Rahat Bırak!

TAKİP ET
'Başkası olma kendin ol!'* Malumunuz; şehrimiz şairi, yazarı, ressamı, ehl-i musikî erbaplarıyla adeta bir sanat şehridir. Her ne kadar sadece ilgili meknlarda kısa övgü cümleleriyle hatırları sorulsa da. Farklı ruh alemlerine sahip olduklarını düşündüğüm bu insanlarla sohbet etmek başlı başına lütuf gelir bana. Bilvesile kıymetli ağabeyim, ressam Sait IŞIK'ı ziyaret ettim. Uzunca ayrılık senelerinden sonra memlekete dönüşü ziyadesiyle sevindirdi beni. Nasıl sevinmeyim? Daha lise öğrenciliğim dönemlerinde, farklı bakış açıları kazandıran, zaman zaman sufi-felsefî yaklaşımlarla sorgulamaya, anlamaya dönük muhabbetiyle izlerini hl taşıdığım bir insan, bir nimet. 'Nimet' ifadesini Hacı Bektaşî Veli Hazretleri'nden alırım. Bir ramazan akşamı -bana göre ab-ı hayat-  dumanı üzerinde çayların şükrünü içten içe eda ederken, şehrin ışıklarının seyrine doyumsuz manzarası, insana ' Yaşamak ne güzel,' dedirtiyordu. 'Yaşamak, farkına varmaktır. İnsan; birbirinden farklı kimliklere, ruh alemlerine, içinde yaşadığı topluma göre davranış biçimlerine sahip kompleks bir yapıdır. Kendi içinde yolculuğa çıkanlar bu farklılıkları keşfe mazhar olurlar. Ne var ki çoğu zaman işin kolaycılığı seçilmektedir. Kişi kendi ile hemhal olmaktan çok ötekinin peşine düşmektedir. Bu takip, hiçbir zaman doyuma ulaşmayacak bir taklide veya ruhi çürümeye yol açacak kıskançlığa yol açmaktadır. Oysa, kural basittir. Yüzyıllar öncesinden seslenen ifade ile 'Kendin ol!' diyor Hz. Mevlana.' 'Nasıl olacak Abi?' diyorum. Kendine has gülümsemesini kare kare yerleştirip çehresine, ' Rahat bırak,' diyor. Çaylardan birer yudum daha alıyoruz. Manzara, suskunluğumuzun boşluğunu dolduruyor. Kendi kendime konuşur gibi tekrar ediyorum. Rahat bırak, kendini rahat bırak. Bırak ki, içindeki cevher ortaya çıksın. Sen de kendini keşfe mazhar olasın. Farkına varasın. İşte o zaman yaşadığını hissedeceksin. Rahat bırak! Başkası olma kendin ol! Gülümsediğini fark ediyorum. 'Aynen öyle,' diyor.

Bakmadan Geçme