Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü
TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Gezi Parkı davası hükümlüsü, Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay milletvekili seçilen Can Atalay hakkında Yargıtay 3. Ceza Dairesince verilen karar, TBMM Genel Kurulunda okutuldu. Kararın okunmasıyla Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldü.
Meclis Başkanvekili Bozdağ, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi.
AK Parti Bayburt Milletvekili Orhan Ateş, son dönemde Bayburt'a yapılan yatırımlar; CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Balıkesir'in sorunları; DEM Parti Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp "Bitlis'teki seçmen usulsüzlükleri" hakkında gündem dışı konuştu.
TBMM Genel Kurulunda grup başkanvekilleri, yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Genel Kurulda, Can Atalay hakkında Yargıtayın verdiği karara ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunacağını anımsatarak "Biz, bunu iktidar partisinin grup başkanvekillerinin canlı yayında, 'bu kararı bu hafta okutmayı planlıyoruz' sözlerinden öğreniyoruz. Paralel bir Meclis yapısı var da bizim mi haberimiz yok?" ifadelerini kullandı.
Kaya, Atalay hakkındaki gerekçeli kararın o anda okutulmaması gerektiğini savunarak "Bu konudaki ilk talebimiz, bunu Genel Kurulda okutmayın, partilere müzakere hakkı tanıyın. Tüm partilere eşit ve aynı mesafede olduğunuzu ortaya koyun. Aksi takdirde siz de Meclisin Başkanvekili değil, iktidar partisi adına bu Meclisi yönetme durumuna düşmüş olacaksınız." diye konuştu.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un daha önce Atalay hakkındaki kararı bekleterek okutmadığını belirten Kaya, şöyle devam etti: "Sayın Meclis Başkanı'mız 6 aydır bu kararın Meclis'te niye okunmadığını kamuoyuna izah etmek zorundadır. Eğer Anayasa Mahkemesinden bu karar gelene kadar 'Bunu okutmayayım' diyorsa Anayasa Mahkemesinden iki kez olumlu karar geldi. Sayın Meclis Başkanı'mız daha önce Enis Berberoğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararında, hatta sizin demokrat olduğunuz dönemde birçok milletvekilinin kesin hükmünü yıllarca okutmayarak dönem sonuna bıraktığınız dönemdeki davranışlarınızdaki çifte standardı kamuoyuyla paylaşmak zorundasınız."
İYİ Parti olarak Can Atalay'ın tarafında değiliz, biz hukuktan ve Anayasa'dan yana tarafız
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararının Genel Kurulda okutulması kararını Genel Kurul toplantısı başlamadan kısa bir süre önce öğrendiklerini ifade ederek "Yargıtay'ın, Anayasa tanımaz hukuk skandalına, öyle anlaşılıyor ki TBMM Başkanlığı da eşlik edecek." dedi.
"Biz İYİ Parti olarak Can Atalay'ın tarafında değiliz, biz hukuktan ve Anayasa'dan yana tarafız, adaletten yanayız" ifadesini kullanan Usta, "Eğer Türkiye hukuk, adaletli bir şekilde işletilmeyen, Anayasası istendiği zaman askıya alınan bir ülke olarak konumlandırılmak isteniyorsa bilinmelidir ki toplumda bunun sonucu olarak türlü zorbalıklar açığa çıkacaktır. Adalet, hukukun gereğine göre değil, siyasi saiklere göre verilirse o ülkede yaşayanların can ve mal güvenliği tehlikeye girecektir." değerlendirmesinde bulundu.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Kurtuluş Savaşı'nın manifestosu, Cumhuriyet'in siyasi ve hukuki dayanağı olan Misak-ı Milli'nin kabul edilişinin 104'üncü yıl dönümünü kutladı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit de Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararının bir yargı darbesi olduğunu öne sürerek "Az sonra bu Meclis, tarihi bir utanca tanıklık edecek." diye konuştu.
