Bakan Soylu, 104. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programında Konuştu!
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "cumartesi anneleri"nin, 700. hafta gösterisine izin vermediklerini belirterek, "Çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Bu ikiyüzlü kandırmacanın son bulmasını istedik. Ne yapsaydık yani, anneliğin, terör örgütü tarafından istismar edilmesine, anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık?" dedi. Bakan Soylu, Bakanlığımız Eğitim Daire Başkanlığı Durmuş Yalçın Konferans Salonu'nda düzenlenen "104. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programı’na katıldı. Türkiye'nin küresel terör örgütleriyle eşzamanlı mücadele ettiğini, güneyinden gelen ciddi bir göç dalgasını başarılı ve insani ölçülere göre yönetebildiğine işaret eden Bakan Soylu, terörün ana finansman kaynağı uyuşturucu ticaretinin ana geçiş güzergahında bulunan Türkiye'nin buna karşın hem dünya hem de kendi gençliğini korumaya çalıştığını vurguladı. Bakan Soylu, DHKP-C'sinden, PKK'sına FETÖ'den DEAŞ'ına kadar Türkiye'yi tehdit eden hemen hemen bütün terör örgütlerinin, Avrupa Birliği üye ülkelerinden açık veya örtülü destek gördüğünü, sığınma ve korunma taleplerinin karşılandığını, eğitildiğini, silahlandırıldığını ve ceplerine para konulduğunu belirterek, bütün bunlar yapılırken de Türkiye'nin "Batı'nın müttefiki" olarak tarif edildiğini, kamuoyunun buna inandırılmaya çalışıldığını dile getirdi. Türkiye'de de terör örgütlerinin ele geçirdiği veya etkilediği siyasal yapıların bulunduğunu aktaran Soylu, şöyle devam etti: "Doğrudan doğruya terör örgütünün sözcülüğünü yapıyorlar, savunuyorlar, hiçbir şey yapamıyorsa eylemlerine sessiz ve tepkisiz kalıyorlar. Örgütlere bir 'poker yüzü' temin etmeye ve aslında bir meşruiyet alanı açmaya çalışıyorlar. Terör örgütleri Türkiye'de her zaman bir istismar içinde olmuştur. Kadın istismarı yaptılar, çocuk istismarı yaptılar, etkin köken istismarı yaptılar, mezhep istismarı yaptılar. Bugün terör örgütleri, bu odaklar eliyle bir başka istismar alanı peşinde koşuyorlar, anne istismarı. Yapılmak istenen çok açıktır. Annelik kavramı üzerinden bir mağduriyet oluşturup, hem teröre bir mağduriyet maskesi giydirmeye çalışıyorlar, hem de toplumu ayrıştırmaya çalışıyorlar." "Yıllardır annelik üzerinden bir istismar ortaya konuluyor" Bakan Soylu, 1995'den beri süregelen "cumartesi anneleri" adı verilen bir eylemin yapıldığını anımsatarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Galatasaray Lisesi önünde toplanıyorlar. Peki, bu işin aslı nedir? 1995 yılında, resmi raporlarla ve örgüt içi itiraflarla belgelenmiş̧, aşırı sol TKP/ML örgütü tarafından gerçekleştirilmiş bir örgüt içi infazın suçunu devlete yıkmaya çalışan bir eylem. Kayıp falan değil, gözaltına alınmış değil, örgüt infaz etmiş, bir kenara bırakmış. Bu olay üzerinden bir mağduriyet hikayesi üretildi ve yıllardır annelik üzerinden bir istismar ortaya konuluyor. Bugün de terör örgütü ve bölge sorumlusunun bahane edildiği bir anlayış söz konusudur. Dikkat edin, son günlerde renkli listelerde