KMSMMMO Başkanı Kalın, acil çağrıda bulundu
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) üyeleri, artan iş yükünün azaltılması talebiyle Türkiye genelinde eş zamanlı basın açıklaması düzenledi. STK kuruluşlarının da destek verdiği basın açıklamasını Kahramanmaraş Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (KMSMMMO) Başkanı Abdullah Kalın, kamuoyuyla paylaştı.
Kahramanmaraş Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (KMSMMMO) Başkanı Abdullah Kalın, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli depremlerde büyük hasar alan bölgede, mücbir sebep halinin uzatılması ve beyanname sürelerinin yeniden düzenlenmesi için acil çağrıda bulundu.
Yapılan çağrıya KMTSO Başkanı Mustafa Buluntu, Mimarlar Odası Başkanı Yunus Emre Kaçamaz, Terziler ve Konfeksiyoncular Odası başkanı Muhlis Akkurt ve Kahramanmaraş Barosu Başkanı Av. Muhammed Burak Gül, KMSMMMO Üyeleri de tam destek verdi.
Başkan Kalın, deprem bölgesinde hayatın normale döndüğü algısının aksine, meslek camiasının, esnaf ve sanatkârların, ticaret ve sanayi işletmelerinin hala iptidai koşullarda mücadele ettiğini vurguladı.
30 Nisan 2024 tarihinde sona erecek olan mücbir sebep halinin yetersiz kaldığını belirten Kalın, en az 28 Şubat 2025 tarihine kadar uzatılması ve beyan ve bildirimler için 31 Mayıs 2025 tarihine kadar 3 aylık ek süre verilmesi gerektiğini söyledi.
Başkan Kalın, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi, “06 Şubat 2023 tarihinde İlimiz Kahramanmaraş merkez üslü, 11 ilimizi etkileyen asrın felaketini hep birlikte yaşadık. Deprem bölgemizde devam eden 4 il ve 2 ilçemiz için mücbir sebep hali 30 Nisan 2024 tarihinde sona erecektir. Acıların büyüklüklerini karşılaştırmak gibi bir kastımız olmamakla birlikte, Van ve Kocaeli depremlerinde, mücbir sebep uygulamaları göz önüne alındığında, yaşadığımız asrın felaketinde mücbir sebep sürelerinin ne kadar yetersiz olduğu kamuoyu ve kamu otoritesinin takdirinedir.
Ayrıca; deprem bölgemizde hayatın normale döndüğü düşünülmekte, oysaki meslek camiamız, esnaf sanatkârlarımız ve birçok ticaret sanayi işletmeleri, hala iptidai koşullar altında, internet yok, alt yapı yok, üst yapı yok, resmi daireler ve kurumlar yetersiz, hayat mücadelesi vermektedirler. Hal böyleyken, bu şartlar altında mücbir sebebin uzatılmasını talep etmekten, artık bizler zul duymaktayız. Aldığımız bilgiler doğrultusunda, bölgemizde mücbir sebep halinin, iki ay gibi kısa bir süre uzatılacağı ve açıklanacağı duyumlarımızla sabit olup, bu durumun deprem bölgesi olarak kabul edilmesi asla mümkün değildir.
Deprem bölgemizde, mücbir sebep halinin bölgemizde yaşanan olağanüstü koşullar göz önüne alınarak, il ve ilçe çıkartılmadan, ayrım yapmaksızın son kez olmak üzere, en az 28 Şubat 2025 tarihine kadar uzatılmalı, beyan ve bildirimler için ise, 31 Mayıs 2025 tarihine kadar, 3 aylık ek süre verilmelidir.
Deprem Bölgemizde, en çok yıkım ve hasara uğrayan meslek grubu içerisinde, Serbest Meslek olarak adlandırılan biz Mali Müşavirler, Avukatlar, Doktorlar, Mühendisler, Mimarlar ve benzeri diğer serbest meslek mensupları, tamamen işyerlerini, demirbaş ve ekipmanlarını kaybetmiş olmalarına rağmen, bugüne kadar KOSGEB kredilerinden yararlandırılmamışlardır. KOSGEB ile ilgili yasal düzenlemeler ivedilikle yapılarak, Serbest Meslek Mensuplarının da bu imkanlardan yararlanmaları sağlanmalıdır.
Deprem bölgemizde, Esnaf Sanatkârlarımız ile Ticaret ve Sanayi kuruluşlarımızın, tahakkuk eden vergileri ve SGK Primleri, bilanço rasyo oranlarına bakılmaksızın ve teminat aranmaksızın, 30 Haziran 2025 tarihine kadar müracaatları ile 24 Ay faizsiz taksitlendirilmelidir. Mücbir sebep süresince, BAĞ-KUR prim tahakkukları iptal edilerek, ileride isteğe bağlı talep edilmesi halinde, yeniden hizmet ihya imkânı sağlanmalıdır.
