MÜSİAD önerdi: Mali disiplinin sağlayacaksanız…

MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, gündemdeki ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Başkan Asmalı açıklamasında, 'Mali disiplinin sağlanmasına yönelik atılan adımlar, vergi yapısında yapılacak reformların gerçekleştirilmesi yönünde bir fırsat olarak değerlendirilmelidir' ifadelerine yer verdi.

Genel Başkan Asmalı'nın değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi: "Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, salgın ve doğal afetler sonrası gerçekleşen transfer ve yatırım harcamaları nedeniyle, kamu bütçesinin önemli bir finansman baskısı altında olduğu aşikârdır. Nitekim küresel ölçekte yaşanan olumsuzlukların yanı sıra seçim sürecinin de etkisiyle, bütçe giderlerindeki artış hızlanmıştır.

Bilhassa 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve "Yüzyılın Felaketi" olarak adlandırılan depremlerin ülkemize maliyeti ve yeniden imarın yüklü faturası toplumun tamamı tarafından bilinmektedir. Resmî rakamlara göre, 11 ilimizi etkileyen bu depremlerin ekonomiye toplam maliyeti 104 milyar dolardır.

Bölgede sosyal ve ekonomik hayatın normale dönmesi için şehirlerin hızla yeniden inşa edilmesi son derece önemlidir. Devletimiz bu bağlamda, ilk bir yıllık süreçte 319 bin olmak üzere toplamda 650 bin konut inşa etmeyi hedeflemektedir.

Tüm bu gelişmeler ışığında oluşan maliyetlerin toplumsal dayanışma içinde tüm kesimlerce adil bir şekilde bölüşülmesi ise kaçınılmazdır. Ancak, sürecin en kritik aktörü kamu olacaktır, zira deprem kamu maliyesi üzerine ciddi bir ek yük getirecektir.

Bu bağlamda Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Milli Dayanışma Paketi uygulamaya geçirilmiş ve bütçe disiplininin sağlanmasına yönelik oldukça ciddi bir adım atılmıştır.

Elbette depremin ekonomik maliyetinin kamu kaynakları tarafından sürdürülebilir biçimde karşılanabilmesi için ilave vergi gelirlerine yönelik hamlelerin gelmesini son derece doğal karşılıyor ve MÜSİAD olarak üyelerimizle beraber deprem anından bugüne kadar devam ettirdiğimiz dayanışmayı, bundan sonra da sürdüreceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz.

Bununla birlikte; vergi politikasında değişime gidilirken, enflasyon ve gelir dağılımı gibi sosyal hayatı yakından ilgilendiren iki husus dikkate alınarak vergi adaletini önceleyen ve benimseyen bir vergi politikasının uygulanması da hayati önem taşımaktadır. KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin özellikle alt gelir grubuna olan etkisinin daha fazla olacağı düşünüldüğünde; temel gıda ve temel ihtiyaç maddelerinin istisna kapsamının korunması, gelir dağılımı ve sosyal açıdan büyük önem arz etmektedir.

Bu noktada harcamalar üzerinden alınan, üretici tarafından maliyet enflasyonuna etki edecek dolaylı vergi artışlarının kademeli ve ilgili taraflarca yönetişim ilkeleri paralelinde hayata geçirilmesi gerekmekte ve düzenlemeler hayata geçirilmeden önce üretime, istihdama, enflasyona ve özellikle uluslararası rekabet bağlamında ihracata olası etkileri detaylı biçimde analiz edilmelidir.

İlaveten; doğrudan ve dolaylı vergi yükleri arasındaki dengesizliklerin giderilmesi gibi yapısal reformların da hızla ve kararlılıkla hayata geçirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu bağlamda mali disiplinin sağlanmasına yönelik atılan bu adımlar; vergi yapısında yapılacak reformların gerçekleştirilmesi yönünde bir fırsat olarak değerlendirilmeli ve bu konuda eylem planlarının açıklanması hızlandırılmalıdır.

Doğrudan vergi gelirlerine duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında; devletimizin bu anlamdaki kapasitesini geliştirmesi, yeni vergi afları, mevcut istisna ve muafiyetler uygulanırken vergi ödeme davranışlarını etkilemeyecek ve vergisini ödeyen vatandaşı dezavantajlı duruma sokmayacak bir yaklaşım sergilemesi, son derece kıymetli olacaktır.

Bizler iş dünyası temsilcileri olarak; yatırım ve istihdam artışı için en önemli etkenlerin başında para ve maliye politikalarında öngörülebilirliğin geldiğine inanıyoruz. Bu sebeple tüm ekonomik aktörlerin ekonomiye ilişkin orta ve uzun vade planlamayı şeffaf bir şekilde görebileceği, revize bir Orta Vadeli Program veya Makro İstikrar Planı gibi politika dokümanlarının kamuoyuyla paylaşılması önem arz etmektedir.

Son olarak; kamu harcamalarının etkin bir biçimde yönetilmesi oldukça kritiktir. 30 Haziran 2021'de Resmî Gazetede yayımlanan kamuda "Tasarruf Tedbirleri"ne dair Genelge titizlikle takip edilmeli ve uygulanmalıdır. Bu kapsamda 17 Temmuz 2023 tarihinde Hazine ve Maliye Bakanlığının devlet harcamalarının rasyonelleştirilmesine yönelik kamu kurumlarına gönderdiği Genelge, memnuniyet verici olmuştur. Zira israf ve verimsizliğe yol açan kamu harcamalarından tasarruf edilerek bu kaynakların gerekli ve verimli harcama alanlarına yönlendirilmesi, sadece bütçe disiplini için değil, aynı zamanda ekonomik gelişme açısından da fayda sağlayacaktır.

MÜSİAD 13.000'i aşan üyesi ile ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınması için 33 yıldır yurt içinde 84 ve yurt dışında 71 farklı ülkede 85 noktada olmak üzere toplam 169 irtibat noktası ile aynı heyecanla çalışmaktadır.

Bu vesileyle MÜSİAD olarak; yeni ekonomi yönetimine güven ve desteğimizi yineliyor, makro ekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesinin ardından Türkiye'nin uzun vadeli hedeflerine daha emin adımlarla ve sürdürülebilir biçimde ilerleyebileceğine olan inancımızın tam olduğunu ifade ediyoruz."

Bakmadan Geçme