aradığımız teröristleri, bölge sorumlularını etkisiz hale getirdikçe bu tepkiyle karşılaşıyoruz. Bu bir tesadüf değildir. Bunu kabul etmek de mümkün değildir. Hasan Ocak, Galatasaray Meydanı'ndaki eylemlerin başlama sebeplerinden sadece birisidir. Servis ediliyor. Çok affedersiniz, bu kişiler, Eminönü Meydanı'nda gezerken mi kayboldu? Neden her şeyi açık açık konuşmuyorlar? Hasan Ocak, TKP/ML Terör Örgütü üyesi değil miydi? Örgüt tarafından infaz edilmedi mi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde bu konuda dava açılmadı mı? Bu davada komisyona ifade veren bir başka örgüt üyesi, bu işin örgüt içinde bir infaz olduğunu anlatmadı mı? Muhatapları bu dediklerimin detaylarını çok iyi bilirler. Bu ve bundan sonra bu eylemlere konu edilmiş kişiler, yasa dışı örgüt üyesi değiller miydi?" "Göz mü̈ yumsaydık" "Cumartesi anneleri"nin 700. gösterilerini yapmak istediğini belirten Soylu, "İzin vermedik, doğrudur. Çünkü artık bu istismarın ve kandırmacanın son bulmasını istedik. Bu ikiyüzlü kandırmacanın son bulmasını istedik. Ne yapsaydık yani, anneliğin, terör örgütü tarafından istismar edilmesine, anneliğin teröre kılıf yapılmasına göz mü yumsaydık? Çocuklarımızı terör örgütü üyeliğine özendirip, 'İstanbul'un göbeğinde anılacaksınız' diye teşvik etmelerine, anneleri gözü yaşlı bir şekilde evlat yolu gözler halde bırakmalarına göz mü yumsaydık?" dedi. "Ne yapalım yani terörle mücadeleyi rafa mı kaldıralım? DHKP-C kiralık katil tarzı eylemlerine devam etsin, diğer sol gruplar eylemlerine devam etsin, PKK Doğu ve Güneydoğu'da acı üstüne acı yaşatsın, FETÖ Türkiye'nin tamamını eline geçirmek için bir gece topla tüfekle saldırsın, biz sırtımızı mı dönelim, devleti, ülkeyi bunlara teslim mi edelim?" diye soran Soylu, buna asla müsaade edemeyeceklerini bildirdi. Bakan Soylu, Galatasaray Meydanı'nın, terör örgütlerinin sözde ortak meşruiyet alanı haline getirilmesine de müsaade etmeyeceklerini vurgulayarak, "Anne, devlet, millet gibi kavramları, yıllarca bunların düşmanlığını yapmış terör örgütlerine ve onların çağrısıyla toplanan payandalarına istismar ettirmeyiz. Bu millet yüz yıl önce bunların ağababalarına bu ülkeyi teslim etmemişti, bugün onların paçozlarına da teslim etmez, bunu herkes böyle bilsin." ifadesini kullandı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki kaymakamlarımızı ve valilerimizi, jandarma komutanlarımızı, emniyet müdürlerimizi buradan uyarıyorum, terör örgütünü bu kış aç bırakacağız." dedi. Terör örgütlerine ilişkin Soylu, "TKP/ML'yi ne zannediyorsunuz? Özgürlükçü, demokrasi sevdalısı gençlerin oluşturduğu öğrenci kulübü falan mı zannediyorsunuz? PKK'yı, DHKP-C'yi, TİKKO'yu, TKİH'yi, gerçekten devrimci üniversiteli gençler gibi mi görüyorsunuz? Eylemlerine destek verdiğiniz, hatta bazen gidip fotograf çektirdiğiniz insanlar, sonradan gidip canlı bomba eylemlerinde ortaya çıkıyorlar. Buradaki yanlışı görmüyor musunuz?" