• Haberler
  • Diğer
  • Bahçeli: 'Çocuklara, kadınlara kastedenler esfel-i safilindir'

Bahçeli: 'Çocuklara, kadınlara kastedenler esfel-i safilindir'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,'Yenidoğan bebekleri, SGK'den günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötanaziye başvuran, insanın aklına getiremeyeceği, havsalasının alamayacağı, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar, emin olunuz, sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karalarıdır.' dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, Partisinin TBMM Grup  Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, tarihin, dönüm noktaları, keskin virajları, kritik eşikleri, geleceğe eklemlenmesi beklenen kırılgan bağlantı hatlarının olduğunu söyledi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ve kurtuluş fikri olan Türk milliyetçiliğinin, tarihin kaygan ve kaypak zemininde sağlam ve sağduyulu duruşun adresi olarak varlığını güçlü şekilde ibra ve ibraz etmesinin artık kaçınılmaz aşamaya geldiğini vurgulayan Bahçeli, "Belki bugünden sonra tarihin akışı daha farklı olacaktır. Belki bugünden sonra ülkemin şafağı bir başka sökecektir. Belki bugünden sonra Türkiye'nin prangaları tamamıyla kırılacaktır. Akıl ile duygumuzun mutabakat çemberinde, şuur ile heyecanımızın muhassala ekseninde Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne hız vermenin zamanıdır." diye konuştu.

"Bugün kitabın ortasından ve hiçbir yoruma ihtiyaç bırakmayacak netlikte konuşacağım" diyen Bahçeli, bugünkü konuşmasıyla milli birlik ve kardeşlik duygularının üzerine gerilmek istenen yabancı menşeli örtüyü kaldıracağını dile getirdi. Bahçeli, "Alışıldık söylem kalıplarından az da olsa taşmanın vakti geldiyse, o vakit bu vakittir. Mevcut ve muayyen gerçeklere dayanarak muazzez milletimizin ayak bağlarını kalıcı olarak çözmenin kim bilir belki de ilk adımını atmış olacağım." değerlendirmesinde bulundu.

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin çözemeyeceği, altından kalkamayacağı, üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorunun olmadığına, irade gösterilip sırt sırta verilmesi gerektiğine işaret etti.

Ekonomi yönetimine güveniyoruz

MHP lideri Bahçeli, Türkiye ekonomisinin şiddetli fırtınayı atlattığını belirterek, 'Battık, bittik, tükendik, mahvolduk' diyen felaket tellallarının yüzünün kızardığını söyledi.

Milli gelirin 1,1 trilyon dolar sınırını aştığını kaydeden Bahçeli, "Cari açıkla dış ticaret açığı inişe geçmiştir. Ekonomik büyüme her yıl ortalama yüzde 5'in üzerinde gerçekleşerek Türkiye'nin dinamik ve üretken yönünü teyit etmiştir. İhracatımız 260 milyar doların üzerine çıkmıştır. Küresel ve bölgesel gerilimlere rağmen Türkiye ekonomisi eski teorik şemalara sığmayan, ezbere dayanan şablonlara hapsolmayan bir özellikle sürekli ilerleme, sürekli gelişme halindedir." diye konuştu.

Çocuklara, kadınlara kastedenler esfel-i safilindir

Devlet Bahçeli, çocuk cinayetlerine dikkati çekerek, Diyarbakır'da Narin Güran'ın, Tekirdağ Malkara'da Sıla bebeğin, İstanbul Fatih ve Eyüpsultan'da İkbal ve Ayşenur'un hayatlarını kaybettiğini hatırlattı.

Çocukların, tüyleri diken diken eden caniliklerin sırayla kurbanı olduğunu belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "Doğru sözlü, düzgün fikirli, temiz vicdanlı, yüce gönüllü, yumuşak huylu, ağırbaşlı, merhamet ve muhabbet ehli milletimizden barbarların çıkması çelişki gibi algılansa da, böylesi defolar, böylesi sapıklar maalesef her toplumun ortak sancısı, ortak şikayetidir. Siyasal ve toplumsal tarih, insan doğasını esas alan iki düşüncenin cepheleşmesini, daha yerinde bir tabirle uzlaşmaz karşıtlığını deşifre etmiştir.

