Bakan Tunç: Saldırıyla ilgili adli soruşturma tüm yönleriyle devam ediyor
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 'Türkiye'de terörün kökü kazınıncaya kadar ve terörü destekleyen grupların arka planındaki destekçileri yok edilinceye kadar mücadelemiz sürecek' dedi.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Akıllı Teknolojilerin İnfaz Kurumlarına Entegrasyonu Projesi toplantısının ardından açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Tunç, İçişleri Bakanlığına yönelik 2 terörist tarafından düzenlenen saldırıya ilişkin İçişleri Bakanlığınca gerekli açıklamaların yapıldığını kaydetti.
Adalet Bakanlığınca da olayla ilgili adli soruşturmanın başlatıldığını anımsatan Bakan Tunç, şu anda soruşturmanın çok yönlü şekilde devam ettiğini belirtti.
Terörün hedefi milletin huzurunu bozmak
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanlığı’na yönelik gerçekleştirilen terör saldırısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, "Canlı bomba eylemini gerçekleştiren 2 terörist. Teröristlerden biri bombayı patlatıp parçalandı. Diğer terörist, kahraman polisimiz tarafından bombayı patlatamadan etkisiz hale getirildi. Teröristlerden cesedi parçalanmayanın kimliği tespit edildi. Diğer teröristin kimlik tespiti çalışması emniyet güçlerimizce ve adli tıp kurumumuzun destekleriyle devam ediyor. Tespit çalışmaları tamamlandığında gerekli açıklamayı yaparlar" diye konuştu.
Kayseri Develi'de veterinerin öldürülmesi ve sonrasında aracının gasbedilmesiyle başlayan bir terör eyleminin söz konusu olduğunu bildiren Bakan Tunç, "Olay tüm boyutlarıyla, çok yönlü bir şekilde araştırılıyor" dedi.
Terörle mücadele kararlılıkla devam ediyor
Terörün hedefinin milletin huzurunu bozmak, Türkiye'nin güvenliğini zedelemek olduğunu dile getiren Adalet Bakanı Tunç, bunlara müsaade etmeyeceklerini, terörle mücadeledeki kararlılıklarının, terörün her çeşidiyle mücadeledeki azimlerinin hiçbir zaman eksilmeyeceğini, artarak devam edeceğini vurguladı.
Bakan Tunç, "Türkiye'de terörün kökü kazınıncaya kadar ve terörü destekleyen grupların arka planındaki destekçileri yok edilinceye kadar mücadelemiz sürecek" dedi.
Saldırıyla ilgili adli soruşturmanın tüm yönleriyle, geniş çaplı şekilde devam ettiğini aktaran Adalet Bakanı Tunç, olaya ilişkin gelişmelerden İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya tarafından bilgi verileceğini, gerekli açıklamaların soruşturmanın neticesinde yapılacağını bildirdi.
Güvenlik güçlerinin gerekli istihbarat çalışmaları neticesinde operasyonlarını sürdürmeye devam edeceğini söyleyen Bakan Tunç, "Bu olaylar, terör olaylarıyla bağlantı kurmak değil, zaten terörle mücadele kesintisiz sürüyor. İstihbari çalışmalar neticesinde elde edilen verilerle nerede bir terör yuvası varsa güvenlik güçlerimizin herhangi bir olayı beklemeden onların tepesine indiğini hep beraber görüyoruz" diye konuştu.
1 Eylül'den itibaren arabulucuya başvuru sayısı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 2018'den bu yana bazı davalarda zorunlu uygulanan arabuluculuk sisteminin, 1 Eylül'den itibaren de kira, kat mülkiyetinden doğan davalar, komşuluk hukukundan doğan davalar, ortaklığın giderilmesine ilişkin davalar, tarımsal hizmet sözleşmesinden doğan davalar için zorunlu hale getirildiğini hatırlattı.
