Seçim kanunu teklifi TBMM genel kurulunda
TBMM Genel Kurulunda Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin tümü ve birinci bölümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.
Teklifin tümü üzerine söz alan İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, seçimler yaklaştıkça paniğe kapılmış bir iktidarın kifayetsizliğinden kaynaklanan sorunlar yaşandığını ileri sürdü. Yönetme kabiliyetini yitirmiş iktidar sahiplerinin, kendilerini kurtaracak çareler aradığını ve yeni yollar keşfetmeye çalıştığını iddia eden Dervişoğlu, "Bizim nazarımızda bu kifayetsiz aceleciliğin sebebi aşikardır. Benzer örneklerine siyasi tarihte pek çok kez rastlandığı üzere bu muhteris ve otoriter tavır, milletin feraseti karşısında köşeye sıkışmıştır. Bu aslında siyaseten yok oluşun alametidir. İktidar bloğu bu çöküşün farkındadır ve beyhude çabalarla seçim mevzuatında değişiklikler yaparak şahsi ve siyasi ikballerini garanti almaya çalışmakta; oyun devam ederken oyunun kurallarını tek taraflı ve diğer katılımcıların aleyhine bir şekilde değiştirmeye kalkışarak güya kendini kurtaracaktır." diye konuştu.
Siyasetçinin er meydanının seçim olduğunu dile getiren Dervişoğlu, "Seçime az bir vakit kala, diğer siyasi aktörlerin tümü hazırlıklarını ve teşkilatlanmalarını mevcut seçim mevzuatına göre sürdürüyorken getirmekte olduğunuz bu seçim kanunu ile oyunun kurallarını oyun esnasında değiştiriyor, tabiri caizse muarazanın şerefine gölge düşürüyorsunuz." ifadelerini kullandı.
MHP İstanbul Milletvekili Fethi Yıldız, teklifin içeriğine ilişkin bilgiler paylaştı. Yıldız, teklifle seçim barajının yüzde 7'ye indirildiğini, siyasi partilerin milletvekili sayısının seçim bölgesinde alacağı oya göre belirleneceğini ve herkesin kendi oyu oranında temsilci kazanacağını belirtti. Cumhur İttifakı'na yapılan eleştirilere de cevap veren Yıldız, "Cumhur ittifakı sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında milli ve ahlaki duruştur. İhanetin bir meta gibi pazarlayanlarla Cumhur ittifakını benzetmek en basitinden ilme karşı saygısızlıktır." dedi.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, teklifin kapalı kapılar ardından, hiç kimseye bir bilgi verilmeden ve tartışılmadan hazırlandığını öne sürdü. İki partinin de kendi beklentilerine göre teklifi hazırladığını iddia eden Beştaş, "HDP olarak seçim kanunu ve siyasi partiler kanuna yönelik çok sayıda teklif verdik ama kabul edilmedi. Bu seçim kanunu teklifi Mecliste grubu bulunmayan bütün partileri ilgilendirir. O partilerin de TBMM Anayasa Komisyonuna gelmesi gerekirdi." diye konuştu.
Beştaş, seçimlerin demokratik olabilmesi için seçim barajının yüzde sıfıra indirilmesini istediklerini belirtti.
CHP Grubu adına söz alan Milletvekili Bülent Tezcan, çarşı ve pazara güç yetmediğini, vatandaşın çarşıya pazara gidemeyecek hale geldiğini söyledi. "AK Parti kaybettiğini yanlış yerde arıyor." ifadesini kullanan Tezcan, "Bu kanun teklifinin altında imzası olan arkadaşlar, bu itibarı kanunun satır aralarında kaybetmediniz; çarşıda, pazarda, markette kaybettiniz. Nerede kaybettiyseniz orada arayın, burada boşuna uğraşmayın, burada bulamayacaksınız." dedi.
Barajın neden yüzde 7'ye indirildiğini soran Tezcan, "Milletimiz bunu biliyor. Hesabı yaptınız. MHP'nin ihtiyaç duyduğu oran yüzde 7. Seçimin kapısı geçimden geçer. Milletin geçim kapısını kapattıysanız bilin ki seçim kapısı da size kapalıdır." diye konuştu.