Bunlardan birisi, insanın doğuştan kötü olduğunu iddia etmekle birlikte diğeri insanın iyi veya kötü olmasını içinde bulunduğu şartlara bağlayan düşüncedir. Bizim inancımıza göre insan eşref-i mahlukattır. Buradan anlaşılacağı gibi insan varlıkların ve yaratılmışların en şereflisidir. Bir de esfel-i safilin vardır ki, bu kategoriye girenler cehennemin en aşağı tabakasında olanların sıfatıdır. Bebeklere, çocuklara, kadınlara, masum ve mazlum her insana kastedenler esfel-i safilindir."

Hangi ceza yüreklere su serpebilir?

"Yenidoğan bebekleri, SGK'den günlük 8 bin lira alabilmek için yoğun bakımda tutup ölümlerine neden olan, pasif ötanaziye başvuran, insanın aklına getiremeyeceği, havsalasının alamayacağı, kalbinin kaldıramayacağı yöntemleri kullanarak cinayet işleyen yaratıklar, emin olunuz, sadece sağlık çalışanlarımızın değil insanlığın yüz karalarıdır" diyen Bahçeli, bu kişileri, "tıbbi artık, ölüm ve soygun çetesi, kana susamış katiller güruhu" olarak nitelendirdi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Para için bebekleri ölüme mahkum eden, üstelik bunu güle oynaya, karşılıklı mavralarla yapan namussuzlara verilecek hangi ceza vicdanların fırın gibi sıcaklığını soğutabilir? Hangi ceza adaletin tecellisini sağlayabilir? Hangi ceza yüreklere su serpebilir?" sorularını yöneltti.

Cumhuriyet Savcımız Yavuz Engin'i gönülden kutluyorum

Devlet Bahçeli, Sağlık Bakanlığının bu duruma zamanında müdahil olduğunun altını çizerek, görevi suistimal, savsaklama ve kötüye kullanmanın söz konusu olmadığını söyledi. Teftiş mekanizmasının gecikmeksizin çalıştırıldığını dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti: "Adli süreç zamanında işletilmiş, polis ve jandarmamız eş güdüm halinde suçluların peşine düşmüştür. Sağlık Bakanımızın istifasını istemek hangi akla hizmettir? Sağlık alanındaki parlak gelişmeleri karalamak nasıl bir politik angajmanın ürünü, neyin hazırlığı, kimlerin talimat veya tembihidir? Yargıya taşınmış ağır ve vahim bir olayı anında istismar etmek, siyasete pervasızca malzeme yapmak, önüne gelene çamur sıçratmak art niyetlilik, hatta ahlaksızlık değil midir?

Türkiye'nin içine çekilmek istendiği, günbegün tahrik edilen sosyal, ekonomik ve manevi girdaplara karşı azami dikkatli ve uyanık olmanın önemine işaret eden Bahçeli, "Zalim ve zillet bir akıl işbaşındadır. Öz güvenimizi yaralamak, öz değerlerimizi yağmalamak, milli ve manevi dengemizi yıkmak maksadıyla organize ve çok aktörlü bir operasyon süreci derinden derine faaliyet halindedir. Yaşadığımız hiçbir şey tesadüfi değildir. Devletin güvenirliği, hükümetin meşruiyeti, milli ve toplumsal dayanışmanın temeli saldırı altındadır." diye konuştu.

Türkiye'de güven bunalımı yoktur

Sonsuza kadar var olmanın çaresinin ve çözümünün de ancak böyle sağlanacağına işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Güneyimiz yanarken kuzeyimiz toz duman içindedir. Doğumuz sıkıntılarla yoğrulmuşken batımızda karanlık oyunlar planlanmaktadır. İç ve dış işgal cephesi, gemi azıya almıştır.