Deprem Bölgemizde, iş göçünü önlemek, istihdamı artırmak için, tüm işverenlere SGK prim ve vergisel avantajlar sağlanmalıdır. Aksi takdirde, bölgemizde esnaf sanatkârlar ile Ticaret ve Sanayi sektörlerin ayağa kalkması, istihdam oluşturması, şehirlerimizin inşa ve ihyası süreci, bu durumdan çok olumsuz etkilenecektir. Ülkemiz genelinde, TÜRMOB'a bağlı 130 bin Mali Müşavir meslektaşımız bulunmaktadır. Devletlerin vergi gelirlerini toplamak ve hükümetlerin çeşitli alanlarda geleceğe yönelik planlamalar yapmak için bazı verilere ihtiyaçlarının olduğu açıktır. Ancak, bu veriler toplanırken, istenilecek verilerin mümkün olduğunca tek elden alınması, gereksiz bilgi toplamanın önüne geçilmesi ve veri toplama için kullanılan yöntemlerin de sağlıklı çalışması, büyük önem arz etmektedir.
Ancak, bugün Mali Müşavirlerin sırtındaki yük, artık dayanılmaz bir boyutlara ulaşmıştır. Meslek mensuplarımız aracılığıyla alınan, beyan ve bildirimlerin sayısı her geçen gün artmakta, bu beyan ve bildirimlerin içerikleri kolaylaşacağına zorlaşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde, iş verimini artırmak için, haftalık çalışma günlerinin, dört güne indirilmesi tartışılırken, biz Mali Müşavirler olarak, neredeyse 7/24 ofislerimize hapsedilmekteyiz.
Görünürde, mükellef veya işverenlerden istenilmekle beraber; iktisadi ve sosyal hayata ilişkin, ihtiyaç duyulan hemen her veri, biz Mali Müşavirler aracılığıyla toplanılır hale gelmiştir. Bu durum meslek mensuplarının, zaten çok ağır bir iş yükü altında, ezilmelerine sebebiyet vermekte iken, bir de beyan ve bildirimleri almak için kullanılan sistemlerin, sağlıklı çalışmaması ve yoğunluk dönemlerinde tıkanması, zamanla yarışan meslektaşlarımızın, streslerini katbekat artırmaktadır. Meslektaşlarımız rutin dönemlerde dahi, beyan ve bildirimleri sağlıklı bir şekilde hazırlayamaz hale gelmiştir.
3568 sayılı Meslek Yasamızın, 1.Maddesinde Kanun'un amacı, “işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin, sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak, gerçek durumun ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek meslekî standartları gerçekleştirmek, …” şeklinde tanımlanmıştır. Ancak, bu kadar ağır iş yükü altında çalışmak zorunda bırakılan, meslek mensuplarımızın, bir işletmeninin faaliyetlerini ve işlemlerini sağlıklı bir şekilde yürütmesi, mümkün değildir. Sadece Nisan ayında, GİB tarafından ilan edilen vergi takviminde, toplam elli altı beyan ve bildirimin verileceği açıkça görülmektedir. Bu beyan ve bildirimlerin yanında, bir de en son 20 yıl önce uygulanan ve genel tebliği ile sirküleri henüz iki üç ay önce yayımlanan, hala uygulamada birçok tereddüttü barındıran, enflasyon düzeltme işlemlerine ilişkin, yapılacak çalışmaları da aynı takvimde tamamlanmak zorunda bırakılmasını, adil ve uygulanabilir bulmuyoruz. Resmi idari ve hafta sonu tatilleri, Ramazan Bayramı ile birleşince toplam on iki günlük tatil nedeniyle, Nisan ayında çalışma günü olarak sadece on sekiz gün kalmaktadır. Bu kadar kısa süre ile bu kadar beyan ve bildirimin, sağlıklı bir şekilde verilmesine imkân yoktur.
TÜRMOB Genel Başkanımız Emre Kartaloğlu'nun, Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine yaptığı, hem yazılı hem sözlü başvurularının, dikkate alınması için, meslektaşlarımızın masa başında, ölmesi mi gereklidir. Mali Müşavirlerin iş yükünü hafifletecek çözüm önerilerini Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine, yine hem yazılı hem de sözlü olarak birçok kez aktarmıştır.