Son günlerde kira uyuşmazlıklarıyla ilgili hususların gündemi daha çok işgal ettiğini dile getiren Bakan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle kira uyuşmazlıklarıyla ilgili 1 Eylül'den itibaren artık dava açmadan önce taraflar arabulucuya başvurmak zorunda. Arabulucuda uzlaşamazlarsa, anlaşamazlarsa dava açabiliyorlar. Eğer arabulucuya başvurmadan dava açarlarsa davaları reddedilir. Bu kapsamda 1 Eylül'den itibaren arabulucuya başvuru sayısı kira davalarında 24 bin 925. Sonuçlanan anlaşma sayısı 1903. Açılan dava sayısı yani anlaşamadıkları için dava açan sayısı 1682. Şu anda süreç devam ediyor. Bu 24 bin 925'in ne kadarı anlaşmayla sonuçlanacak onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama anlaşma sayısının, anlaşmama sayısından fazla olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar, kiracı ve kiralayanın arabulucuda çoğunlukla anlaşabileceğini gösteriyor. 1903 kişi mahkemeye gitmeden, kiracı ve kiralayan belki uzun süren yargılamalarda yıpranmadan uzlaşarak, dostane şekilde, barışçıl yöntemle haklarına kavuşmuş oluyorlar. Bu da önemli. Net sayıları, özellikle bu 24 bin 925'in, bir ayda başvurulan bu sayının ne kadarının anlaşmayla sonuçlandığını önümüzdeki birkaç hafta içerisinde sizlere verebiliriz."
Akıllı teknolojilerin infaz kurumlarına entegrasyonu projesi
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nü ziyaret ederek Akıllı Teknolojilerin İnfaz Kurumlarına Entegrasyonu projesiyle ilgili çalışmaları yerinde takip eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Ceza kurumlarında gerçekleştirdiğimiz fiziksel ve zihinsel dönüşümü dijital dönüşümle daha da ileriye taşıyoruz” dedi.
Fiziksel ve teknik altyapı, insan kaynağı, sağlık, güvenlik, eğitim gibi birçok alanda çok sayıda reform gerçekleştirdiklerini belirten Bakan Tunç, şunları aktardı: “Çağdaş infaz anlayışına uygun nitelikte gerekli teknolojik imkanlara sahip 299 adet ceza infaz kurumunu da hizmete açmış bulunmaktayız. Özellikle şunu hatırlamakta fayda var. 12 Eylül yıl dönümünde anayasa sempozyumunun yapıldığı, Cumhurbaşkanımızın da katıldığı Ulucanlar Cezaevi şu anda kültür merkezi olarak kullanılan, yine ülkemizin değişik yerlerinde, önceki haftalarda ziyaret ettiğimiz Diyarbakır E Tipi Cezaevi gibi, Sinop Cezaevi gibi buralar artık birer kültür merkezine dönüştürülürken, bir kısmı dönüştürülüyor. Yine İstanbul'da Bayrampaşa Cezaevi gibi insan hak ve özgürlüklerine yakışmayan, temel hak ve özgürlüklere uymayan bu cezaevleri kapatıldı. Yerlerine kampüs tedavileri dediğimiz Marmara gibi, Aliağa gibi, Sincan gibi insan onuruna daha uygun cezaevleri hizmete açıldı.”
Yaklaşık 25 bin olan personel sayısı 80 bine ulaştı
Personelin modern infaz anlayışına uygun şekilde eğitim almalarına yönelik yapılan çalışmaları anlatan Bakan Tunç, “Fiziksel yenilemeyle eş zamanlı olarak insan kaynağında da nitelik, liderlik açısından önemli bir dönüşüm hayata geçirildi. Bu çerçevede personelin modern infaz anlayışına uygun bir biçimde eğitim ve donanım kazanmasına matuf olmak üzere ülke genelinde 5 eğitim merkezi hayata geçirildi. 2000’li yılların başında yaklaşık 25 bin olan personel sayısı 80 bine ulaştı. Bugün itibarıyla cezaevi sekreterleri genel müdürlüğümüze bağlı olarak 407 ceza infaz kurumu, 148 denetimli serbestlik müdürlüğü ve beş personel eğitim merkezi olmak üzere toplam 560 taşra teşkilatı bulunuyor” dedi.
