Çocuk hakları komisyonu, dijitaldeki riskler için toplandı
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan Çocuk Hakları Alt Komisyonu, Katırcıoğlu başkanlığında toplandı. Katırcıoğlu, 'Çalışmalarımız, dijital mecraların kontrolsüz bir şekilde büyüyerek, çocuklarımız için ciddi bir tehdit haline geldiğini gösterdi. Telefon ve internet teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, çocuklarımızı sosyal ağların olumsuz etkilerine karşı savunmasız bırakıyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Kahramanmaraş 11 Aralık-
Teknoloji kontrolsüz kullanıldığında ve kötü niyetli kişilerin eline geçtiğinde büyük bir güvenlik tehdidi haline geldiğinin altını çizen Katırcıoğlu, "Bugün çocuklarımız, zihinlerini ve bedenlerini ele geçirmek isteyen karanlık yapıların hedefindedir. Dijital mecralar, terör örgütlerinin eleman devşirdiği, sapkın bireylerin kurban aradığı bir alan haline gelmiştir. Bilgi çöplüğüne dönen bu platformlarda çocuklarımızı korumak, devletin, ailenin ve toplumun ortak sorumluluğundadır." dedi.
Çocuğun üstün yararı ilkesi ışığında çocukların korunmasına yönelik yurt dışı örnekleri yerinde inceleyeceklerini anlatan Katırcıoğlu, sosyal medya kullanımında yaş sınırlaması, çocuklara yönelik ulusal güvenli internet ağı oluşturulması, dijital operatörlerin çocuklara yönelik uygulamalarının çoğaltılması, televizyon ekranlarında çocuklara yönelik kötü örnek oluşturacak program ve yapımların kısıtlanması gibi tedbirlerin görüşülmesi ve tartışılmasını gündemlerinde tutmaya devam edeceklerini bildirdi.
Katırcıoğlu, "Komisyon olarak öncelikli hedefimiz, çocuklarımızı zararlı bağımlılıklardan, terör örgütlerinin sinsi tuzaklarından, ahlak ve değerlerini hedef alan tehditlerden uzak tutmaktır. Bu niyetle yapılan her yapıcı eleştiriye ve öneriye açığız. Çünkü tek amacımız, bu aziz milletin çocuklarını daha güvenli bir geleceğe hazırlamaktır. Gelin, bu mücadelede hep birlikte üzerimize düşeni yapalım ve tek kazanan çocuklarımız olsun." şeklinde konuştu.
Azalan yüz yüze etkileşim sosyal izolasyonu da beraberinde getiriyor
Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Okcu, "Dijital Platformlarda Çocuk İstismarı, Bağımlılık, Karşılaşılan Tehlikeler, Ülkemizde ve Dünyada Bu Alanda Geliştirilmiş Denetim Mekanizmaları" konusunda sunum yaptı.
Ekran bağımlılığının sosyal izolasyon getirdiğini söyleyen Okcu, "Aslında sosyalleşme aracı ama canlı olanların canlıyla sosyalleştiği değil, canlı olanın cansızlarla sosyalleştiği yeni bir dönemin içerisindeyiz. Ekran bağımlılığı ve gerçek dünyada azalan yüz yüze etkileşim, sosyal izolasyonu da beraberinde getiriyor." dedi.
Sosyal medyayı kaplayan görüntülerin çoğunun sentetik olduğunu belirten Okcu, "İnsanlar kendi görüntülerini paylaşırken de sentetik filtreleme imkanlarını kullanıyorlar, bu da çocuklar ve gençler üzerinde mükemmellik baskısı oluşturuyor, yine çocuk ve gençlerin kendi bedenlerinin imajına yönelik algılarının kötüleşmesine yol açıyor, özgüven kaybına yol açıyor. Sosyal medya, 'Facebook depresyonu' diye adlandırılan depresyonlara yol açıyor. Anksiyete, kaygı, intihar düşüncesinin gelişmesi, erken yaşta çocukların cinsel uyarımı gibi psikolojik bozukluklar devreye giriyor." değerlendirmelerinde bulundu.
Okcu, "yetersiz bir takip edilme ya da beğeni oranının", yetersizlik hissini ortaya çıkardığını anlatarak, "İnternet demek, mahremiyet kaybı ve gizlilik sorunları demek. Kimlik hırsızlığı, kişisel bilgilerin ifşa edilmesi, özel hayatın ihlali, itibar suikastleri, sürekli izlenme ve bir tür gözetim toplumunun oluşturulması riski de bunlarla birlikte geliyor." diye konuştu.
Yapay zekanın çocuk cinsel istismarı için kullanılabildiğine işaret eden Okcu, "İnternet çocuklara yönelik saldırıları ve tehdidi artırdı çünkü kötülerin eline bir teknolojik imkan verdi. Şimdi aynı şey yapay zeka için de geçerli." ifadelerini kullandı.
Sanallık gerçekliğin bir başka türüdür
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Mustafa Otrar, dijitalliğin ve sanallığın, gerçekliğin karşıtı kavramlar olarak kullanıldığını ancak bunun doğru olmadığını söyledi.
Otrar, "Sanallığın, gerçeğin karşıtı olduğunu düşünmüyorum. Gerçekdışı, gerçekliğin karşıtı olabilir. Sanallık gerçekliğin bir başka türüdür. 'Çocuklarımızı sanal dünyadan korumak' denildiğinde, sanki gerçek olmayan bir şeyi yaşıyorlar gibi bakıyoruz. İnsan bir duygu yaşıyorsa gerçeklik vardır." ifadelerini kullandı.