• Haberler
  • Eğitim
  • Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Tekin'den Maarif Modeli tanıtımı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Tekin'den Maarif Modeli tanıtımı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı'na katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Ataşehir'deki Ahmet Keleşoğlu Fen Lisesinde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Tanıtım Programı'nda yaptığı konuşmada, yeni modelin öğrenciler, aileler, öğretmenler, ülke ve millet için şimdiden hayırlara vesile olmasını diledi.

Modelin hazırlanmasında emeği ve katkısı olan herkese şükranlarını sunan Erdoğan, "Bundan 21 sene evvel aziz milletimizin iradesini temsilen Türkiye'ye hizmet yolculuğuna başladığımızda 4 önceliğimizden birinin eğitim olacağını ilan etmiştik. Bu sözümüze ve ahdimize hamdolsun bugüne kadar hep sadık kaldık. Her yıl bütçeden aslan payını eğitime ayırdığımız gibi bu yıl da geleneği bozmayarak yaklaşık 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime tahsis ettik." diye konuştu.

Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek için şartlı eğitim yardımından barınma ve bursların arttırılmasına, ücretsiz yemek hizmetinden ücretsiz ders kitapları ve yardımcı kaynaklara kadar çok kapsamlı adımlar attıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Sadece son bir yılda 19 milyon 600 bin öğretim materyalinin baskı ve dağıtımı yapıldı. Yine bu sene 20 milyon 385 bin adet yardımcı kaynak kitabını, 8-12. sınıf öğrencilerimize ulaştırdık. 2003 yılından bugüne kadar toplam 372 bin 995 adet yeni derslik yapımını tamamlayarak eğitim camiamızın hizmetine sunduk. Geride bıraktığımız bir yılda 13 bin 715 yeni dersliği ülkemize kazandırdık. Derslik başına düşen öğrenci sayısını ilköğretimde 23'e, ortaöğretimde ise 22'ye indirdik. Bu oranlarla OECD ortalamasını önemli ölçüde yakalamış bulunuyoruz. Fırsat eşitliğini güçlendirmek için okul öncesi 5 yaş okullaşma oranını yüzde 95'e, ilköğretimde yüzde 98'e çıkardık. Yaklaşık 19 milyon öğrenci, 1 milyonun üzerinde öğretmen, 74 binin üzerinde eğitim kurumuyla toplam 20 milyonluk büyük bir aile olduk."

Değişim ve yenilenme eğitimin ruhunda, özünde zaten var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin amacının, zihni açık, ufku açık, yeniliklere açık, bilgiyi ve bilgi teknolojilerini en doğru şekilde kullanabilen, milli değerlerle donanmış, öz güven ve ideal sahibi gençler yetiştirmek olduğunu söyledi.

Bunun için değişimi kaçıran ve gerisinde kalan değil, değişimi yakalayan bir anlayışla hareket etmek gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Dünya değişirken Türkiye nasıl aynı kalmıyorsa, bütün unsurlarıyla eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez. Öyle bir çağda yaşıyoruz ki her gün yeni bir gelişme oluyor, yeni fikirler, yeni buluşlar, yeni yöntemler ortaya çıkıyor. Yapay zeka ve insansız teknolojiler giderek günlük hayatımızın bir parçası haline geliyor. Teknoloji devrimi karşısında kendini yenilemeyen bireyler, toplumlar ve ülkeler dünyadaki yarışın dışında kalmaya mahkumdur. Dünyanın hızına yetişemeyenler her gün biraz daha geriye gitmekten kendilerini kurtaramazlar. Çağın gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmenin vasıtası da eğitimdir. Değişim ve yenilenme eğitimin ruhunda, özünde zaten var. Yeni bilgiler ortaya çıktıkça ademoğlu yeni sorular ve sorunlarla karşılaştıkça, ihtiyaçlar yenilendikçe eğitimin de buna ayak uydurması, kendini buna uyarlaması beklenir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin ömür boyu devam eden, yaşayan, canlı ve dinamik bir süreç olduğunun herkesçe gayet iyi bilindiğinin altını çizerek, burada mühim olanın yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamak olduğunu ifade etti.

Esas meselenin medeniyet tasavvurunun korunması olduğunu, önemli olanın bu ülkenin varlığının, borçlu olduğu değerlerle olan bağının her şart altında muhafaza edilmesi olduğunu söyleyen Erdoğan, maziden atiye köprü kuran, özgün, esnek ve geleceğe ilişkin beklentileri karşılayan bir anlayışla sürecin yönetilmesi gerektiğini aktardı. 

