Küresel tedarik zincirine 170 milyon avroluk yeni kaynak
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'de Tedarik Zincirleri: Avrupa Değer Zincirleriyle Daha Derin Entegrasyon Yoluyla Sürdürülebilirliğin Ele Alınması Projesi'ne ilişkin, 'AB'nin 17 milyon Avroluk hibe desteğiyle gerçekleştirdiği projede Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve diğer partner bankaların katılımıyla tedarik zinciri finansmanında kullanılmak üzere 170 milyon avroluk bir kaynağın oluşmasını mümkün kıldık.' dedi.
Kahramanmaraş 26 Kasım-
Bakan Kacır, Türkiye'de Tedarik Zincirleri: Avrupa Değer Zincirleriyle Daha Derin Entegrasyon Yoluyla Sürdürülebilirliğin Ele Alınması Projesi'nin açılış etkinliğine katıldı. Projenin; girişimlerin Avrupa tedarik zincirine dahil olmasını sağlamak üzere çok boyutlu destek mekanizması sunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Türkiye olarak; küresel değer zincirlerinin yeniden şekillendiği bu dönemde; siyasi istikrar iklimi, güçlü lojistik bağlantıları, yatırımcı dostu mevzuat düzenlemeleri, güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapısıyla, Dünya'nın geri kalanından pozitif olarak ayrıştık. Dünya standartlarında kaliteli, sürdürülebilir ve esnek üretime rekabetçi maliyetlerle erişim arayışı içindeki firmaların üretim ve tedarik destinasyonu olmayı başardık.
Gümrük Birliği ve serbest ticaret anlaşmalarıyla bir milyar nüfusluk pazara erişim imkanı olan ülkemiz; bugün birçok uluslararası firmanın üretim ve Ar-Ge merkezine ev sahipliği yapıyor. Türkiye bugün, Çin'den sonra, Orta Avrupa'ya kadar uzanan geniş kuşakta en fazla ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülke konumdadır. Yüksek katma değerli ve rekabetçi üretimde son yıllardaki kazanımlarımızın, özellikle Gümrük Birliğiyle birlikte firmalarımızın öncelikli pazarı haline gelen Avrupa Birliğiyle ticari ilişkilerimize olumlu yansımaları oldu.
Sanayimizin Avrupa pazarlarında rekabetçiliğini daha ileriye taşıyacak adımları hayata geçiriyoruz. Hazırladığımız “Yeşil Mutabakat Eylem Planı” ile Avrupa Yeşil Mutabakatına uyum sürecimizi başlattık. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD)'nın desteğiyle sınırda karbon düzenlemesinden en yoğun şekilde etkilenecek çelik, alüminyum, çimento ve gübre sektörleri için alternatif teknolojiler, gerçekleşecek emisyon azaltımları, gerekli yatırım ihtiyaçlarını değerlendiren “Sektörel Yol Haritaları” oluşturduk. 2053'e dek bu dört sektörün yeşil dönüşümü için 70 milyar doların üzerinde yatırım ihtiyacını ortaya koyduk.
Dünya Bankası iş birliği ile yürüttüğümüz “Türkiye Yeşil Sanayi Projesi” ve "Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi" ile 700 milyon doların üzerinde finansmanı sanayicilerimize, KOBİ'lerimize ve yeşil teknoloji girişimlerine sunuyoruz. KOSGEB finansman desteğiyle; Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından temin ettiğimiz 300 milyon avro kaynağı, KOBİ'lerin rekabetçiliklerini ve verimliliklerini arttırmaya yönelik dijital dönüşüm projelerine tahsis ediyoruz.
İmalat sanayinde faaliyet gösteren yaklaşık 490 bin girişimin ise yüzde 10'u geçtiğimiz yıl ihracat gerçekleştirdi. Firmaların mevcut ölçekleri, ihracat kabiliyetleri hakkında önemli ipuçları veriyor. Mikro ölçekteki imalat sanayi girişimlerinin ancak yüzde 4'ü ihracat gerçekleştirirken, büyük ölçekli girişimlerde bu düzeyin yüzde 80'lerin üzerine çıktığını görüyoruz.
