İsveç'in NATO'ya katılım protokolüne ilişkin teklif, TBMM Dışişleri Komisyonu'nda ertelendi
TBMM Dışişleri Komisyonunda, görüşülmeye başlanan İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi üzerindeki müzakerelerin ertelenmesi kararlaştırıldı.
Komisyon, AK Parti Ankara Milletvekili Fuat Oktay başkanlığında toplandı.
Fuat Oktay, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, KKTC'nin kuruluşunun 40. ve Filistin Devleti'nin kuruluşunun 35. yıl dönümünü kutladı.
Her zaman ve şartta KKTC'nin haklı davasının yanında olacaklarını vurgulayan Oktay, Kıbrıs'ta çözümün iki devletli bir yaklaşımın kabulüyle mümkün olduğunu kaydetti.
İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarına da değinen Oktay, "İsrail kadın, erkek, yaşlı, hasta demeden sivillere yönelik insanlık dışı saldırılar yapıyor. Biz Filistin halkının yanında olacağız. Bu sorunun çözümü için Türkiye olarak tüm kurumlarımızla birlikte yoğun çaba içerisindeyiz. Bu sorunun 1968 sınırları dahilinde eşit iki devleti içeren bir yaklaşımla çözülebileceğini düşünüyoruz." diye konuştu.
Oktay, Türkiye olarak bölgenin istikrarı ve barışı için somut öneriler sunduklarını, Türkiye'nin bu çabaları nedeniyle güvenilir ve ilkeli aktör bir ülke olarak kabul edildiğini kaydetti.
Özeleştiri dönemi başladı
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerde konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar, uluslararası düzeyde derin bir değişim ve dönüşüm döneminden geçildiğini belirtti.
Türkiye'nin kuzey ve güneyinde sıcak çatışmaların sürdüğüne dikkati çeken Akçapar "Ukrayna savaşı Avrupa Atlantik Bölgesi'ndeki güvenlik ortamını derinden sarsmış durumda. Gazze'de yaşananlar; İsrail'in binlerce kişinin hayatına mal olan saldırıları olmuştur. Tüm bunlar güvenliğe 360 derece yaklaşımın önemini ortaya koyuyor." diye konuştu.
Daha önce Finlandiya'nın NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifinin kabul edildiğini anımsatan Akçapar, değişen güvenlik ortamının yarattığı bir durumunun söz konusu olduğunu belirtti.
Rusya-Ukrayna savaşının ardından Baltıklar ve Kuzey coğrafyasının güvenliğinin NATO ittifakı için daha da önem teşkil ettiğine dikkati çeken Akçapar, "Bu bölgenin stratejik önemi haiz ülkelerinden olan İsveç, savaşın başlamasından sonra savunma ve güvenlik alanındaki tarafsızlık politikasını terk ederek NATO'ya katılma kararı almıştır. İsveç'in müstakbel müttefikimiz olarak ülkemizin meşru güvenlik kaygılarını gözetmesi, ittifak ruhuyla hareket etmesi gerektiğini sürecin başından beri en üst düzeydi vurguladık." dedi.
Akçapar, İsveç ile Finlandiya'nın; terör örgütü PKK'nın finansman ve eleman devşirme faaliyetlerini engellemeyi, FETÖ, PKK/PYD'ye destek sağlamamayı, terörizmle mücadelede yasal adımlar atmayı, iade ve sınır dışı işlemleri ile savunma sanayi konusundaki sınırlamaları kaldırmayı taahhüt ettiklerini kaydetti.
Atılan adımların takibi açısından üç ülke arasında daimi ortak mekanizmanın kurulduğunu dile getiren Akçapar, "İsveç'in bu süreçte geçirdiği dönüşüme ve attığı adımlara baktığımızda İsveç hükümeti ve kamuoyu ülkemizin meşru güvenlik kaygılarını daha iyi anlamaya başladı. Bu süreçte hem hükümet hem de kamuoyu düzeyinde eksik yaklaşımlar sorgulandı ve özeleştiri dönemi başladı." ifadelerini kullandı.
Örgüt baskı altındadır
Akçapar, bu dönüşümü İsveç hükümet yetkililerinden yapılan açıklamalardan gördüklerini, İsveçli yetkililerin bir paradigma değişikliğine gittiklerini her vesileyle dile getirdiklerini söyledi.
