Memişoğlu, 'Aile hekimlerinin sağlığın nabzını tutmasını istiyoruz'
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Sağlık Bakanlığının 2025 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, konuşmasına 'İnsan, önce insan.' diyerek başlayan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, 'Bütçe hakkı, şeffaflık ve hesap verebilirlik adına, emanet ettiğiniz bütçeyi nasıl kullandık talep ettiğimiz bütçeyi nasıl kullanacağız bunların hepsini bugün sizlerle paylaşacağım.' dedi.
Kahramanmaraş 22 Kasım-
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, “Sağlık Bakanlığı 2025 Yılı Bütçesi”nin sunumunda şu ifadeleri kullandı: “2 Temmuz 2024 tarihi itibarıyla Sağlık Bakanlığı vazifesini devraldım. İlk defa Plan Bütçe Komisyonunun huzurundayım. Ancak bu, Mecliste bir komisyon huzuruna ilk çıkışım değil. Bakanlığımın 15. gününde, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu üyeleri ile bir araya geldik; görüş alışverişinde bulunduk. ‘Sağlıklı Türkiye'nin bugünü ve geleceği için farklı fikirlere, çözüm önerilerine ve her türlü yapıcı eleştiriye açık olduğumu' söyledim. Geçtiğimiz 4 ayda nüfusumuzun yüzde 51'inin yaşadığı 28 ilimizde değerlendirme toplantıları gerçekleştirdik. İllere gitmeden, önce o ilin tüm milletvekillerinden değerlendirmelerini aldık. Sahayı yerinde gören, sağlık hizmetlerini yerinde inceleyen bir Bakanlığız.”
Sağlığın bilimini ve teknolojisini üreten sağlık yapısını kuruyoruz
“İnsanı yaşat ki Devlet yaşasın' düsturu, ecdadımızın bizlere mirasıdır. Tarihsel tecrübemiz ışığında, medeniyetimizin sağlığa büyük bir önem ve değer verdiğini biliyoruz. Sağlık Bakanlığımızı, sadece Türkiye'nin bugünkü sağlık sorunlarının çözümü için değil; sağlıklı bir nesil yetiştirmek vesağlıklı bir toplum olarak geleceğe yürümek açısından, fevkalade önemli görevleri olan bir kurum olarak görüyoruz. Sağlık sektörünü bir bütün olarak değerlendirdiğimizi de bilmenizi isteriz. Kamu sektörünün de özel sektörün de, devlet üniversitesinin de vakıf üniversitesinin de, tıbbi cihaz üreticisinin de ilaç sektörünün de Bakanlığı olduğumuzun bilinciyle hareket ediyoruz. Ülke olarak, sağlık hizmeti sunumunda son 22 yılda önemli bir mesafe kat ettik. Bu süreci daha ileri bir noktaya taşırken, sağlığın bilimini ve teknolojisini Üreten Sağlık yapısını kuruyoruz. Türkiye'yi bu alanda dünya çapında söz sahibi olan marka ülke haline getiriyoruz. Bu yolda, istişareye ve ortak akla büyük önem veriyoruz. Üniversitelerimizle, özel sektörümüzle ve tüm paydaşlarımızla el ele, omuz omuza vererek Türkiye'nin Üreten Sağlık Sistemini inşa ediyoruz.”
Aile hekimlerimizin sağlığın nabzını tutmasını istiyoruz
“Sağlık, dünyanın hızla değişen en önemli sektörlerinden bir tanesi. Biz de sürekli gelişen bir sağlık sistemi ve nitelikli sağlık hizmeti sunumu üzerine titizlikle çalışıyoruz. Sağlık hizmetine en rahat erişilebilen ülkelerden birisiyiz. En kapsayıcı ve en kapsamlı sağlık hizmetini sunuyoruz. Önceliğimiz, koruyucu sağlık hizmetleriyle, hastalanmadan, vatandaşlarımızın sağlıklı kalmalarını sağlamak ve farkındalık kültürünü artırmaktır. Bu kapsamda vatandaşımızın sağlık hizmetine ulaştığı ilk kapının, aile hekimi olmasını ve aile hekimlerimizin sağlığın nabzını tutmasını istiyoruz. Bu süreçte aile hekimliğimizi güçlendiriyoruz, daha da güçlendireceğiz. İkinci ve üçüncü basamakla entegrasyonlarını artırarak, vatandaşımızın doğru yerde, doğru zamanda, etkin tedaviyi alarak şifa bulmasına önem veriyoruz. Hekim-hasta ilişkisinde güveni ve manevi boyutu önemsiyoruz. Aile hekimliğini de hekim-hasta ilişkisinde güvenin tesis edildiği başlangıç noktası olarak görüyoruz.”