Kararın okutulmaması gerektiğini savunan Koçyiğit, "Bugün siz Meclis Başkanvekili olarak bu kararı okuyarak Anayasayı ilga etmiş olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Meclis'e, halkın iradesine parmak sallamasına 'evet' demiş olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak Hatay halkının seçme ve seçilme hakkını yok saymış olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak arkanızda yazan 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' sözünü yerle yeksan etmiş olacaksınız." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da "Biz 14 Mayıs 2023 tarihinde seçilmiş ve TBMM'de bulunması gereken bir milletvekilinin, bugün milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin bir tezkereyi okumak ve oylamakla kalmayacağız, Türkiye'de anayasal düzenin kalıp kalmadığını oylayacağız. Mesele bu kadar açıktır, mesele bir milletvekili meselesinin çok üzerinde bir meseledir." değerlendirmesini yaptı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yurt dışında olduğunu anımsatan Günaydın, şunları kaydetti: "Bugün bu kararı okumamakta direnen ve doğru bir iş yapan Meclis Başkanı, Birleşik Arap Emirlikleri'nde. TBMM'nin başkanına sesleniyorum; Birleşik Arap Emirlikleri'nde saklanarak Türkiye'deki hukuksuzluktan kaçamazsın. Bugün, Meclisin Genel Kurulunda, Meclisin bir milletvekili düşürülüyor. Sen bu kararı okumamakta direnmişsin, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin hâkimleri bu kararı okumadığın için seni açıkça eleştirmişler yani sana ayar vermişler ve sen bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nde saklanarak bu meseleden kurtulabileceğini sanıyorsun. Bu, bir skandaldır, Sayın Numan Kurtulmuş'un kendi müktesebatı için de Türkiye Büyük Millet Meclisi için de bir skandaldır."
Günaydın, Meclis Başkanvekili Bozdağ ve Başkanlık Divanını üyelerinin bu suça ortak olmamasını isteyerek "Burada hepimiz biliyoruz ki açıkça bir hukuk ihlali değil, Anayasa'nın ihlali vardır. Mesele Yargıtay üzerinden Anayasa Mahkemesine, yasama organına sopa sallanmasıdır." dedi.
İki mahkemenin yargı yetkisini kullanmasıyla alakalı bir tartışmanın parçası olmamız doğru değildir
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Meclis Başkanı'nın hangi şartlarda, hangi dönemlerde Genel Kurulu yöneteceğinin bir teamülü olduğunun altını çizerek "Kimse bir yere kaçmıyor, herkes bulunduğu yerde. Sadece Sayın Meclis Başkanı'mız, daha evvelden planlandığı gibi bir grup milletvekili arkadaşımızla beraber iki ülkeyi ziyarete gitti." diye konuştu.
TBMM'ye gelen kesinleşmiş bir yargı kararı olduğunu anlatan Zengin, şu ifadeleri kullandı: "Bu kesin yargı kararı milletvekili seçilmesine engel oluşturan bir karar niteliğini taşıyor ve Anayasa'nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği ne yapmamız gerekiyorsa şu anda onu yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda hangi mahkeme daha haklıdır, hangi mahkemenin kararı tutarlıdır, tutarsızdır; bu tartışmayı yapmak değildir, elimizde var olan bu kararı 84'üncü maddenin ikinci fıkrası gereğince icra etmektir. Kaldı ki Anayasa'nın 138'inci maddesi çok sarih bir şekilde şunu ifade ediyor, görülmekte olan bir dava hakkında yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili olarak Meclis'e soru sorulması, görüşme yapılması veya herhangi bir beyanda bulunulması dahi yasaklanıyor. Bu sebeple, bizim de her 2 mahkemenin yargı yetkisini kullanmasıyla alakalı bir tartışmanın parçası olmamız kesinlikle doğru değildir."
Genel Kurulda, CHP'nin kapalı oturumda konunun değerlendirilmesi yönündeki önergesi, yine kapalı oturumda oylanarak reddedildi.
Genel Kurulda CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Can Atalay ile ilgili kararın okunmasından önce usul tartışması açılmasını istedi.
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, lehte ve aleyhte olmak üzere 4 milletvekiline söz verdi.
Lehte söz alan AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, muhalefet partilerinin, Can Atalay hakkındaki kararın okutulmasına yönelik eleştirilerine işaret ederek "'Anayasa Mahkemesi Türkiye'de süper temyiz mahkemesidir.' deyin. Lafı gevelemeyin." ifadelerini kullandı.
Güler, "Anayasamızın 11. maddesi ve 84. maddesinin ikinci fıkrasınca, Yargıtay tarafından kesinleştirilmiş bir kesin hükmün yasama organı tarafından okunması suretiyle bir işlem tesis ediyoruz. Başka herhangi bir işlem yapmıyoruz. Biz bir davanın tarafı değiliz, herhangi bir yargılamada bulunmuyoruz. Lütfen bu hususlarda herkesi hukuk içinde kalmaya davet ediyorum." değerlendirmelerinde bulundu.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın ise bugün sadece milletvekilliğinin düşürülmesinin değil, "yüksek yargı organları arasında ortaya çıkan bir devlet krizinin konuşulduğunu" söyledi.
Günaydın, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi, sizin de görev yaptığınız bu Meclisin Başkanı'na ayar verdi, 'Ben bu kararı verdim, sen neden okutmadın?' dedi. Sizin argümanınız doğruysa şu anda Birleşik Arap Emirlikleri'nde bulunan Sayın Numan Kurtulmuş bu kararı bugüne kadar neden okutmadı? Çünkü biliyor ki TBMM'nin onurunu korumak lazım." diye konuştu.