Sataşmadan söz alan MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül, MHP için yüzde 7 barajın belirlendiği beyanını çok talihsiz bulduğunu belirterek "Geçen seçimde MHP'yi yüzde 2'ye, 3'e layık görüyordunuz. MHP, oynanan bütün oyunlara, kurulan bütün tuzaklara rağmen geldi. 15 Temmuz sonrasında MHP'ye yargı yoluyla kurulan tuzağın, o Burhan Yaz denilen hakimin Kırşehir'de güvenlik güçlerinden kaçarken samanlıkta yakalandığını burada söyleyemiyorsan sen de bu noktada onlarla berabersin demektir, o pusuyu kuranlarla berabersin demektir." diye konuştu.
Konuşmalar sırasında MHP'li ve CHP'li milletvekilleri arasında da tartışma çıktı, bazı milletvekilleri sıralarda birbirlerinin üzerine yürüdü.
CHP Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, AK Parti'ye yönelik, "Adaleti yok ettiniz. Adalet olmayınca aş, iş, ekmek de olmuyor. Adalet olmayınca, işte böyle seçim güvenliğini de yıkıyorsunuz." dedi.
Memlekette yatağa aç giren çocuklar olduğunu dile getiren Erkek, "Ancak sizin Genel Başkan'ınız, Cumhurbaşkanı, devleti, milleti yöneten kişi, televizyonda maalesef gece yatarken ne yediğini anlatıyor. Yiyebilir ama bunu televizyonda anlatamaz, hele hele bu memlekette yatağa aç giren çocuklar varken bunu anlatamaz. İşte, bunlar adalet olmadığı için oluyor." dedi.
1950'den beri hiçbir iktidarın böyle bir teklifle Meclise gelmediğini dile getiren Erkek, "Bu teklif, Türk demokrasisine ve Türk siyasetine ihanettir. 1950'den beri hiçbir iktidar en kıdemli hakimi değiştirmeyi düşünmedi. Bu Seçim Kanunu'nun en güzel cümlesi, en doğru cümlesi, en sade, en net cümlesi. Hangi gerekçeyle değiştiriyorsunuz bunu?" diye sordu.
Bu yılın ocak ayının son haftasında Türkiye'de bütün il ve ilçe seçim kurulu başkanlarının görevlendirildiğini, iki yıl görev yapacaklarını ifade eden Erkek, "Niçin değiştiriyorsunuz? Biriniz çıkın da haklı, hukuki ve mantıklı bir gerekçe söyleyin. Bu, demokrasiye, siyasete yapılan en büyük ayıptır." dedi.
Erkek, düzenlemeyle "seçimlerde devletin taraf yapıldığını" öne sürdü.
AK Parti Grubu adına söz alan Rize Milletvekili Hayati Yazıcı, popülizmin siyaset tarzları olmadığını, her zaman rasyonel davrandıklarını söyledi. Ülkeyi yönetirken milletin verdiği yönetim yetkisini gece gündüz demeden, terleyerek, koşarak, ülkeyi muasır medeniyet seviyesinin üzerine taşımak; insanların önündeki sosyoekonomik engelleri kaldırmak, azaltmak; sofrasındaki ekmeği büyütmek için koşturan bir iktidar olduklarını vurgulayan Yazıcı, "Çok değerli Cumhurbaşkanı'mızın çok açık fikirli olarak sorulan bir soruya verdiği cevabı burada suiistimal etmenin bir anlamı var mı, siyaset mi bu? Böyle bir şey olabilir mi? Ben bundan hicap duyarım." dedi.
