Bakan Kurum'dan yapı sektörüne 'su' çağrısı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 22 Mart Dünya Su Günü münasebetiyle Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen 'Su ve Sürdürülebilirlik İlk Çağrı' Programı'na katıldı. Bakan Kurum, tüm yapı sektörüne ve vatandaşlara çağrıda bulunarak, 'Bakanlık olarak binalarımızda su israfını engellemeye yönelik gerekli düzenlemeleri yaptık. Yapı sektörümüz projelerini su depolama ve debi kontrolüne dair yaptığımız bu değişikliklere uygun bir şekilde tasarlamalıdır.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 22 Mart Dünya Su Günü münasebetiyle Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’ndeki programa katıldı. Suyun önemine dikkat çeken Bakan Kurum, bir dönem Beyoğlu'nda yaşayan bir devlet büyüğüne atfedilen serzenişi şu şekilde aktardı: “O zaman bizim her çeşmemizin alnında ‘O Allah ki gökten sizin için su indirdi’ ayeti yazardı. Süslemelerin altından kuşlar su içerdi. Her çeşmenin başında iki kurna olur, her kurnanın başında bir melek otururdu. Çeşmelerin yıkılması ile beraber meleklerimiz de gitti.” İfadelerini kullandı.
“Kaderine terk edilen bir Beyoğlu’nu, Haliç’i ve İstanbul’u yaşadık”
Bakan Murat Kurum, İstanbul’a dair Şair Nedim’in benzetmesini hatırlatarak: “Medeniyetimizin büyük şairlerinden Nedim, ‘Bu şehri İstanbul ki bimislü behâdır’ demiş ve ne güzel söylemiştir. Bu şehri ‘iki deniz arasındaki bir elmas parçasına benzetmiş, İstanbul güneşle aynı değere sahiptir’ demiştir. İstanbul o günlerden bu günlere hâlâ muhteşem bir şehir. Fakat bu şiirin yazıldığı günden bugüne geçen 3 asrın ardından, sanayileşmeyle birlikte İstanbul’da makûs bir talihi yaşadık. Kaderine terk edilen bir Beyoğlu’nu, Haliç’i ve İstanbul’u yaşadık.” Dedi.
“Suyu kirletmek, hayatı kirletmektir”
“Anasırı Erbaa yani dört temel unsur vardır: Hava, toprak, ateş ve su.” diyen Murat Kurum, “Bizim inancımıza göre suyu kirletmek, hayatı kirletmektir. Zira en temel yaşam kaynağımızdır su. Suyun olmadığı yerde yaşamdan, şehirden ne de medeniyetten söz etmek mümkün olamaz. Bugün başka gezegenlerde yaşama dair izler arayan bilim insanlarımız ilk önce suyun izini sürüyorlar. Su olmadan hayat olmaz.” şeklinde konuştu.
Bakan Kurum’dan su tüketimine çarpıcı örnek
Bakan Kurum, su tüketiminin yoğunluğuna, gıda ve tekstil sektöründen şu örnekleri verdi: “Somut bir örnekle açıklamak istiyorum. Bir tişört için ne kadar su kullanıldığını bilen var mı? Tam 2700 litre. Yani 13 bin 500 bardak su. Banyoda, tuvalette, mutfakta ortalama günlük 200 litre su kullanmaktayız. 1 kilogram buğdayın üretimi için 1300 litre suya ihtiyaç var. Bir ayakkabı üretimi için tam 17 bin litre su kullanılıyor. Bir bardak kahvenin üretimi için 140 litre su kullanılıyor. Yani bir kişinin tüm ihtiyaçlarının karşılaması için günlük ortalama 7000 litre su tüketmesi gerekiyor. Bu salonda bulunanlara bakalım. Takım elbiselerimiz, kravatlarımız, pantolonlarımız, montlarımız… Yani kişi başına 100 bin litre. Bu salonda yaklaşık 500 kişi var. Bu salonda, giydiğimiz elbiselerin üretimi için kullanılan su miktarı tam 50 milyon litre. Yani 500 ailenin bir yıllık içme suyu kullanımına denk elbiseler giyiyoruz. Suyumuza sahip çıkmak için sürdürülebilirlik. Kullandığımız kıyafetleri de yeniden dönüştürmek zorundayız. ‘Al kullan at’ değil, ‘al kullan dönüştür’ anlayışını hayatımızın her alanında yaşam kültürü hâline getirmek zorundayız.”
Bakanlığın “su” projeleri
Murat Kurum, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının su projelerini ise madde madde şu şekilde sıraladı:
“Geri kazandığımız suları sadece peyzaj alanlarında değil içme suyu olarak da kullanmamızı sağlayacak teknolojileri destekliyor, tesisleri de bir bir kurmaya gayret gösteriyoruz.
Atık su arıtma tesislerimizi, gelir getiren ekonomik bir değere dönüştürecek adımları atıyoruz. Tüm tesislerimizi, bir yeşil teknoloji ürünü olan biyorafineri tesislerine dönüştürüyoruz.
Bunlarla da yetinmeyip, atık sudan hidrolik enerji, arıtma çamurundan biyogaz elde ediyor ve vatandaşımızın hizmetine sunuyoruz.
Bugün, arıtılarak kullanılan atık suların oranını yüzde 3,5’e çıkardık. Şimdi atık su arıtma, biyolojik arıtma ve membran teknolojilerini daha da yaygınlaştırıyoruz. Bu oranı 2023 yılında yüzde 5’e, 2030 yılında ise yüzde 15’e çıkarmak hedefimizdir.
Sulak alanlar ve ormanlar gibi; suyumuzu doğal olarak toplayan, filtreleyen, depolayan ekosistemleri korumak için de yoğun bir gayret içerisindeyiz. Bu kapsamda 2018 yılında ülkemizin yüzölçümünün yüzde 9’u seviyesinde olan korunan alan büyüklüğümüzü yüzde 11,9’a çıkardık. Bu büyüklüğü 2023 yılında OECD ortalaması olan yüzde 17’ye yükseltmeyi hedefliyoruz.
Akarsularımızı ve nehirlerimizi, göllerimizi sanayi atıklarının kirleticilerine karşı koruyoruz. Salda’ya, Van Gölü’ne, Marmara Denizi’ne ve Kocaeli Uzungöl’e yönelik, dünyaya örnek olan çevre koruma projeleri yürütüyoruz.
Sıfır atık sanayi ve yeşil OSB çalışmalarımızla tüm sanayi alanlarımızı dönüştürüyor ve su kaynaklarını kirletmeyen, su israfını sıfıra indiren üretim tesisleri hâline getiriyoruz.
85 milyon vatandaşa ve yapı sektörüne çağrı
85 milyon vatandaşa ve yapı sektörüne çağrıda bulunmak istediğini belirten Bakan Murat Kurum, “Biz Bakanlık olarak binalarımızda su israfını engellemeye yönelik gerekli düzenlemeleri yaptık. Yapı sektörümüz projelerini su depolama ve debi kontrolüne dair yaptığımız bu değişikliklere uygun bir şekilde tasarlamalıdır.
Vatandaşlarımız da binalarında, yuvalarında bu yenilikçi sistemleri görmelidir. Milletimizden ricamız; suyumuzu korumayı millî bir mesele olarak görmeleridir. Bu görev bizim çocuklarımıza borcumuz, vatanımıza borcumuzdur.” ifadelerini kullandı.