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın tamamına etki edecek, buralara barışı getirecek adımlar attığına işaret eden Soylu, hem kendi devlet sistemi itibarıyla hem de bölgedeki işbirlikleri açısından umut ve heyecan verici bir sürecin yaşandığını vurguladı. Soylu, "Dikkat edin, yaptığımız köprüler, yollar, hastaneler, rastgele veya yerel ihtiyaçlar gözetilerek seçilmiş yatırımlar değildir. Hepsi, büyük bir hedefler bütünün parçalarıdır." diye konuştu. "Galatasaray Lisesi önündekiler gibi devletini dünyaya şikayet etmedi" Terör örgütlerinin, Doğu ve Güneydoğu'da çocuklar ve anneleri başta olmak üzere herkesin hayatını karartmak için her şeyi yaptığına dikkati çeken Bakan Soylu, "Yetinmediler, Galatasaray Lisesi'nin önüne taşımaya çalıştılar." dedi. Bakan Soylu, bulunulan coğrafyanın zorluğunu belirterek, "Büyüdükçe, büyümeyi talep ettikçe, dünya üzerinde hakikati, vicdanlı sözü söyledikçe bu coğrafya daha zor bir coğrafya olacaktır. Biz bundan vazgeçmeyeceğiz. Dünyadaki haksızlıklara, etrafımızdaki coğrafyayı kendi oyun alanına çevirmeye çalışanlara karşı sizler, büyük bir yolculuğa başlıyorsunuz." değerlendirmesinde bulundu. Cumhuriyet'in, mücadeleyle kurulduğunu vurgulayan Soylu, "Hiç kimse Galatasaray Lisesi önündekiler gibi devletini dünyaya şikayet etmedi. Devletini terör örgütleriyle beraber hiçbir noktaya koymadı. Polisine bundan 20-25 yıl önce de 'saldırıyor' demedi, bugün de 'saldırıyor' demiyor ama onlar söylüyorlar. Kanunlar, kurallar, anlayışlar bütün bunların hepsine bu milletimiz üzerine gelinmesine rağmen birlik ve beraberlik içerisinde riayet etti. Bu devletin kodlarını bu millet yazmıştır." şeklinde konuştu. "Emniyet kemeriyle ilgili çok önemli bir adım atacağız" Kurban Bayramı boyunca denetimler yaptıklarını, halkla konuştuklarını, uyarılarda bulunduklarını anlatan Soylu, trafik konusundaki çalışmaları daha da geliştireceklerini söyledi. Emniyet kemeriyle ilgili çok önemli bir adım atılacağını bildiren Soylu, "Kırmızı düdük kampanyamızdan vazgeçemeyiz. Bu işi çocuklarımızla çözeceğiz. Bu bayramda anladık." dedi. "Terör örgütünü bu kış aç bırakacağız" Bakan Soylu, terör örgütleriyle mücadeleyi sürdüreceklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Milletimize seslenmek istiyorum, yayla dönemi bitiyor. Ne olursunuz yaylalarda erzak bırakmayın. Dönerken derler ya 'pılınızı pırtınızı toplayın' diye. Ne var ne yok toplayın köydeki, şehirdeki evinize getirin. Mücadele topyekun bir mücadeledir. Gözyaşımızı nasıl bir millet olarak döküyorsak mücadelemizi de bir millet olarak yapmak zorundayız. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki kaymakamlarımızı ve valilerimizi, jandarma komutanlarımızı, emniyet müdürlerimizi buradan uyarıyorum, terör örgütünü bu kış aç bırakacağız. Şehirlerden, kasabalardan, ilçelerden lojistik destek temin etmelerine müsaade etmeyeceğiz. Unundan şekerine ne kadar bunları satan yer varsa hepsine gitmek, hepsine tek tek tembih etmek bizim temel görevlerimizdir." Terör örgütlerine yönelik birçok tedbir alacaklarını dile getiren Soylu, "Bu kış, terör örgütleri için çok farklı olacak. Hepsi için, sadece PKK değil, diğer terör örgütleri için de çok farklı olacak." dedi. Bakan Soylu, kaymakam adaylarından halkla iç içe olmalarını da istedi.