Kanun teklifiyle yeni bir şey keşfetmediklerini, dünyada olmayan bir öneriyle de ortaya çıkmadıklarını belirten Yazıcı, şunları söyledi: "Yüzde 10 olan seçim barajını 'Niye 7'ye indiriyorsunuz?' diyorsunuz. 5'e inse 'Niye 3 değil?' diyeceksiniz. Çok öznel baktığınız zaman bu sorular haklı ama nesnel baktığınız zaman Türkiye'nin gelişimini, yürüyüşünü, siyasi birikimlerini ve pratiklerini birlikte değerlendirdiğiniz zaman yüzde 7 oranındaki baraj önerisinin rasyonel olduğunun hakkını teslim edeceksiniz diye düşünüyorum. İlk defa ittifak düzenlemesi koşulları içerisinde bu düzenlemeyi getirmişiz, demokrasimiz açısından iyi sonuçlar doğurur diye düşünmüşüz ama bakmışız ki burada irade sapması var, onu düzeltiyoruz. Niye doğruya karşı çıkıyorsunuz?
Seçime girebilmenin koşulunu örgütlenmeyi esas alarak ifade ettik. Demokrasi, örgütlü toplumdur. Örgütlenmenin en özgün şekli siyasi partilerdir. Dolayısıyla demokrasilerde örgütlenmeyi ölçüt alarak seçime girme hakkının verilmesi çok rasyoneldir, demokratik kriterler itibarıyla da doğru bir perspektiftir. Bugün bir parti kurulsun, üç ayda, beş ayda örgütlenmesini tamamlar seçime girer ama 'Biz üç ayda, beş ayda örgütlenmeyi tamamlayamayız haybeden seçime girelim.' diyorsanız ona eyvallahımız yok, yaptığımız budur. Düzenlemede seçim kurulları başkanları için 'en az birinci sınıfa ayrılmış' demek, mümtazen terfi etmiş hakimler arasından demektir. Bu nasıl anlaşılmaz, nasıl eleştirilir, anlamakta zorluk çekiyorum.
Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini düzenlemiş. Bu seçim takviminin tarihi 30 Nisan 2018. Son sayfasında 'Yukarıda yazılı süre içinde Başbakan ve bakanlar ile aday olması durumunda görevde bulunan Cumhurbaşkanının da seçimle ilgili çalışmalarında ve konuşmalarında 298 sayılı Kanun hükümleriyle bağlı olduklarına; Başbakan, bakanlar, milletvekilleri ile aday olması durumunda görevde bulunan Cumhurbaşkanı ve diğer adayların seçim propagandasıyla ilgili olarak yapacakları gezilere hiçbir memurun katılamayacağına...' Takvime bağlamış. Bu olduğu halde siz 'Vay efendim, Cumhurbaşkanı her şeyi yapacak, devletin malını kullanacak...' Burası hukuk devleti arkadaşlar."
Teklifteki muhtar seçimine ilişkin muhalefet partilerin yaptığı eleştirilere cevap veren Hayati Yazıcı, teklifteki "Seçim sonucuna göre, ilk sırada yer alan muhtar adayı, seçilme yeterliliğine sahip olduğunu en geç 10 gün içinde belgelendirmesi halinde kendisine seçim kazandığına dair ilçe seçim kurulunca mazbata verilecek." şeklindeki düzenlemeyi geri çekeceklerini bildirdi.
Teklifin birinci bölümü üzerine konuşan İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi, Cumhur İttifakı'nın uğradığı oy kaybının telaşına düştüğünü, "teklifin iki yıl boyunca gizli kapılar arkasında ve diğer siyasi partilerden saklanarak hazırlandığını" ileri sürdü. Bahşi, "Teklif, sivil toplumu yok sayarak, üniversiteler, medya, meslek örgütlerini her zaman yaptıkları gibi çemberin dışında tutarak, milletin iradesini değil kendi nefis ve ihtiyaçlarını kanun metni haline getirerek, Türk demokrasisi için bir kara lekeyi daha ilk seçimde sona erecek olan kısıtlı iktidarlarına itina ile işlemişlerdir. Ancak geçmişte örneklerini defalarca yaşadığımız üzere, seçim kazanma telaşı ile yasalar üzerinde oynamaya kalkan her iktidar, ilk seçimde iktidarını kaybetmiştir." ifadelerini kullandı.
TBMM Başkanvekili Celal Adan, verdiği aranın ardından komisyonun yerini almaması üzerine, bireşimi, yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.