TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu toplandı
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, 'Özeleştiri yaptığımızda, insan etkileri sonucunda iklim üzerinde oluşan değişiklik noktasında geçmiş yıllarda eksik kaldığımızı açıkça ifade etmek gerekiyor. Burada tabi bilgi eksikliği de vardır, kanunların eksikliği de vardır.' dedi.
TBMM Küresel İklim Değişikliği Araştırma Komisyonu, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı.
MÜSİAD Yenilenebilir Kaynaklar ve Atık Yönetimi Başkanı Mihrimah Kocabıyık, geçmişte iklim ve çevre genel olarak ekonominin dışsal faktörleri olarak kabul edilmiş olsa da iklim değişikliğinin şiddeti arttıkça sanayinin iklim değişikliğinin negatif etkilerine adaptasyonunun, yakın dönemde giderek daha da önemli bir hale geldiğini söyledi.
Bu durumun, sanayide doğrudan üretimi ve rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyecek unsurlara karşı önlem alınmasını öncelikli hale getirdiğini dile getiren Kocabıyık, özellikle su, hammadde, enerji ve benzeri üretim girdilerinde beklenen azalmanın sanayici için ciddi bir risk olduğunu söyledi.
Su tüketimi ve kuraklığa dikkati çeken Kocabıyık, su kaynaklarının etkin kullanımı için, yüzeysel, yer altı sularının yanı sıra gri su ve arıtılmış atık suların yeniden kullanımı alternatiflerinin değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çekti.
MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan ise iş insanları ve sanayiciler olarak iş yapma potansiyellerini en yüksek düzeyde kullanıp, yatırım, üretim ve ticaretin senkronizasyonu ile istihdam üzerinde odaklandıklarını belirterek, "Özeleştiri yaptığımızda, insan etkileri sonucunda iklim üzerinde oluşan değişiklik noktasında geçmiş yıllarda eksik kaldığımızı açıkça ifade etmek gerekiyor. Burada tabi bilgi eksikliği de vardır, kanunların eksikliği de vardır." diye konuştu.
İş dünyasında "herkes her şeyi mükemmel şekilde bilecek" diye bir şey olmadığını ifade eden Kaan, "Hem iş dünyası hem de toplumun her kesimi tarafından benimsenmesi gereken bir eylemlilikle eksikliği gidermenin, hızlıca harekete geçerek önlem almanın vakti." değerlendirmesinde bulundu.
Eldeki kaynakları en yüksek verimlilikle, akıllıca ve dikkatlice kullanmak gerektiğini vurgulayan Kaan, önlemlerin de çok önceden alınması gerektiğini söyledi.
Milletvekillerinin, sanayi tesislerinin atıkları konusundaki sorusunu yanıtlayan Kaan, tesislerde biyolojik arıtmadan kimyasal arıtmaya kadar ciddi yatırımlar yapıldığını anlattı.
Kaan, Organize Sanayi Bölgeleri'nin (OSB) şehirlere uzak yapıldığını ifade ederek, şehir atığı ve OSB'lerin atıkları için ortak tesis yapılmasının maliyetleri azaltacağını da belirtti.
Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Gökhan Candoğan, iktidarıyla, muhalefetiyle iklim değişikliği konusunda kimsenin bir tereddüdü olmadığını belirterek, iklim değişikliğiyle ilgili yeni bir kanuna ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Candoğan, Türkiye'de çevre hukuku konusunda üniversitelerde alan bulunmadığını ve bu alanda doktora yapmış 2 veya 3 kişi olduğunu belirterek, "Üniversitelerinde çevre hukuku kürsüsü olmayan bir ülkede bu tür yasal düzenlemeleri verimli şekilde ele alıp bir noktaya getiremezsiniz." dedi.
Türkiye Barolar Birliği olarak üniversitelerde çevre hukuku kürsüsü kurulmasına dair YÖK'e de talepte bulunulduğunu dile getiren Candoğan, bu konuyla ilgili çalışmaların tamamlanmasını beklediklerini söyledi.
Doğal Hayatı Koruma Vakfı İklim ve Enerji Programı Kıdemli Uzmanı Tanyeli Behiç Sabuncu, Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olması gerektiğini ifade ederek, 2050'de karbon nötr olma vizyonunun benimsenmesi, emisyon azaltım hedefinin güncellemesi, kömürden çıkış planı oluşturulması önerisinde bulundu.
Sabuncu, suyun verimli kullanımı için belediyeler tarafından kayıp kaçakların önlenmesine öncelik verilmesi, tarımda damla sulamanın yaygınlaştırılmasının sağlanması gerektiğini dile getirdi.