Tarihçi Yazar Işık paylaştı: 'Bir anı ve bir temenni'

Tarihçi Yazar Mehmet Işık, sosyal medya hesabında paylaştığı anısında 2007 yılında yayınlanan Türkiye'nin Derin Tarihi kitabını nasıl yazdığını anlattı. Işık, paylaşımda 'ne oldukları belirsiz bu zevata itibar edilmez, toplumu infialle sürükleyecek söz ve davranışlarından hesap sorulur, kin ve nefrete sürüklemekten haklarında gerekli işlem yapılır' temennisinde bulundu.

Tarihçi Yazar Mehmet Işık Paylaşımında şu ifadelere yer verdi: “Üniversite'de öğrenciyim! İstanbul Üniversitesi Hergele Meydanı'nda büyükçe bir bayrak var, bayrağın önünde de Solcu gençler bir masa açmışlar. 2002'nin Aralık ayının 22 ya da 23'ü... "Katil Maraş, Katliamcı Maraş, Faşistler vb. şeyler yazılı pankartlar, fotoğraflar duvarlara asılmış, bir grup toplanmış belli ki birazdan yürüyüş yapılacak! Tabi 2000'de ODTÜ'ye gittiğim dönemde kısmen sağ ve sol meselesini biliyorum lakin Maraş Olayları hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyorum. Biraz meraktan biraz da şehrim adına yazılan sözlerden rahatsızlık duyarak masaya yaklaştım. Biri kız iki vatandaş bir şeyler konuşuyor. Biri de broşür dağıtıyor.

-İçinizde Maraşlı var mı? Diye sordum.

Birden bire afalladılar.

-Yok, dediler.

-İçinizde Alevi var mı? Diye sordum.

Biraz toparlandılar.

-Sana ne dediler?

-Yok, galiba, dedim.

-Yok, dediler.

-Bu yazıları neden yazdınız? Diye sordum.

Onlarda bana

-Sen Maraşlı mısın? Dediler.

-Kahramanmaraşlıyım der demez.

-Desene ya baban ya da deden katil, faşistsin, deyip yerlerinden kalkıp üzerime doğru yürümeye başladılar. Bu sırada biri koluma girdi, geriye doğru çekti. Diğer arkadaşlara katılıp oradan uzaklaştım. Sonradan anladım ki koluma giren Sivil Polis.

Tabi ben meseleyi unutmadım. Yaz olup da şehre dönünce bu meseleyi enine boyuna Türkoğlu, Pazarcık merkez ve köylerinde dolaşıp sordum, araştırdım, röportaj yaptım. Şehir merkezindeki mahalleleri de dolaştım. Mersin'e göç edenleri, Avrupa'dan yazın dönenlerin anlattıklarını dinledim. Devrin siyasi parti liderlerinin konuşmalarını yaşanan olayları farklı görüşlerden çapraz okumalar yaparak araştırdım. Velhasıl yaptığım bu çalışmaları Türkiye'nin Derin Tarihi adlı kitabımda 2007 yılında yayınladım. Bu millet birbirini kırmış, birileri bu milleti birbirine düşman etmişti. Olayların failleri ise zenginleşmiş, önemli noktaları ele geçirmiş, devlet ve millet büyük kayıplar yaşamış, derin yaralar açılmıştı.

Şimdilerde de ilginç diyaloglar duyuyoruz. Bir tarafta bir KADIN konuşmasında darbe imaları yapıyor diğer tarafta ise yazarçizer olduğunu iddia eden bir başka KADIN 15 Temmuz'da elimizden kaçırdık, bu kez öyle olmayacak en az elli kişiyi götürecek maddi ve manevi gücümüzle hazırız diyor.

Bu memleket farklılıklarıyla güzel, farklılıklarını zenginlik görmesiyle güzel, edebiyle, saygısıyla ve yaratılanı yaratandan ötürü sevmesiyle dünyada her yerden ayrılır. Bu konuşmayı yapanlar bu milletin dostu değil düşmanıdır. Temenni ederim ki ne oldukları belirsiz bu zevata itibar edilmez, toplumu infialle sürükleyecek söz ve davranışlarından hesap sorulur, kin ve nefrete sürüklemekten haklarında gerekli işlem yapılır!”

Bakmadan Geçme