İsveç hükümetinin taahhütlerine sadık kalacağını beyan ettiğine işaret eden Akçapar, "İsveç hükümeti terörizmle mücadele kapsamında mevzuatta yapılan değişiklikleri yürürlüğe koydu. Bu çerçevede terör örgütüne katılımın cezalandırılmasına ilişkin anayasa değişikliği yapıldı. İsveç'te ilk kez terör örgütüne katılım suç haline getirildi. İsveç PKK'nın faaliyetleri ve finansmanları başta olmak üzere terör faaliyetleri konularında somut adımlar attı. PKK iltisaklı çevreler, eskiden olduğu gibi İsveç'te rahat bir hareket alanı bulamıyor. Örgüt baskı altındadır." dedi.
İsveç'in ikili temaslar çerçevesinde yol haritası taslağını hazırladığını Türkiye'ye bildirdiğini dile getiren Akçapar, İsveç'in, süreç içerisinde sorumluluklarını ve hangi adımlarını atacaklarını içeren bir yol haritasını Türkiye'ye sunacağını belirtti.
Terörle mücadelede iş birliğini artıracağını düşündükleri için terör örgütlerinin İsveç'in NATO üyeliğine karşı faaliyet gösterdiğini dile getiren Akçapar, "İsveç'in NATO'ya katımının Avrupa Atlantik Bölgesi'ni daha güvenli hale getireceği, ikili ilişkilerimizin müttefiklik bağı ve sorumlulukları temelinde daha da gelişmesine hizmet edeceği, özellikle savunma sanayi alanında iş birliğimizin gelişmesine katkı sağlayacağını değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin ardından AK Parti milletvekillerinin kabul edilen önergesiyle müzakerelerin ertelenmesi kararı alındı. Önergede, "Görüşülmekte olan konunun açıklığa kavuşmaması ve müzakerelerin yeterince olgunlaşmaması nedeniyle teklifin maddelerine geçilmemesi ve sonlandırılması" ifadeleri yer aldı.
TBMM Dışişleri Komisyonunda, İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi üzerinde milletvekilleri görüşlerini paylaştı.
İYİ Parti Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu, İsveç'in NATO üyeliği konusunda Türk kamuoyunda büyük bir hassasiyet oluştuğunu, bu nedenle konuyu yakından takip ettiklerini söyledi.
Türkiye'nin, İsveç ve Finlandiya ile yürüttüğü müzakereleri anımsatan Zorlu, "Türkiye'nin çıkarları çerçevesinde NATO'nun genişlemesinin karşısında değiliz. Ancak Macaristan'ın da bu anlaşmayı henüz imzalamadığını görüyoruz. Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili somut adımların atılıp atılmadığını gözlemlememiz gerekiyor. Türkiye elindeki bu kartı milli güvenlik çıkarları çerçevesinde iyi kullanmalı." diye konuştu.
PKK/YPG terör örgütüne yönelik somut adımların daha net açıklanması gerektiğini dile getiren Zorlu, "Bunların atılması ve zaman kazanılması adına teklif geri çekilmelidir. Buna rağmen görüşme gerçekleşecek ve bu somut bilgilerle olacaksa biz teklife şerh koyacağız. Türkiye'nin beklentilerinin somut olarak karşılanmasını bekliyoruz. Bu sebeple teklifin çekilmesi milletimizin menfaatlerine daha uygun olacak." değerlendirmesinde bulundu.
HEDEP Diyarbakır Milletvekili Berdan Öztürk, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonucunda Avrupa halklarında ortaya çıkan güvenlik kaygılarının NATO'nun genişlemesiyle giderilemeyeceğini ifade etti.
Rusya'nın işgal ve yayılmacı politikalarına karşı çözümün, NATO üyesi ülkelerin askeri bütçelerini artırmak yerine bu bütçenin barışçı politikalar ve savaşın yarattığı tahribatlara harcanmasından geçtiğini belirten Öztürk, şunları kaydetti: "İsveç'in ya da başka bir ülkenin NATO'ya üye olması sadece ve sadece askeri harcamaların artmasına paralel olarak halkın savaş¸ ve çatışma kaygılarını da artırmaktadır. Ayrıca, İsveç'te yapılan NATO'ya üyelik görüşmeleri sırasında Kürtler üzerinden yapılan söz konusu pazarlıkları da doğru bulmuyoruz. NATO'nun tarihte tanık olduğumuz şekilde genişleme stratejisinin savaştan başka hiçbir şey getirmeyeceği nedeniyle hem de Kürtlerin pazarlık haline getirilmesi nedeniyle bu anlaşmayı kabul etmiyoruz ve şerh düşüyoruz."
