ve gözümüze uygun olmalıdır. Kaliteli bir güneş gözlüğünde öncelikle camın renginin koyu ya da açıklığından ziyade ultraviyole (UV) ışığını engelleyip engellemediği önem taşımaktadır. Güneş gözlüklerinin mutlaka UV ya da morötesi ışınları kestiğine dair bir sertifikası olmalıdır. Normalde her gözlük camı UV'yi değişik oranlarda bloke edebilmekle birlikte etkili UV blokajı için özel kaplamalar kullanılması gerekmektedir.
CE (Conformité Européene) belgesi olmalı
Gözlüğü taktığınızda bulanık görmemelisiniz ve detaylar kaybolmamalıdır. Kaliteli güneş gözlüklerinde güvenilir tescil belgesi olmalıdır. 1995'ten bu yana Avrupa Birliği standartlarına göre kaliteli gözlüklerin üzerinde CE ibaresi bulunmaktadır.
Gözlük dikey bir çizgiye odaklanmalı
Kaliteyi anlamanın bir başka yolu da gözlüğü taktıktan sonra dikey bir çizgiye odaklanmaktır. Bu durumda numarasız bir güneş gözlüğünü hareket ettirdiğinizde görüntü hareket etmez. Gözlüğü hafifçe yukarı aşağı, sağa sola hareket ettirdiğimizde bu çizgide oynama ya da kırılmalar oluyorsa o gözlük uygun değildir.
Işık emilim oranı uygun olmalı
Kullanım kılavuzlarında yer alan “ışık emilim oranı”, gözlük camının dışarıdan gelen ışığın ne kadarını emdiğini, ne kadarını yansıttığını ve ne kadarını içeri verdiğini ifade eder. Şehir ortamında yüzde 40-50, güneş ışınlarının daha dik geldiği dağlık bölgelerde yüzde 50-70, deniz kıyısında ve kayak yaparken yüzde 80-85 emilim uygundur.
Her pahalı gözlük, kaliteli demek değildir
Kaliteli bir güneş gözlüğünün mutlaka “UV ışığını engelleyici” özellikte olması gerektiğinin altını çizen uzmanımız bu özelliği olmayan güneş gözlüğünün sadece fazla ışığın geçmesini engellediğini de belirterek şunları aktarıyor: “Ancak bu engelleme hiçbir fayda sağlamaz, aksine zarar verir. Çünkü renkli cam takıldığında göz bebeği küçülmez. Böylece zararlı UV ışını göz içine bol miktarda girer. Kaliteli bir güneş gözlüğünün kalite ve UV blokaj belgeli olması gerekir.” dedi.
Doğru bildiğimiz yanlışlar…
UV koruması, gözlüğün renginin koyuluğu ile değil yapım maddesi ile ilgilidir. Renklendirme oranı, sadece ışığın şiddetini azaltarak görme konforu sağlar. Polarize camlar parlamayı keser fakat UV ışıklara karşı koruyuculuğu yoktur. Gözlükleri giysilerin ucuyla temizlemek, çantaya ya da cebe gelişigüzel atmak sıklıkla yapılan yanlışlıkların başındadır. Bu hatalar cam üzerinde mikro çizikler oluşmasına neden olur. Gözle görülmeyen bu çizilmeler zaman içinde görme kalitesini bozar. Gözlüğün kullanılmadığı zamanlarda orijinal kutusunda saklanması; temizliğin ise akan su, sabun veya ürünle birlikte verilen mikrofiber bez ile yapılması gerekir. Kontakt lens kullanan kişilerin, lensleri UV filtreli dahi olsa üzerine güneş gözlüğü takmaları gerekir. Güneş gözlükleri, kontakt lens kullanıcılarının sıklıkla karşılaştığı gözlerde kuruma sorununa karşı koruma sağlar. Güneşin çok yoğun olduğu ortamlarda güneş gözlüğü ile beraber mutlaka siperli şapka desteği ile beraber güneş ışınlarının istenmeyen etkilerinden gözümüzü korumalıyız.” İfadelerine yer verdi.