Yapılan her görüşmede, Mali Müşavirlerin ağır iş yükü altında ezildiğini, omuzlarındaki yükün artık dayanılmaz bir seviyeye geldiğini, meslektaşlarımızın beden ve ruh sağlıklarının, bu yükü artık kaldırmadığını sıklıkla ifade edilmiştir. Önerilerimize yıllardır sessiz kalınması sebebiyle büyüyen bu sorunların ortadan kaldırılması için, beyan ve bildirimlerin sadeleştirilmesi, bilgi sistemleri alt yapılarının modernizasyonu ve güçlendirilmesi şarttır. Ölçüsüz bir iş yükü ve adil olmayan ücret tarifesi, mali müşavirlerin iş ve yaşam dengesini, olumsuz etkilemekte ve insani yaşam hakkını ellerinden almaktadır. Sorunlarımıza ivedili olarak çözüm üretilmesi için haykıran, 130 bin meslek mensubumuzun, çığlıklarına duyarsız kalınmamalıdır. Artık mevcut işlerimizi yapamaz hale geldik, bıçak kemiğe dayandı! İnsani şartlarda yaşamak biz mali müşavirlerin de Anayasal hakkıdır.
Hazine ve Maliye Bakanlığından, her ay beyan sürelerinin uzatılmasını değil, günümüzde yapay zekâ teknolojisinin kullanıldığı bir çağda, elektronik uygulamalar aracılığıyla toplanan, verilerin etkin bir şekilde sınıflandırılmasını ve yasal olarak veri talep eden kurumlarla, örneğin TUİK, Merkez Bankası ve Kamu İhale Kurumu gibi, tüm kamu kurumlarıyla paylaşılmasını talep ediyoruz. Ayrıca aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini, vergi beyan dönem ve sürelerinin, resmî tatil günleri dikkate alınarak, o sürelerin ilave edilerek takvimlerin yeniden düzenlenmesini talep ediyoruz.
Şu an, meslek camiasında bir infial hali mevcuttur. Meslektaşlarımız gece gündüz demeden, rutin işlerinin yanında, ay sonuna kadar kurumlar vergisi beyannamelerini yetiştirmek için uğraşmaktadırlar. Bayram tatili nedeniyle, çalışmaların sekteye uğraması, mükelleflerden bilgi ve belgenin toplanamaması sebebiyle, kurumlar vergi beyannamelerinin süresinde, sağlıklı bir şekilde hazırlanabilmesi mümkün değildir.
Kurumlar vergisi beyannamelerinin bile, süresinde hazırlanıp beyan edilemeyecek durumda iken, bir de bundan 17 gün sonra geçici vergi döneminde, enflasyon düzeltmesi işlemlerinin yapılmasının ve beyanname ekine, bilançonun eklenmesinin istenmesi, biz mali müşavirlerin adeta cinnet geçirmesine sebebiyet vermektedir.
2023 yılına ilişkin, Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin ve elektronik defter beratlarının yüklenmelerinin, Nisan ayındaki resmî tatil sürelerinin uzun olması nedeniyle, zamanında yapılması mümkün değildir. 2024 yılı geçiş dönemi olması ve ikincil mevzuatın oldukça geç yayımlanması ve aşırı yoğunluk nedeniyle, 2024 yılında geçici vergi dönemlerinde, enflasyon düzeltme işlemlerinin yapılmaması için, dayanakları ile birlikte, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Gelir İdaresi başkanlığına, yaptığımız müracaatımızın hayata geçirilmesini talep ediyoruz.
Deprem Bölgemizde, mükellefler için enflasyon düzeltmesinin, vergi etkisi olmaksızın uygulanması talebimizin, yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, kurumlar vergisi beyannameleri ile e-defter beratlarının, yükleme sürelerinin ve geçici vergi beyan süresinin, uzatılması talebimizin yerine getirilmesi gerekmektedir.
Bizler, devletimiz için her türlü fedakarlığı yapan, tıpkı pandemi döneminde olduğu gibi, ekonominin çarklarının dönmesi için, sağlımızı tehlikeye atarak üzerimize düşen görevleri, yüksek sorumluluk bilinci ile yerine getiren, bir meslek gurubuyuz. Devlet bizim devletimizdir. Tabi ki kriz dönemlerinde, herkesin elini taşın altına koyması ve var gücü ile çalışması gereklidir. Ancak, hiçbir kamu gücünün de, bir meslek grubuna bu kadar yüklenmeye, meslektaşlarımızın psikolojilerini bozmaya hakkı yoktur.
Sayın Cumhurbaşkanımızın, Hükümetimizin, Hazine ve Maliye Bakanlığımızın, Gelir İdaresi Başkanlığımızın ve biz Mali Müşavirlerin, işlerini daha sağlıklı bir şekilde yapabilmesi, haklı ve insani taleplerimizin, ivedilikle hayata geçirilmesi ve Deprem Bölgemizdeki mücbir sebep halinin, devamı ile ilgili taleplerimiz konusunda sorunlarımızın, çözülmesi noktasında hassasiyet göstereceklerine, inancımız ve güvenimiz tamdır.”