Adımları değerli buluyoruz ama yeterli değil
AK Parti Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız, dünyada yeni bir dönemin başladığını, NATO'nun yapısı ve misyonunda da köklü değişiklikler gözlemlendiğini söyledi.
NATO'nun küresel bir aktör konumuna eriştiğine dikkati çeken Altunyaldız, "NATO'nun değeri, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi temel değerleri savunma konusundaki taahhüdünden gelmektedir. Bu değerler sadece üye ülkeler için değil, küresel barış ve istikrar için de kritik öneme sahiptir." dedi.
Türkiye'nin terörle mücadele konusunda NATO üyesi ülkelerden beklentilerini anlatan Altunyaldız, "Terör belasından en çok çeken ve bu belayla en çok mücadele eden ülke olarak, İsveç'in verdiği sözleri yerine getirmesini umuyoruz. Hiç şüphe yok ki bütün bu garantilerin takipçisi olacağız. İsveç'in atacağı adımları yakından takip edeceğiz." ifadelerini kullandı.
AK Parti Gaziantep Milletvekili Ali Şahin, Türkiye'nin NATO'ya katkılarına değinerek, "Türkiye'nin NATO ile ilgili anlamını kavrayabilirsek, İsveç ile ilgili tutumlarımız ve kaygılarımızın gerekçelerini güçlü bir zemine oturtmuş oluruz." dedi.
NATO'da sıkça gündeme getirilen müttefiklik ruhunun önemli bir kavram olduğunu vurgulayan Şahin, "NATO için stratejik önem taşıyan ve bedel ödeyen bir ülke olmamıza rağmen maruz kalacağımız saldırılar karşısında müttefiklikten uzak bir iki yüzlülükle karşılaşıyoruz. Türkiye'nin güney sınırları roketlerle saldırıya uğradığında NATO müttefiklik ruhunu göstermedi." değerlendirmesinde bulundu.
Şahin, barışın istikrarı açısından NATO'nun varlığını ve genişlemesini değerli bulduklarını ancak Türkiye'nin tereddütlerinin de giderilmesi gerektiğini kaydetti.
İsveç'te terör örgütlerinin finanse edildiğini dile getiren Şahin, "Terör örgütü PKK, İsveç'te sivil toplum örgütleri adı altında çeşitli faaliyetler yapıyor. İsveç'in bugüne kadar attığı adımları değerli buluyoruz ama yeterli bulmuyoruz." diye konuştu.
Devletimizin güvenliği her şeyin önündedir
CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, NATO'nun, üye ülkelerin güvenliği açısından müşterek bir savunma organizasyonu olduğunu belirtti.
NATO'ya girecek ülkelerin Türkiye'nin kırmızı çizgilerini doğru anlayıp anlamadığının Türkiye tarafından değerlendirileceğini söyleyen Derici, "Bu çerçevede, İsveç'in attığı adımlar çok kıymetlidir. Özellikle terörizmin teşvikinin suç kapsamına alınması çok olumlu gelişmedir ancak yeterli midir, buna TBMM karar verecek. Devletimizin güvenliği her şeyin önündedir. Teröre aynı yerden baktığımızın doğru anlaşıldığını tespit etmemiz gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, İsveç'in NATO üyeliğinin sadece İsveç'le Türkiye arasındaki bir konu olmadığını, taraf ülkelerle de ilişkili olduğunu dile getirdi.
Türkiye'nin terörle mücadelede yalnız bırakıldığına işaret eden Özdemir, "Türkiye'ye yönelen milli güvenlik tehditlerini doğrudan besleyen ve büyüten bir NATO gerçeğiyle yüzleşmek durumunda kaldık. ABD bu kapsamda PKK-PYD terör örgütüne destek verdi." dedi.
PKK/YPG'nin bölgedeki faaliyetlerine değinen Özdemir, Türkiye'nin kaygılarının giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Saadet Partisi Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun ise dış politikanın bir "al-ver meselesi" olduğunu ifade ederek, "Biz bunun karşılığında ne alacığız? İsveç hangi taleplerimizi karşılayacak? Bizim asıl muhatabımız ABD, İngiltere ve AB'dir. ABD kendisine düşen hiçbir şeyi kabul etmiyorsa, biz niye kabul ediyoruz?" sorularını yöneltti.
Bu arada, Komisyonda İsveç'in NATO'ya katılım protokolünün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair kanun teklifi görüşmeleri öncesinde Türkiye ile Kazakistan Arasında Uluslararası Kombine Yük Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi ve Türkiye ile Bosna Hersek Arasında Altyapı ve İnşaat Projelerinde İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi kabul edildi.