Daha önce iki ayrı milletvekili hakkında Anayasa Mahkemesinin karar aldığını ve sonrasında "yargılamanın durdurulması" kararlarının okutulduğunu hatırlatan Günaydın, "Ortaya çıkan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yönetilememe meselesidir. İki yargı kurumu arasındaki dava olmaktan çıkmış, Meclise ayar vermeye çalışan bir Yargıtay 3. Ceza Dairesi var." ifadelerini kullandı.
CHP'li Günaydın, Anayasa Mahkemesi üyelerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atandığını söyleyerek "Siz burada yalnızca Can Atalay'ın vekilliğini değil, Türkiye'nin demokrasisini düşürüyorsunuz. Türkiye'nin demokrasisini ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. Çoğunluğunuz, bu kararın okutulmasına ve sevgili Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesine yetebilir. Ancak çoğunluk, haklı olmak anlamına gelmez. Tarih önünde büyük bir mahkumiyeti, onlarla beraber siz de maalesef kabul ediyorsunuz." dedi.
Yüksek mahkemeler arasında bir ast üst ilişkisi yok
Lehte söz alan AK Parti Tokat Milletvekili Mustafa Arslan, Can Atalay hakkındaki yargı sürecini anlatarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir hukuk devleti olduğunu söyledi. Arslan, "Anayasa'da yüksek mahkemeler belirlenirken aralarında bir hiyerarşi öngörülmemiştir. Tamamı aynı başlık altında yüksek mahkeme olarak belirlenmiştir, yüksek mahkemeler arasında bir ast üst ilişkisi yoktur." diye konuştu.
Aleyhte söz alan TİP Genel Başkanı Erkan Baş ise Can Atalay hakkındaki yargı kararının okutulmasının "sadece usulsüz değil kanunsuz bir işlem olduğunu, Anayasa'yı ayaklar altına alan bir darbe girişiminin tamamlanmasını izlediklerini" savundu.
"Bu karar Meclis tutanaklarına girdikten sonra sizin milletvekilliğiniz sorgulanır." ifadesini kullanan Baş, Atalay'ın hakkındaki kararın okunmasıyla milletvekilliğinin düşeceğini anımsattı. Baş, "Yani Can Atalay milletvekiliymiş değil mi? Milletvekili ise 9 aydır niye hapiste? Milletvekili değilse neyi düşüreceğiz? Akıl dışı, vicdan dışı, hukuk dışı bir girişim." değerlendirmesinde bulundu.
Can Atalay hakkındaki kararın, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ birleşimi yönetirken okutulacağına dikkati çeken Baş, "Numan Kurtulmuş okumuyor, okunduğu gün ülkede bulunmuyor. Celal Adan, Sırrı Süreyya Önder, Gülizar Hanım okumuyor, Bekir Bozdağ okuyor. Bu da tarihin bize bir ironisidir, o hak ediyor okumayı çünkü." ifadelerini kullandı.
Meclis Başkanvekili Bozdağ, konuşmaların ardından tutumunda bir değişiklik olmadığını belirtti.
Genel Kurulda, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Can Atalay hakkındaki yazısı okundu.
Bekir Bozdağ, "Anayasa'nın 76. maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir husus teşkil eden ve Anayasa'nın 94. maddesinin 2'nci fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı bulunan Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın milletvekilliği düşmüştür." dedi.
Hükmün okuması sırasında CHP, DEM Parti, Saadet Partisi ve TİP'li bazı milletvekilleri, Meclis Başkanlık Divanının önüne gelerek kararın okunmasını protesto etti. Milletvekillerinin protestoları sürerken Bekir Bozdağ, birleşime ara verdi.
Aranın ardından Bozdağ, Genel Kurulun kavga ve gürültü nedeniyle çalışmaya devam edemediği gerekçesiyle Hakimler ve Savcılar Kurulunda boş bulunan bir üyeliğe seçim yapılması için birleşimi yarın saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.
Can Atalay hakkındaki yargı süreci
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Atalay'ın "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu.
28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde TİP'ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay Yargıtay'a başvurmuş, süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.
Yargıtay'ın talebi reddetmesinin ardından Atalay, Anayasa Mahkemesine iki kez başvuruda bulunmuş ve iki başvuruda da Anayasa Mahkemesi hak ihlali kararı vermişti.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesinin Atalay hakkındaki hak ihlali kararlarına uyulmasına yer olmadığına ve kararın TBMM Başkanlığına gönderilmesine hükmetmişti.
Bu arada, Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesiyle TİP'in Meclis'teki sandalye sayısı 4'ten 3'e düştü.