TBMM Genel Kurulunda, Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşüldü!

TBMM Genel Kurulunda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, NATO'nun Afganistan'da icra edeceği kararlı destek misyonu için yurt dışına gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye üzerinden Afganistan'a intikali için gerekli olan düzenlemeler konusunda Hükümete verilen izin süresinin, 6 Ocak 2019 tarihinden itibaren iki yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşüldü.

TAKİP ET

TBMM Genel Kurulu Meclis Başkanvekili Mustafa Şentop'un başkanlığında toplandı. Şentop, gündem dışı konuşmaların ardından grup başkanvekillerine söz verdi.

MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, Gaziantep'in Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 97. yıl dönümünde, bu memlekette hürriyet ve refah içerisinde yaşamaya vesile olan şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere şükranlarını diledi.

Bülbül, Iğdır'da askeri aracın devrilmesi sonucu bir askerin şehit olduğunu ve 5 askerin yaralandığını, bir süre önce de Hakkâri'de askeri aracın devrildiği haberinin geldiğini belirterek, şehit askere Allah'tan rahmet gazilere acil şifalar diledi. Bülbül, bu tür kazaların yaşanmaması temennisini de dile getirdi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu, FETÖ soruşturmalarında mahkemelerin, haklarında takipsizlik kararı verilen ve işlerine geri dönemeyen insanlarla karşılaştıklarını belirterek, şunları söyledi: "Meclisimizin ve Adalet Bakanlığımızın bu mevzuda ciddi hassasiyet göstermesi lazım. Gerekirse komisyon teşekkül ettirelim, gerekirse burada biz pozisyon alalım. Bizim gecikmemiz yüzünden intihar edecek bir kişinin bile vebaliyle Allah'ın huzuruna çıkamayız.

Adli bürokrasinin bu mevzuda yüreklendirilmesi lazım. Adli bürokrasi, FETÖ'cülük ithamıyla karşılaşmaktan korktuğu için beraat kararı verebilecekleri pek çok dosyayı bekletme meylini taşıyor. Takipsizlik kararı verilenlerin bir an önce görevlerine dönüşünü hızlandırmamız lazım."

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü, vefatının 45'inci yılında andığını belirterek, "Çok partili yaşamımızın, demokrasiyle tanışmamızın fedakâr ve cesur önderi, İstiklal Savaşımızın ve Lozan zaferimizin mimarı, eşsiz devlet adamı, büyük komutan, CHP'nin ikinci genel başkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci cumhurbaşkanı rahmetli İsmet İnönü'yü TBMM CHP Grubu olarak saygıyla, şükranla, minnetle anıyoruz. O ve silah arkadaşları bilmelidir ki kurdukları cumhuriyet, sonsuza kadar yaşayacaktır." dedi.

AK PARTİ Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıl dönümünde, Gaziantep'in bu unvanı almasında o günün şartlarında kahramanlıklar gösteren şehitleri rahmetle andığını belirtti.

Zengin, Hristiyan âleminin Noel'ini de kutlayarak, yeni yılın hayırlar getirmesi temennisinde bulundu.

Bütçenin son günü yaptığı konuşmadan sonra PKK cenahından kendisinin milletvekili seçilmesiyle ilgili "ipe sapa gelmez" birtakım ifadeler kullanıldığını söyleyen Destici, "Herkes şunu bilmelidir ki ben, MHP ve AK PARTİmizin devletin bekasını, ülkenin bütünlüğünü, milletin istiklalini ve istikbalini önceleyerek oluşturdukları şerefli Cumhur İttifakı'mızın şerefli bir üyesi olarak Meclisteyim. Nasıl ki diğer ittifaktan bizim pozisyonumuzda Meclise giren siyasi parti genel başkanları ve milletvekilleri gibi. Bunun bilinmesini isterim."

TBMM Genel Kurulunda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, NATO'nun Afganistan'da icra edeceği kararlı destek misyonu için yurt dışına gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye üzerinden Afganistan'a intikali için gerekli olan düzenlemeler konusunda Hükümete verilen izin süresinin, 6 Ocak 2019 tarihinden itibaren iki yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşüldü.

Tezkere üzerinde İYİ Parti Grubu adına konuşan Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, tezkereye olumlu oy kullanacaklarını söyledi.

Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 2001 yılından beri, ISAF ve kararlı destek misyonu çerçevesinde NATO ile birlikte Afganistan'da barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik görevlere katkılarının ve sağladığı hizmetlerin, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde yüz akı olarak adlandırılabilecek nitelikte olduğunu belirten Sezgin, ifa edilen bu görevlerin, gücünü uluslararası meşruiyetten ve BM Güvenlik Konseyi kararlarından aldığını kaydetti.

Sezgin, Afganistan'ın jeopolitik anlamda Türkiye'nin önceliği olduğunu ve öyle kalması gerektiğini ifade ederek, "Türk Silahlı Kuvvetleri Afganistan'da bulunduğu her görevde ve bölgede, hem Afganistan özelinde hem de dünyadaki benzer uluslararası misyonlar bağlamında örnek bir başarı silsilesi ortaya koymuştur. Bununla övünmeliyiz." dedi.

İYİ Parti'li Sezgin, Türkiye'nin son 10 yılda kurumsal geleneklerinden, uluslararası hukuk normlarından uzaklaştığını, savrulduğunu, Türkiye'nin istikrar ihraç eden ve yayan bir ülke olma niteliğinin hayli aşıldığını söyledi.

