Bakan Tunç, 'Boykot çağrısıyla ekonominin hedef alınması çok tehlikeli'
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 'Türk yargısı bağımsızdır, tarafsızdır. Anayasaya göre, kanunlara göre, delillere göre karar verir. Türk yargısı terörden de hesap sorar, teröristten de hesap sorar, yolsuzluk yapandan da hesap sorar.' dedi.
Bakan Tunç, Atatürk Orman Çiftliği'nde düzenlenen "Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz Adalet Ormanı Fidan Dikim Töreni"ne katıldı.
Şiddet çağrısı, hiçbir zaman hukuk tarafından korunamaz
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, teröre ve terör örgütlerine karşı mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerini belirterek, "Terörsüz Türkiye hedefiyle inşallah çalışmalarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz ve 40 yıldan bu yana ülkemizin her türlü gelişmesinde, kalkınmasında engel olan terör bağından da inşallah kurtulmanın eşiğindeyiz." dedi.
Terörün, şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını vurgulayan Adalet Bakanı Tunç, şöyle konuştu: "Teröre, vandallığa, şiddete karşı adaletle, hukukla cevap vermeye devam edeceğiz. Ayrıca toplumun huzurunu, kamu güvenliğini tehdit eden gelişmelere karşı elbette görev ve sorumluluklarımızı aksatmadan yerine getirmekle mükellefiz. İfade hürriyetinin görünüm biçimi olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı da dahil olmak üzere temel insan haklarının sonuna kadar kullanılmasından yanayız. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, yalnızca kişilerin kendini ifade etme özgürlüğü değil, aynı zamanda toplumsal yapının gelişmesi, insanlık değerlerinin savunulması ve adaletin sağlanması adına önemli bir haktır. Demokrasi, bireylerin seslerini duyurabildikleri, fikirlerini özgürce ifade edebildikleri bir zeminde hayat bulur. Ancak bu hakkın kullanılmasındaki amaç, hiçbir zaman nefretin, şiddetin ya da hoşgörüsüzlüğün hakim olduğu bir ortam oluşturmak olmamalıdır. Çünkü her insanın düşüncelerini ifade ederken başkalarının haklarına ve güvenliğine saygı göstermesi demokratik bir toplumun temellerinden biridir."
Boykot çağrısıyla ekonomimizin hedef alınması çok tehlikeli ve yanlış
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, günlerdir yalan ve iftiralar üretilerek bağımsız ve tarafsız Türk yargısına saldırıldığını, kamu düzenini bozma pahasına güvenlik güçlerini marjinal gruplara hedef göstererek çok tehlikeli bir provokasyona girişildiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın merhum annesine hakaret edilerek milletin sabrının zorlandığını söyleyen Bakan Tunç, yapılan hakaretleri lanetlediklerini bildirdi.
İbadet yerleri başta olmak üzere ortak milli ve manevi değerlere yönelik çirkin eylemlerin sorumlusunun saldırgan ve provokatif dil olduğunu aktaran Adalet Bakanı Tunç, şunları kaydetti: "Meydanlarda kontrolsüz gruplar önünde kışkırtıcı bir dil kullanılarak ülkemizin büyümesine katma değer sağlayan markalarının isim isim hedef gösterilmesi, boykot çağrısı yapılması ve bu yolla ekonomimizin hedef alınması çok tehlikeli ve yanlış bir yaklaşımdır. İfade özgürlüğünün, halkın doğru bilgilendirilmesinin teminatı ve demokrasinin olmazsa olmazı basın kuruluşlarının yine düşmanca bir tutumla isimlerinin anılması, tezahüratlarla yuhalanması basın özgürlüğüne bir darbedir. Yayın politikası ne olursa olsun bugüne kadar hiçbir basın kuruluşu bu şekilde hedef alınmamıştır. Medyanın, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevini yerine getirmesinden, yargının yürüttüğü soruşturmalara dair haberleri duyurmasından rahatsız olanlar, suçluluk psikolojisiyle yabancı basın kuruluşlarına ülkemizi şikayet etmekten de geri durmamaktadır. Yabancı bir yayın kuruluşuna 'Türkiye'de yargı bağımsız değil' demek çirkin bir algı operasyonundan başka bir şey değildir.
Türk yargısı bağımsızdır, tarafsızdır. Anayasaya göre, kanunlara göre ve vicdanına göre karar verir. Dosyaya göre karar verir, delillere göre karar verir. Türk yargısı terörden de hesap sorar, teröristten de hesap sorar, yolsuzluk yapandan da hesap sorar. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, milletin hakkını ve hukukunu sonuna kadar savunur. O nedenle bağımsız ve tarafsız Türk yargısının, yaptığı soruşturmalar üzerinden konuyu farklı bir alana çekerek adli bir soruşturmayı siyasallaştırmaya yönelik dosyaların üstünü örtmeye yönelik bir çaba gösterilmek isteniyorsa bu nafile bir çabadır, böyle bir çaba, doğru değildir."
Yargı mensuplarımız sokak çağrılarından, yalan ve çarpıtmalardan etkilenmez
Bakan Tunç, yalan ve iftiralarla toplumun sinir uçlarıyla oynamaktan, insanları kutuplaştıran zehirli bir dil kullanmaktan özellikle sorumluluk makamında oturanların kaçınmasının zorunlu olduğuna dikkat çekerek, hukuk devletinde suç işlendiğine dair bir iddia varsa, savunmanın yapılacağı yerin sokaklar değil, yargı makamları olduğunu vurguladı.
Suç işlendiğine dair delil varsa bununla ilgili gerekli soruşturmanın yetkili yargı makamlarınca yapılacağını belirten Adalet Bakanı Tunç, aksini düşünmenin hukuk devletiyle bağdaşmayacağını, bir ihbar söz konusu olduğunda veya bir şüphe bulunduğunda cumhuriyet savcılarının ilgilenerek ortada bir suç olduğu takdirde suçu işleyenlerden hesap sorulmasını sağlayacağını söyledi.
Millet adına karar veren hakim ve savcıları hiç kimsenin baskı ve tehditle korkutamayacağını aktaran Bakan Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yargı mensuplarımız sokak çağrılarından, yalan ve çarpıtmalardan etkilenmez. Kararını dosyaya bakarak verir, yalnızca ve yalnızca delillere bağlıdır. Anayasa'mızın 138'inci maddesi açıktır. Hiçbir makam, merciden emir ve talimat alamaz. Hiç kimse de bağımsız ve tarafsız yargıya tavsiye ve telkinde dahi bulunamaz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ben bunu tekrar ettikçe birileri rahatsız oluyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin demokratik standartlarının yükselmesinde son yıllarda elde ettiğimiz kazanımlardan, ülkemizin vesayetçi yargı anlayışından tamamen arındırılmış olmasından elbette ki rahatsız olanlar var, olmaya devam etsinler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir ve böyle kalacaktır.” ifadelerini kullandı.
Bakmadan Geçme