Son 22 senede sağlık alanında büyük bir değişim ve gelişim yaşadık
“Sağlık hizmetlerine erişim, anayasal bir haktır. Sağlık hizmetlerini Türkiye'nin her yerine ulaştırıyoruz ve ulaştırmaya devam edeceğiz. Çünkü ‘önce insan' diyoruz. Dolayısıyla hem hasta hem de çalışan odaklı bir yaklaşıma sahibiz. Biz hastayı ve çalışanı birbirinden ayırmıyoruz. Kuşkusuz sağlık hizmetinde memnuniyet, hizmet alanın da hizmet verenin de memnuniyetine bağlıdır. Bu iki değeri, birbirinin ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. Bir akademisyen olarak öğrencilerime ders verirken hep şunu söylerim: ‘Herkes doktor olabilir ama herkes hekim olamaz.' Hekimlerimiz, sağlık hizmeti sunarken, sadece bir meslek icra etmiyor; aynı zamanda manevi yönü olan çok özel bir sanatı icra ediyorlar. Son 22 senede sağlık alanında büyük bir değişim ve gelişim yaşadık. Bunun olumlu sonuçlarını COVID-19 Pandemisi sürecinde gördük. Yaşadığımız büyük deprem felaketi sonrasında sunduğumuz sağlık hizmeti ile dünyaya örnek olduk. Türkiye'nin sağlık sisteminin gelişmişliğini, sağlık çalışanlarımızın bilgi, özveri ve kalitesiyle tüm dünyaya gösterdik. Sağlık ailemize şükranlarımızı arz ediyorum. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.”
Sağlık çalışanı sayımız 1,5 milyona yaklaştı
“Sağlık çalışanı sayımız 1,5 milyona yaklaştı. Hâlihazırda 109 bin 256 uzman hekimimiz, 53 bin 747 asistan hekimimiz, 58 bin 646 pratisyen hekimimiz, 48 bin 836 dişhekimimiz, 326 bin 486 hemşire ve ebemiz ile 851 bin 174 diğer sağlık çalışanımızla vatandaşlarımıza sağlık hizmeti vermekteyiz. 2002 yılından bu yana toplam nüfusumuz yaklaşık yüzde 25 artarken; sağlık hizmeti sunan personel sayımızı yüzde 283, hekim sayımızı yaklaşık yüzde 141, hemşire ve ebe sayımızı yüzde 187 artırdık. Böyle bir artışın dünyada başka bir örneği yok. Bakın, sadece bu sene kamuya 10 bini uzman hekim olmak üzere 74 binden fazla personel aldık. Bu insan kaynağını da adil ve dengeli bir şekilde dağıtıyoruz. 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük bölge arasında 7 kat fark varken, günümüzde bu fark azalarak 2,5 kata indi. Burada bir hususu özellikle belirtmek isterim. Sağlık çalışan sayımızda, OECD ülkelerine kıyasla hızlı bir artış yaşamamıza rağmen, artan talepler karşısında hâlen personel ihtiyacımız devam etmektedir.”
2002 yılında yüzde 6 olan nitelikli yatak oranımızı yüzde 82'ye çıkarttık
“Sağlık Bakanlığı olarak yenilenen ve yeni faaliyete geçen tesislerimizle vatandaşlarımızın hizmetindeyiz. Ülkemizde sağlık hizmet sunumunda üniversiteler ve özel sektör önemli bir rol almakla birlikte hizmetin büyük bölümü kamu hastaneleri tarafından yürütülmektedir. 984 Hastanemiz, 8 bin 198 Aile Sağlığı Merkezimiz, 1.237 Laboratuvarımız, 973 Toplum Sağlığı Merkezimiz, 138 Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimiz, 269 Sağlıklı Hayat Merkezimiz, 585 Diyaliz Merkezimiz, 3 bin 494 Acil Yardım İstasyonumuz ve 188 Ruh Sağlığı Merkezimiz bulunmaktadır. Mevcut hastanelerimizin yüzde 79'unu son 22 yılda ya yeniledik ya da yeniden inşa ettik. Toplamda 779 hastane ile yaklaşık 144 bin yatak kapasitesi üretmiş olduk ve kamu hastaneleri yatak sayımızı 172 bin 457'ye yükselttik. Gelinen nokta itibarıyla 2002 yılında 49 yıl olan hastanelerimizin ortalama yaşını 13 yıla kadar düşürdük. Koğuş sistemini terk ederek yeni hastanelerimizde tek ya da iki kişilik oda sistemini oluşturduk. 2002 yılında yüzde 6 olan nitelikli yatak oranımızı yüzde 82'ye çıkarttık.”
Yılsonuna kadar 6 Acil Durum Hastanemizi hizmete sunmayı hedefliyoruz
“Asrın Felaketi, büyük depremin yaşandığı bölgemizde Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Defne, İskenderun, Payas, Nurdağı ve Oğuzeli Devlet Hastaneleri olmak üzere toplam 1.250 yatak kapasiteli 6 Acil Durum Hastanesini hizmete açtık. Yıl sonuna kadar Altınözü, Erzin, Türkoğlu, Nurhak, Çelikhan Devlet Hastaneleri ve Kahramanmaraş Eğitim ve Araştırma Hastanesi olmak üzere toplam 824 yatak kapasitesine sahip 6 Acil Durum Hastanemizi de vatandaşlarımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Yine deprem bölgesinde 1.875 yataklı Gaziantep Şehir, 350 Yataklı Adıyaman Kadın Doğum ve Çocuk, 100 yataklı Adana Karşıyaka Devlet ve 50'şer Yataklı Diyarbakır Çermik ile Osmaniye Bahçe Devlet Hastanelerinin inşaat çalışmalarını tamamladık.