Afganistan sorununa çözüm için Türkiye'nin öncülüğünde başlatılan İstanbul Süreci'nin iyi niyetli ve ilgili tarafları bir araya getiren girişim olarak alkışı hak ettiğini belirten Sezgin, "Fakat bugüne kadar sağladığı neticelerin mütevazı kaldığını kabullenmeliyiz." diye konuştu.

Aydın Adnan Sezgin, Afganistan'da afyon üretiminin kontrolden çıkmış bir şekilde arttığını, bölgeyi haklı olarak kendisi için risk ve tehlikeli olarak gören Rusya Federasyonunun siyasi süreçlerde ve arazide etkisinin arttığını vurguladı.

"Afganistan yeniden kanlı bir iç savaşa sürüklenme tehlikesi ile karşı karşıya." diyen Sezgin, her hafta ortalama 50 Afgan askerinin öldürüldüğünü söyledi.

Sezgin, şöyle konuştu: "Bu bölgede ABD ve Suudi Arabistan canavar yaratmışlardır. El Kaide ile özdeşleşen bu canavar, dünya verilerinin değişmesinde, bizatihi insanlığın huzurunun sarsılmasında acımasızca rol oynamıştır. Bir yandan Peştun milliyetçiliğinin, diğer yandan dini radikalizmin en kötü örneğinin birleşerek yarattıkları sürekli bir deprem durumu vardır. Buna bir de kabileler, çıkarlar arası ağır mücadelenin vahim tesirleri eklenmiştir."

"ABD ve Suudi Arabistan, dünyanın başına büyük bir bela sarmışlardır ama kendi halinde belirli bir denge içinde yaşayıp giden bu ülkeyi işgal eden Sovyetler Birliği'nin hiç günahı yok mudur?" diye soran Sezgin, Türkiye'nin bugüne kadar harcadığı olumlu çabalara ilaveten, kendi diplomatik hafızasını canlandırarak yeni formüller tasarlayabileceğini vurguladı.

Aydın Adnan Sezgin, "Örneğin, Afganistan zemininde ABD, Rusya ve Türkiye'nin kolektif güç ve akıllarının harekete geçmesine öncülük yapamaz mı? Böylelikle sonuç üretici bir barış ve uzlaşı sürecine ulaşılamaz mı? Afganistan'a gerçek bir çare bulunamadığı takdirde, Türk cumhuriyetlerinden başlamak suretiyle tüm dünyayı yeni türbülanslara sürükleyecektir. Türkiye'nin böyle bir çözüm istikametinde etkin sonuç sağlayacak diplomatik enerjisi vardır, yeter ki bu enerji israfçı bir anlayışla, verimsiz bir şekilde kullanılmasın. Kaynayan ve dünyayı da kanatan Afganistan yarası daha büyük tehlikelere yol açmadan sonlandırılabilmelidir." ifadesini kullandı.

Tezkere üzerinde MHP Grubu adına söz alan Bursa Milletvekili Vahapoğlu, Türkiye ve Afganistan'ın emperyalist emeller peşinde koşan ülkelere karşı direnişinin devam ettiğini belirtti. Rusya ve ABD'nin bölge üzerindeki politikalarına değinen Vahapoğlu, "Afganistan, Rusya ve ABD için sadece jeopolitik nedenden değil, petrol, kömür, doğal gaz ve diğer madenler nedeniyle hedef olan ülkedir. Küresel oyun kurucuları bu amaca ulaşmak için Taliban ve DEAŞ gibi paravan örgütlerle savaşını sürdürüyor. Irak ve Suriye'den sürülecek DEAŞ'ın Afganistan'ı yurt edinme ihtimali göz ardı edilmemelidir." diye konuştu.

Vahapoğlu, Afgan halkına yardım etmek için bölgede görev yapan TSK personelinin, DEAŞ benzeri örgütlerin hedefi olabileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurguladı. Türk askerinin, Afgan halkının refahı için orada bulunduğunu, bu nedenle tezkereyi desteklediklerini dile getiren Vahapoğlu, "TSK unsurları, dost ve kardeş Afgan halkının güvenliği için orada bulunuyor. Etnik kökeni ne olursa olsun halka eşit düzeyde yaklaşıyoruz. Afgan ordusunun yetiştirilmesine ciddi katkılar sunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Vahapoğlu, günümüz şartlarında verimliliğin artması, yeni teknolojilerin ülkeye transferi ve devletin mali yükünün azaltılması gibi nedenlerle özelleştirme yapıldığını ancak stratejik tesisler için özelleştirme uygulamasının yanlış olduğunu savundu.

Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğüne bağlı 1. Ana Bakım Merkezi Müdürlüğünün tüm mal ve hizmet birimlerinin özelleştirme kapsamına alındığını anımsatan Vahapoğlu, şöyle konuştu: "Bu tesis 50 yılı aşkın bir zaman içerisinde oluşmuş ve büyük bir tecrübeye sahiptir. Fabrikada fırtına obüsleri, gece ve gündüz görüş dürbünleri, dünyanın en yüksek ve en uzun süre dayanıklılığına sahip tank ve tırtıllı araç paletleri, Leopard 1 ve Leopard 2 tanklarının modernizasyonu gibi üretimler yapılmaktadır. Bu fabrikanın işletmesinin devri yasaya aykırıdır. Bu fabrikanın özelleştirme kapsamına alınması TSK'de bir birliğin özelleştirilmesi anlamına da gelebilir. Bu kararın gözden geçirilmesini bekliyoruz."

Bakmadan Geçme