Bakan Kurum COP29'da Türkiye'nin iklim vizyonunu paylaştı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı'nda (COP29) Türkiye'nin iklim değişikliğiyle mücadele vizyonunu ortaya koyan Uzun Dönem Yol Haritası'nı açıkladı. Bakan Kurum, 18 sektörde 89 stratejinin yer aldığı yol haritasının 'azaltım', 'uyum' ve bu iki konunun ortak noktalarının yer aldığı 'yatay kesen konular' adı altında toplandığına dikkat çekti. Bakan Kurum, Türkiye'nin yenilenebilir enerji payını yüzde 50'ye çıkarmayı hedeflediğini açıkladı. İklim finansmanının önemine vurgu yapan Bakan Kurum, 'İklim finansmanına erişimin kolaylaştırılması 'daha adil bir dünya için' şarttır' dedi.
Kahramanmaraş 13 Kasım-
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Azerbaycan'ın Bakü kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29) Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında aldığı önlemleri ve hedeflerini içeren Uzun Dönem Yol Haritası’nı açıkladı. Bu kapsamda enerji, sanayi, binalar, ulaştırma, tarım, atık ve arazi kullanımı gibi öncelikli sektörlere odaklanıldığını belirten Bakan Kurum, “Türkiye olarak Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle ‘insanlığa daha adil bir dünyayı teklif ediyoruz.’ İnsani ve vicdani bir sorumluluk olarak gördüğümüz bu yolda küresel iş birliğini ve dayanışmayı en yüksek sesle dile getiriyoruz. Çünkü dünyanın bu birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacı var” diye konuştu.
Son 50 yılda hava, iklim veya su ile bağlantılı 11 binden fazla afetin yaşandığına, 2 milyonun üzerinde can kaybının olduğuna vurgu yapan Bakan Kurum, “Türkiye, raporlarla ortaya konulan bu gerçeklere hiçbir zaman sessiz kalmamış, pasif bir tutum içinde olmamıştır. Çünkü bizim ülkemiz taşıdığı değerler ve coğrafi derinliği itibarıyla, dünyanın vicdan ve iyilik merkezidir” şeklinde konuştu.
İklim finansmanı daha adil bir dünya için şart
COP29’un gündemi olan finansman kaynaklarına erişimin Türkiye için kritik önemde olduğunu söyleyen Bakan Kurum, “Hepinizin on yıllara uzanan bir tecrübeyle takdir edeceğiniz gibi, iklim finansmanı kesintisiz bir şekilde sunulduğunda, sera gazı emisyonlarımızı azaltmamıza ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamamıza yardımcı olmaktadır. Bu nedenle İklim finansmanına erişimin kolaylaştırılması ‘daha adil bir dünya için’ şarttır. Türkiye olarak her platformda COP29’u, iklim finansmanında bir dönüm noktası olarak gördüğümüzü ifade ediyoruz. Önümüzdeki 10 gün boyunca da burada, iklim finansmanının yeni hedeflerini belirlemeye çalışacağız” dedi.
2 yıllık çalışmalar sonucu 18 sektör için 89 strateji belirlendi
Bakan Murat Kurum, Türkiye’nin Uzun Dönemli Yol Haritası’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın COP29’da bir kez daha ilan ettiği 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi’ne ilişkin üst düzey bir taahhüt olduğuna vurgu yaptı. Bakan Kurum, yol haritasının 2 yıl boyunca kamu ve özel sektör temsilcileri ve STK’ların katkısıyla oluşturulduğunu belirtti. Bakan Kurum, 18 sektörde 89 stratejinin yer aldığı yol haritasının ‘azaltım’, ‘uyum’ ve bu iki konunun ortak noktalarının yer aldığı ‘yatay kesen konular’ başlığında toplandığını dile getirdi.
Yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50’ye çıkaracağız
Bakan Kurum, Türkiye’nin bu yılki emisyon miktarlarının analizinde en yüksek emisyon oranının yüzde 72 ile enerji sektöründe olduğuna dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı: Bu nedenle Uzun Dönemli İklim Stratejisi Azaltım Hedeflerimiz kapsamında emisyonların çoğunun kaynaklandığı enerji sektöründe iddialı hedefler ortaya koyduk. Bugün, toplam kurulu güç içerisinde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 59'a yükseltmiş olan bir ülkeyiz. Bu alanda; Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer alıyoruz. 2053 yılına kadar, enerji sektöründe; yenilenebilir enerji kaynaklarını olabildiğince arttırmayı hedefliyoruz. Birincil enerjide yenilenebilir enerjinin payını yüzde 50’ye, nükleer enerjinin payını ise yüzde 30’a çıkarmayı planlıyoruz. Böylece; ulusal çapta kullanacağımız enerjinin yaklaşık yüksek 80’inini karbonsuz hale getireceğiz.
Türkiye’nin 2053’e kadar sanayi sektöründeki çimentoda yüzde 93, demir-çelikte yüzde 99, alüminyumda yüzde 75, binalar sektöründe ise emisyon oranını sıfıra yaklaştırmayı hedeflediğini belirten Bakan Kurum, bu alanda, toplam 2 milyar ton karbondioksit eşdeğeri emisyon salımının engelleneceğini ifade etti. Ulaştırma sektöründe yine 2053’e kadar 7 bin kilometre yüksek hızlı tren ve hızlı tren hattı inşa edileceğini, temiz ulaşım olan demiryollarının lojistikteki payını yüzde 5'ten yüzde 22’ye çıkarılacağını kaydeden Bakan Kurum, 2035 yılına kadar da elektrikli araç sayısını 4,2 milyona ulaştırıp yerlilik oranını ise yüzde 75’e çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Tarım sektöründe toprakların en az yüzde 10’unda organik tarımı hayata geçirmek istediklerini dile getiren Bakan Kurum, hayvancılıkta ise biyogaz tesislerini yaygınlaştırıp karbondioksit dışı emisyonların azaltılacağını ve gıda güvenliğinin korunacağına işaret etti. Bakan Kurum, ormancılık sektöründe ise mevcut ormanların korunması, millet bahçelerinin, yeşil alanların ve yeşil koridorların arttırılması yoluyla yutak alan kapasitenin yükseltileceğini vurguladı.
Sıfır atık prensibi yaygınlaşacak
Atık sektöründe de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde yürütülen Sıfır Atık prensibinin yaygınlaştırılacağını dile getiren Bakan Kurum, “Atıkların düzenli depolama sahalarına gönderilmesine son vereceğiz. Atıkta, geri kazanım oranımızı yüzde 70’e çıkaracağız. Depozito Yönetim Sistemimizin makine ve altyapı kurulumunu, 2025 yılı sonuna kadar yapacak, ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz. Metan emisyonlarının azaltılmasına önemli bir katkı sunmuş olacağız” dedi.
Asbestli borudan vatandaşımız su içmeyecek
Bakan Kurum Türkiye’nin uzun dönemli iklim stratejisinin uyum hedeflerinin ise 11 sektörde 37 strateji ile uygulanacağını açıkladı: Üzerinde çalıştığımız 3 kilometre çözünürlüklü projeksiyon modellerimiz sayesinde 11 farklı sektörümüze dair risk analizlerini yürüteceğiz. Bu stratejilerle birlikte; şehirlerimizdeki su kayıp ve kaçaklarını azaltacağız. Ayrıca, asbestli borudan vatandaşımız su içmeyecek. Bu noktada çok kısa bir süre içerisinde, İLBANK Genel Müdürlüğümüzle birlikte asbestli boruların değişimini sağlayacak, yine kayıp kaçak oranlarını da minimuma indireceğiz. Tarımsal sulama verimliliğimizi arttıracak, akıllı su yönetim sistemlerini hayata geçireceğiz. Havza yönetim planlarımızı titizlikle uygulayacağız. Biyolojik çeşitliliği koruyacağız. Sürdürülebilir orman yönetimi, çölleşmeyle mücadele, şehirlerimizde iklim dirençli yapı standartlarının geliştirilmesi gibi uygulamaları çeşitlendireceğiz. Organik tarım uygulamaları, işlemesiz tarım, yağmur hasadı gibi uygulamaları ülkemizin her yerinde yaygınlaştıracağız. Sürdürülebilir turizm programları ve kültürel miras alanlarının koruma altına alınmasına dair adımları kararlılıkla atacağız. Sağlık izleme sistemlerini kuracak, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile birlikte erken uyarı ve müdahale mekanizmalarımızı güçlendireceğiz.