Kahramanmaraş Devlet, Gaziantep 25 Aralık Devlet Ek Binası, Gaziantep Cengiz Gökçek Kadın Doğum ve Çocuk, Nizip ve Düziçi Devlet Hastaneleri olmak üzere toplamda 1.750 yatak kapasitesine sahip 5 hastanemizi daha 2025 yılında hizmete açarak depremden etkilenen illerimizde sağlık altyapımızı güçlendirmeye devam edeceğiz. Asrın Felaketi'nden etkilenen bölgelerimizde yapımına hızla devam edilen 1.700 yataklı Şanlıurfa Şehir, 1.000 yataklı Diyarbakır Kayapınar Şehir, 600 yataklı İskenderun Devlet Hastaneleri gibi büyük projelerimizin yanı sıra artık ihale aşamasına geldiğimiz 1.000'er yataklı Kahramanmaraş ve Hatay Şehir Hastanelerini de bu kapsamda 2025 yılında dahil edeceğiz.”
Sağlık sistemleri, geniş ölçekte hızlı bir değişim ve dönüşüm geçiriyor
“Teknolojik ilerlemeler, demografik değişiklikler ve küresel sağlık krizleri gibi sebeplerle sağlık sistemleri, geniş ölçekte hızlı bir değişim ve dönüşüm geçiriyor. Dünya nüfusunun hızla artması ve yaşlanması, sağlık hizmetlerine ilişkin talebi artırıyor. Büyük nüfusların sürekli hareket halinde olması; köylerden şehirlere doğru, hatta ülkeler ve kıtalar arasında yaşanan göçler, sağlık sistemleri üzerinde strese yol açıyor. İçinde bulunduğumuz ‘kronik hastalıklar asrı' olarak bilinen devirde, her yıl 41 milyona yakın insan bu sebeple hayatını kaybediyor. Dolayısıyla sağlık sistemleri kurgulanırken değişen hastalık yükünü de dikkate almak gerekiyor.”
Türk sağlık sistemi de küresel salgınla birlikte stratejik sektör olarak önem kazandı
“Yakın dönemin en büyük kırılmalarından biri, COVID-19 Pandemisi ile yaşandı. Uzmanlar, pandeminin onlarca yıldır meydana gelen en büyük şok olduğu ve küresel ekonomik krizden daha derin etkilere yol açtığı ve etkilerinin hâlen devam ettiği kanaatinde. Tüm dünyada olduğu gibi Türk sağlık sistemi de küresel salgınla birlikte stratejik sektör olarak önem kazandı. Devletlerin, sağlık sistemlerini sorguladıkları dönemde, tüm sağlık sektörü, kendi negatif ve pozitif yönlerini gözden geçirme imkânı buldu. Gelinen noktada, dünyada sağlık sistemlerinin kriz yönetme kabiliyetlerinin daha kapsamlı ve ayrıntılı şekilde planlanması ve donatılması gerekliliği ortaya çıktı. Bu süreçte sağlığa erişimin kolaylığı, sağlık altyapısının yeterliliği, genel sağlık sigortasının kapsayıcılığı ile devletlerin hızlı karar alma kabiliyetleri gibi meseleler kritik önem kazandı.
Yasa dışılık ve usulsüzlüklerle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam edeceğiz
“Sağlık Bakanlığı olarak, vatandaşlarımızın sağlığını tehlikeye atabilecek uygulamalara müsaade etmeyeceğimizi kesin bir dille belirtiyoruz. Her zaman olduğu gibi yasa dışılık ve usulsüzlüklerle mücadele ettik ve mücadele etmeye devam edeceğiz. İdari denetimlere ilaveten bilim insanlarıyla kanıta dayalı tıp uygulamaları ve risk yönetimini ihtiva eden yeni bir denetim modelini hayata geçirdik. Bu kapsamda Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu'yla başlattığımız bu sistemi, tüm branşlarda da uygulamaya alıyoruz. Sadece 2024 yılında 46 bin 160 olağan ve 7 bin 318 olağan dışı denetim gerçekleştirdik. Bu denetimler neticesinde çok sayıda ‘faaliyet durdurma' ve ‘idari para cezası' verdik; ayrıca suç duyurusunda bulunduk.”
Yeni sistem ile aile hekimlerimizin vatandaşlarımıza ayıracağı süreyi artırdık
“Geçtiğimiz 4 ayda; başarıya dayalı bir aile hekimliği ödeme sistemini uygulamaya koyduk; kayıtlı nüfus sayısı yerine hastalık yüküne göre modellediğimiz yeni sistem ile aile hekimlerimizin vatandaşlarımıza ayıracağı süreyi artırdık. Koruyucu sağlık hizmetlerini merkeze alan, kronik hastalıkları kapsamlı şekilde takip eden, muayene sayısı yerine teşhis ve tedavi sürecinin etkinliğini artıran yeni modeli daha da geliştiriyoruz.”