Günümüzde başta KOBİ'ler için dış pazarlara açılmakta, özellikle de bu ticari ilişkileri gelişmiş ekonomilerle kurmakta birçok zorluğun bulunduğunun da bilincindeyiz. İhracat gerçekleştirmek üzere gerekli bilgi birikimine ve deneyime sahip olmak, hedef pazar araştırması yapabilmek, standartlara, mevzuatlara ve isterlere uyum sağlamak, yurtdışındaki müşterilerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde ürün ve hizmetleri konumlandırabilmek, ilave yatırımları gerçekleştirebilmek ve ticaret finansmanına erişim. Tüm bu saydığım maddelerin her biri, işletmelerimizin bu süreçte aşması gereken farklı ölçekteki idari, teknik ve mali engellere işaret ediyor.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu engelleri aşmak üzere; her daim sanayicimizin küresel pazarlarda önünü açacak adımların uygulayıcısı, destekçisi ve hamisi olarak hareket ettik. Bu doğrultuda imalat sanayimizin tedarik zincirlerine entegrasyonundan Ar-Ge altyapısının desteklenmesine, ikiz dönüşümden KOBİ'lerimizin finansmana erişimine, küresel pazarlarda sanayicimizin önüne çıkan görünür ve görünmez tüm engelleri doğrudan veya dolaylı olarak kaldıran projelere ve programlara imza attık. 15 yılı aşkın bir süredir “rekabetçilik ve yenilik” sektöründe AB Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) fonlarının yönetiminde Program Otoritesi olarak faaliyet gösteren Bakanlığımız, birçok alanda büyük bir uyum arz eden AB politikaları ile ulusal stratejilerimiz çerçevesinde 800 milyon avroluk bütçeyle 90'a yakın projeyi hayata geçirdi.
Türk firmalarının global değer zincirlerine katılım oranını iyileştirmeyi, AB ile Türkiye arasındaki ticaret bağlantılarını derinleştirmeyi; firmalarımızın Çevre, Sosyal ve Yönetişim (ESG) prensiplerini benimsemelerini hedefleyen çok yönlü bir destek programını devreye alıyoruz. Program sayesinde hem büyük ölçekli işletmelerimizin hem de onların tedarik zincirinde yer alan KOBİ'lerimizin, Avrupa Birliği'nin sürdürülebilirlik standartlarını benimsemelerini sağlamak adına tedarik zinciri finansal hacmini artıyoruz.
AB'nin 17 milyon avroluk hibe desteğiyle gerçekleştirdiği bu projede; EBRD ve diğer partner bankaların katılımıyla tedarik zinciri finansmanında kullanılmak üzere 170 milyon avroluk kaynağın oluşmasını mümkün kıldık. Programa dahil olan çapa alıcılar; kendi tedarik zincirlerine dahil olan firmaların ESG prensiplerini esas alarak iş süreçlerini yeniden şekillendirmeleri için yönlendirici konumda olacak.
Bunun karşılığında da çapa alıcının değer zincirine dahil olan firmalar; programın sunduğu sonuç esaslı teşvik mekanizmasına erişim sağlayacak. Çapa alıcıya gerçekleştirdikleri tedariklerin fatura bedellerini, vade tarihinden önce ve piyasa koşullarından çok daha uygun iskonto oranları ile tahsil etme imkanına kavuşacak. 300 firmamızın Avrupa değer zincirine entegrasyonunu hedefleyen bu mekanizmada deprem bölgesindeki KOBİ'ler ve büyük ölçekli işletmelerimiz için destek tutarlarını artırımlı olarak uygulayacağımızı da özellikle vurgulamak isterim.
Programın bir diğer önemli bileşeni olarak, danışmanlık ve bilgi birikimi aktarımıyla 1000 firmamıza ESG prensipleri, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme hakkında kapsamlı bir anlayış kazandırmayı ve Avrupa değer zincirlerine hazırlık düzeylerini yükseltmeyi hedefliyoruz. Programın tanıtımında ve doğru aday firmaların seçiminde ise; kalkınma ajanslarımızın geniş saha tecrübesi anahtar rol üstlenecek.
Akbank ve Şok Market; program doğrultusunda ortak bir tedarik zinciri finansmanı programı oluşturmak üzere harekete geçtiler. Ülkemizin önde gelen gıda perakende firması Şok Market'in deprem bölgesinde yer alan önemli sayıda tedarikçisinin ilk kez bu program vesilesiyle tedarik zinciri finansmanına dahil olmasından da ayrıca mutluluk duyduk. Program kapsamında oluşturulacak bu mekanizmanın piyasada örnek bir model teşkil ederek, diğer bankalar ve alıcı kurumsal müesseselerin daha fazla sayıda ve daha büyük montanlı tedarik zinciri finansman çözümlerini ülkemize kazandırmasını hedefliyoruz.
İmalat sanayimiz başta olmak üzere tüm sektörlerdeki işletmelerimizin küresel değer zincirlerinden daha fazla pay almalarını, rekabet güçlerini artıracak projeleri gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz. Projemizin bu alandaki çalışmalarımıza önemli ivme kazandırarak AB ve EBRD iş birliğinde daha nice kapsamlı ve sonuç odaklı projeye kapı açacağını ümit ediyoruz. Bakanlığımızın, “Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Fonu” mekanizması kapsamında geliştirilecek yatırım ve finansman projelerinin tasarımında ve uygulamasında öncü rol üslenmeye hazır olduğunu da özellikle belirtmek isterim.