Akıllı tarım teknolojileri desteklenecek
Bakan Murat Kurum, uzun dönemli iklim stratejisinde hem azaltım hem de uyum politikalarını ilgilendiren ortak konuların, ‘yatay kesen konular’ başlığı altında toplandığını ifade etti. Bu kapsamda da hidrojen teknolojileri; karbon yakalama, kullanma ve depolama teknolojileri; akıllı şehir ve akıllı tarım teknolojilerine dair yaklaşımların detaylı şekilde yol haritasında belirlendiğini dile getirdi.
İklim kanunu ile yeşil taksonomi geliyor
Konuşmasında Türkiye’nin İklim Kanunu hazırlıklarına da dikkati çeken Bakan Kurum şunları söyledi: İklim Kanunumuzun bu yıl içerisinde, TBMM’de kanunlaşarak yürürlüğe girmesini bekliyoruz. Bu kanunla birlikte yeşil dönüşümü hızlandıracağız. 2026 yılında Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girecek olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasına karşın, dış ticarette rekabet gücümüzü artırmak için karbon fiyatlandırma ve Emisyon Ticaret Sistemimizi süratle hayata geçireceğiz. Yeşil yatırımlar için finansman mekanizmalarını geliştirecek, 'Ulusal Yeşil Taksonomi Yönetmeliği’ni de 2025 yılında çıkaracağız.
COP31 başkanlığını çok önemsiyoruz
Türkiye’nin sanayi devrimi öncesine göre 1,5 dereceden daha fazla yüzey sıcaklık artışı yaşayan, dünyanın en tehlikeli göç rotalarından birine ev sahipliği yapan Akdeniz İklim Havzası’nda yer aldığına vurgu yapan Bakan Kurum, bu anlamda COP31’e ev sahipliği için adaylığının önemine işaret etti: Biz, iklim değişikliğinden olumsuz etkilenmekle birlikte, bu krizi fırsata dönüştürme becerisine de sahip olan bir ülkeyiz. Bu tecrübelerimizi aktarmak, her ülkenin tecrübesini de doğrudan kendilerinden almak, iklim değişikliği ile küresel mücadeleye en yüksek katkıyı sunmak için COP31 başkanlığını çok önemsiyoruz.
COP31 başkanlığı için Türkiye’den 4 taahhüt
Bakan Kurum, COP31 adaylığı için Türkiye’nin 4 ana taahhüdünü ise şöyle sıraladı: Türkiye, başkanlığı süresince gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında iklim eylemini güçlendiren bir köprü olacaktır. İstisnasız tüm ülkeler için iklim adaletine uygun bir teknoloji akışını ve finans paylaşımını sonuna kadar destekleyecektir. İklim dirençli ve uyumlu kent modelini geliştirme noktasında en kararlı adımları atacaktır. Akdeniz-Afrika-Pasifik başta olmak üzere tüm dünyadaki kırılgan bölgelerin direncini artırma konusuna, tüm gücüyle odaklanacaktır.
Bakan Kurum, konuşmasında deprem bölgesindeki inşa ve ihya çalışmalarına ilişkin bilgiler de verdi.
COP29’da İLBANK pavilyonu açıldı
COP29 etkinlikleri kapsamında Bakü Olimpiyat Stadyumu’ndaki İLBANK pavilyonunun açılışını da gerçekleştiren Bakan Kurum, “Tüm engellemelere rağmen Azerbaycan böylesi büyük bir organizasyonun üstesinden gelmiş, tüm dünyaya örnek olmuştur” dedi.