Şiddet bulaşıcı bir hastalık! 10 milyon çocuk akran zorbalığına maruz kalıyor

TBMM Akran Zorbalığı Alt Komisyonu Başkanı Yıldız Konal Süslü, 'Her öğretmenimizin şiddetle mücadele etme yeteneği olan bir rehberlikçi olmasını temenni ediyoruz. O günleri de umutla bekliyoruz.' dedi.


Kahramanmaraş 20 Kasım-

TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde kurulan İlköğretim ile Ortaöğretim Kurumlarında Akran Zorbalığının Araştırılması ve Alınabilecek Önlemlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu, AK Parti İstanbul Milletvekili Yıldız Konal Süslü başkanlığında toplandı.

Süslü, "Bu ve bundan sonraki toplantılarımızda komisyonumuza akran zorbalığıyla ilgili çalışmaları konusunda detaylı yazı göndermiş olan kamu kurum temsilcilerimizi sunum yapmaları için buraya davet ediyoruz. Bu konuyla ilgili kurum, STK temsilcilerimizi ve akademisyenlerimizi dinleyeceğiz, ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki çocukların karşılaştıkları akran zorbalığının önlenmesi için neler yapılabileceğine dair istişarelerde bulunacağız." diye konuştu.

Konunun siyaset üstü olduğunu ifade eden Süslü, "Her öğretmenimizin şiddetle mücadele etme yeteneği olan bir rehberlikçi olmasını temenni ediyoruz. O günleri de umutla bekliyoruz." dedi.

Akran zorbalığı yerine olumlu davranış geliştirme ifadesini kullanıyoruz

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, toplantıda yaptığı sunumda, öncelikli işlevlerinin okullardan şiddetin önlenmesi olduğunu belirterek, bu konuda son olarak bu yıl "Okullarda Şiddetin Önlemesi Genelgesi"ni yayımladıklarını anımsattı.

Bazen kullanılan isimlerin aslında farkında olmadan arzu edilmeyen sonuçlar doğurabildiklerini ifade eden Otrar, şöyle konuştu: "Mesela biz okullarda akran zorbalığını engellemeye yönelik bir program ifadesi kullanmak yerine olumlu davranış geliştirme ifadesini kullanarak, daha başlangıçta engelleyiciliği değil de özendiriciliği kullanmak marifetiyle olumlu bir bakışın etkili olabileceğini düşünüyoruz. Nitekim bu tarz ayrımlar bazen etiketleyicilik oluşturuyor. Mesela bir çocuğa zorba sıfatının takıldığını, etiketlendiğini düşünelim. Bazen çocuk zorba olmasa bile bu kavramın oluşturduğu etiketin baskısı zorbalığın kendisinden daha fazla zarar verebilir."

Şiddetin bulaşıcı olduğunu dile getiren Otrar, şiddet görenin de şiddete uğrayanın da bu eylemi tekrarladığını söyledi.

Medya, hem risk unsuru hem de güçlü bir çözüm aracı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkan Yardımcısı Deniz Güler ise akran zorbalığının sadece bireysel mağduriyetlere yol açan bir sorun olmadığını, toplumun sosyal dokusunu da etkilediğini belirterek, bu bağlamda medyanın hem risk unsuru hem de güçlü bir çözüm aracı olduğunu ifade etti.

Medyanın sorumluluğu ve zorbalık üzerindeki etkilerine değinen Güler, "Genç bireylerin değer yargılarını ve sosyal davranışlarını şekillendirmede medyanın çok güçlü bir araç olduğu karşımıza çıkıyor. Medyanın burada devreye girdiği en önemli nokta, bu davranışları modelleme yoluyla yayması. Televizyon programları, diziler, reklamlar ve asıl günümüzde en önemlilerinden birisi de dijital içerikler, gençler için birer davranış rehberi oluyor. Eğer medya bu içerikleri doğru bir şekilde düzenlemezse zorbalık normalleştirilebiliyor ve teşvik edilebilir bir hale geliyor." ifadelerini kullandı.

Gençlerin yüzde 95'inin sosyal medya hesabı olduğunu belirten Güler, bu gençlerin yüzde 17,7'sinin ailesinin bilmediği başka bir sosyal medya hesabı daha olduğunu kaydetti.

Neredeyse 9-10 milyon çocuğumuz akran zorbalığına maruz kalıyor

Ege Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aysun Doğan da akran zorbalığının anaokuluna kadar düştüğünü belirterek, her okulda akran zorbalığının bir türünün görülebileceğini ifade etti.

Doğan, akran zorbalığının her sınıf düzeyinde olduğunu ancak özellikle birinci, beşinci ve dokuzuncu sınıflarda risk faktörünün çok fazla olduğunu anlattı.

Bu konuyla ilgili hazırlanan TÜBİTAK projesi kapsamında 62 ilde boylamsal araştırma yaptıklarını belirten Doğan, araştırma kapsamında çeşitli okullardan 5 bin 600 çocuk ve ergen, yaklaşık 5 bin anne ve 1500 babayla görüştüklerini söyledi.

Araştırma sonuçlarını aktaran Doğan, söyle konuştu: "Normal zorbalık yapma oranları neredeyse yüzde 50 ve üzerinde. Dolayısıyla biz 18 milyon çocuğu temel aldığımızda bu gittikçe artan bir sayı. Yani neredeyse 9-10 milyon çocuğumuz akran zorbalığına maruz kalıyor ya da bunu yapıyor diyebiliriz. Zorbalığa maruz kalma oranları da yüzde 70'e yakın. Bunlar güncel veriler. Verileri geçen sene ve bir önceki sene topladık. Siber zorbalığa da baktık bu çalışmada. Sadece ortaokul ve liseye odaklanmıştık. Orada da oranlar oldukça yüksek yani yüzde 40'larda ve 50'lerde seyrediyor." dedi.

Bakmadan Geçme