Adatet Bakanı Tunç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ceza infaz kurumlarında insanlık onuru ve temel insan haklarına saygının güçlendirilmesi, kanunlara ve uluslararası insan hakları standartlarına uyumlu hale getirilmesi en temel nedenimizdir. İnfaz kanunumuz cezaların infazının temel amacını öncelikle genel ve özel önlemeyi sağlamak, bu maksatla hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek, toplumu korumak, hükümlünün yeniden sosyalleşmesini teşvik etmek, üretken ve kanunlara, nizamlara ve toplumsal kurallara saygılı, sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmak olarak tanımlamıştır. Ceza kurumlarında gerçekleştirdiğimiz fiziksel ve zihinsel dönüşümü dijital dönüşümle daha da ileriye taşıyoruz.”
60 bin 473 hükümlü cezaevlerinde eğitim görüyor
Açık ve kapalı cezaevlerindeki eğitimlerden bahseden Bakan Tunç, dijital dönüşüm konusunda Türkiye'nin dünyaya örnek bir konumda olduğunu belirtti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Ceza infaz kurumlarımızda şu anda 60 bin 473 hükümlü ve tutuklu aktif öğrenci durumunda. Bunlar resmi, kayıtlı öğrenciler. Cezaevine girerken bunların yalnızca 850 kişi bir okula kayıtlı. Ama cezaevine girdikten sonra toplam 60 bin 473 hükümlü öğrenci cezaevlerinde eğitim görüyor. Bunların 10 bin 248'i ortaokul, 39 bin 120'si lise, 7 bin 541'i üniversite eğitimi görüyor. Açık cezaevlerinde de örgün eğitim gören hükümlülerimiz var. Açık cezaevinden okula bizzat kendileri gidebiliyorlar. Bu kapsamda 29 ortaokul, 374 lise, bin 250 ön lisans, bin 521 üniversite, lisans öğrencisi, aynı zamanda eğitimini aksatmadan örgün eğitimine devam ediyor. Kapalıdakiler de açık öğretim şeklinde hem ortaokul, hem lise, hem ön lisans, lisans eğitimlerini gerçekleştiriyorlar. Bu kapsamda 60 bin 473 hükümlü cezaevlerinde eğitim görüyor. 10 bin 742 adet çeşitli alanlarda açılan kurslar var. Yine ceza infaz kurumlarımız aynı zamanda birer sınav merkezi. ÖSYM'nin, Milli Eğitim Bakanlığımızın ve açık öğretim fakültelerimizin ceza infaz kurumlarında sınavları gerçekleşiyor” ifadelerine yer verdi.
Hükümlü öğrencilerin sınavlara katılımı ve eğitimleri hakkında bilgi veren Bakan Tunç, şunları söyledi: “Bugüne kadar 271 bin 858 sınava katılım gerçekleşti. Milli Eğitim Bakanlığıyla yaptığımız işbirliği çerçeveside ceza infaz kurumlarımızda 4 tane çok programlı lise mevcut, 38 tane mesleki eğitim merkezi mevcut, 29 tane de anaokulu ve ana sınıfı mevcut. Ceza infaz kurumlarımızda kütüphanelerimiz var hükümlülerimizle ilgili olarak. Bu kütüphanelerde 1 milyon 480 bin 750 adet yayın bulunuyor. Buralardan da şu ana kadar 2 milyon 26 bin kez hükümlülerin yararlandığını görüyoruz. Kültür Bakanlığımızla yaptığımız işbirliği çerçevesinde de halk kütüphaneleriyle yaptığımız bir protokol var. Bu çerçevede de 125 bin 669 hükümlü kütüphanelere üye olmuş durumda.”