Objektif ve ahlaki yorumları kendisinden duymak istediğimiz, ne var ki hep aksi istikamete kürek çeken ve şuuru kapanmış halde bulunan bir siyaset bilimci, güven bunalımının yavaş yavaş kök saldığını, bunun tek çözümünün hızlı bir erken seçim olduğunu, güvenilecek bir iktidarın kurulması gerektiğini zırvalayarak bunca sorunun ortasında iç işgal cephesine hizmetkarlık yapmaktan kaçınmamış ve utanmamıştır. Türkiye'de güven bunalımı yoktur, buna karşılık bunayan ve Türkiye'ye cephe alan bulaşık tipler vardır, alayının hüviyetleri ise bellidir, bilinmektedir. Seçimler zamanında yapılacaktır ve herkes siyasi hesabını buna muvafık yapmak durumundadır." ifadesini kullandı.

Bu ülkede yaşayan hiçbir Kürt kardeşim sorun olarak gösterilemez

Konuşmasında, DEM Parti milletvekilleriyle el sıkışması sonrası yaşanan tartışmalara da değinen Bahçeli, şu görüşleri paylaştı: "DEM'e uzattığım el günlerdir konuşuluyor, günlerdir tartışılıyor. Dedikodu borsası rekorlar kırıyor. Önüne gelen kendi mizaç ve meşrebine göre değerlendirme yapıyor. Son iki haftadır görüş ve düşüncelerimi berrak ölçüde açıklayıp samimi niyetimi paylaşmış olsam da birileri yine rahat durmuyor, ısrarla samanlıkta iğne arayışına, karanlıktan aydınlığa taş fırlatmaya kalkışıyor. 'Sözlerimin altı doldurulmalıdır' diyenlerden tutun da 'yeni bir çözüm sürecinin pişirildiğini" iddia edenlere kadar pek çok iddia ve ifade malumlarınız olacağı üzere gündeme gelmiştir.

Bir eski Meclis Başkanı, işgüzarlık ve işportacılık mantığını siyaset zannederek kafasının içinde ne kadar kir pas varsa ortaya dökmüştür. 'Adına isterseniz kuşkonmaz deyin, yeni bir sürece ihtiyacımız var' sözleriyle boşa sallayıp nasıl dolu tutarım hevesine kapılmıştır. Türkiye'nin yeni bir çözüm sürecine değil, ortak aklı çalıştırmaya, dürüst ve samimi adımlara, dış dayatmalara kapalı durmaya, bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır."

Türkiye'nin sorununun Kürtler değil, bölücü terör örgütü olduğunu belirten Bahçeli, "Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek elbette mecburidir ama kolektif kimlik ve etnik temelde bir çözüme atıf yapmak vahim bir tehlikedir. Bu ülkede yaşayan hiçbir Kürt kardeşim sorun olarak gösterilemez. Kürt sorunu var demek, Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yalan sözlerin, yıkım bekleyenlerin, küresel emperyalizme piyonluk yapanların ortak propagandasıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, asimilasyon politikasına hiçbir zaman teşne olmamış, tenezzül etmemiş, prim vermemiştir." dedi.

Terör başka, siyaset başkadır

Bahçeli, bölücü terör sorununun, Türkiye'ye çok zaman, kaynak, insan ve enerji kaybettirdiğine dikkati çekerek, "Terörle mücadeleye harcanan devasa kaynaklar, Doğu ve Güneydoğu'nun sosyal ve ekonomik kalkınmasına ayrılmış olsaydı, bölgenin nasıl yıldız gibi parlayacağını, işsizlik, yoksulluk ve gelir dağılımı adaletsizliğinin nasıl ortadan kalkacağını vatansever her insanımız tasdik edecektir." diye konuştu.

Terörün bitmesi halinde Diyarbakır'ın, Şırnak'ın, Hakkari'nin, Mardin'in, Batman'ın, Ağrı'nın, Van'ın ve diğer vilayetlerin başına talih kuşunun konmasının, bölge insanının derin bir nefes almasının mutlak bir akıbet olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Terör başka, siyaset başkadır. İkisi arasına kalın bir çizgi çekilmeden, duvar örülmeden, silah dışlanmadan, en başta Kürt kardeşlerimiz olmak üzere, Türk vatandaşları layık olduğu insani gelişmişlik düzeyine, refah, huzur ve güvenlik mertebesine çok zor ulaşacaktır." sözlerini sarf etti.

Bakmadan Geçme