Cumhuriyet tarihimizin önemli bir bölümünde bize özgü bir eğitim modelimiz maalesef olmadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce, eğitimin altyapısı gibi temel değerlerinde de sorunlar olduğuna işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Cumhuriyet tarihimizin önemli bir bölümünde bize özgü, bizi yansıtan bir eğitim modelimiz maalesef olmadı. Eğitim sistemimiz daha çok ezbere ve ezberciliğe dayanıyordu. Hayata hazırlamak yerine sınava hazırlamayı önceleyen, başarıyı sadece buna göre ölçen bir anlayış sisteme damgasını vurdu. Sanata, spora, kültüre, edebiyata hak ettiği değeri vermeyen, düşünmeyi, soru sormayı, sorgulamayı yeterince teşvik etmeyen, daha çok insan formatlamaya odaklı bir eğitim sistemiyle uzun yıllar idare ettik. Yasakçılık ve tek tipleştirme bu dönemin bir başka özelliğiydi. Meslek liselerinin ve imam hatip okullarının katsayı engeliyle önü kesildi. Başörtüsü sadece lisede değil, üniversitede, kamuda bile yasaktı. İktidarlarımız döneminde en çetin mücadeleyi işte bu jakoben, yasakçı ve baskıcı anlayışa karşı verdik."

Fatih Projesi'nden seçmeli derslere, imam hatiplerin orta kısımlarının açılmasından 4+4+4 sistemine varıncaya kadar eğitimi özgürleştirme yolunda attıkları her adımda belli çevrelerin mukavemetiyle karşılaştıklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Açık söylüyorum, birileri bu ülkede yasakların kalkmasını istemediler. Adaletsizliklerin giderilmesini istemediler. Müfredatın zenginleşmesini istemediler. Okullar arasındaki eşitsizliğin kapanmasını istemediler. 'Göbeğini kaşıyan adam' diyerek aşağıladıkları insanların çocuklarının kendileriyle aynı imkanlara sahip olmasını hiçbir zaman istemediler. Fakirin fakir, mazlumun mazlum, imtiyazlıların da imtiyazlı olarak devam etmesi için her yolu denediler. Türkiye'de gerçek manada bir sınıfsal değişikliğin gerçekleşmemesi için her şeyi yaptılar. İş dünyasından siyasete, medyadan akademiye uzanan bir yelpazede bu çevrelerin halen kümelendiğini biliyoruz. Eskisi kadar sesleri çıkmasa da bunlar buldukları her fırsatı kullanıyorlar."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin gözden çıkarabileceği tek bir evladı bile olmadığına işaret ederek, "Devletimize emanet edilen her çocuk bizim istikbalimizdir, yarınlarımızın güvencesidir. Her güzel, başarılı ve millet menfaatine olan projeye karşı çıkarak bir yere varılmaz. Ortaya yenilikçi hiçbir proje sunmadan, hiçbir öneri getirmeden sadece 'istemeyiz' diyerek ülkeye ve millete hizmet yapılmaz. Amaç bağcıyı dövmek değil de üzüm yemekse Bakanlığımız ilk günden itibaren bu konuda zaten son derece şeffaf ve açık davrandı. Herhangi bir kısıtlama olmadan herkes kanaatini, eleştirisini, düşüncesini, kaygılarını, özgürce ifade etti. Hiç kimse 'Ben yaptım oldu.' anlayışıyla hareket etmedi." ifadesini kullandı.

Evlatlarımızın gelecekleri, başarıları ve hayalleri arasına girmeyin

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin hazırlık aşamasıyla ilgili verileri paylaştığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti: "Tüm bu gerçekler apaçık ortadayken aynı zihin dünyasının ürünü olan argümanların tedavüle konulmasını iyi niyetli görmüyoruz. Maarif... Bu kavramdan nem kapacak kadar milletle ve milletin kökleriyle bağlarını koparmış olanlara söyleyecek söz bulamıyoruz. Pedagojik değil, tamamen ideolojik kaygılarla eğitim hamlemize karşı çıkanları bir an önce kendilerini sorgulamaya davet ediyorum. Bu meseleyi ideolojik kavgalarınıza meze yapmaktan gelin lütfen vazgeçin. Gelin, evlatlarımızın gelecekleri, başarıları ve hayalleri arasına girmeyin."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisinin de baba olduğunu, dört çocuğunun dördünün de imam hatip mezunları arasında yer aldığını anlatarak, "Bunların içinde Harvard'ı bitiren var, London School of Economics'i bitiren var. Demek ki bak oluyor. Buraları bitirdiler. İmam hatipten oralara geçtiler. Ben bu evlatlarımla iftihar ediyorum. Mesele imam hatibi bitirmek değil, imam hatipten sonra bu yavrularımız nereleri bitirecek, o. Demek ki oluyor. Ve biz de bu çocuklarımla iftihar ediyoruz. Harvard'sa Harvard, London School of Economics'se London School of Economics... Bak hepsine gidiyorlar ve bütün bunları yaparken de başarı dereceleriyle geliyorlar." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin hazırlık aşamasında olduğu gibi uygulama aşamasında da süreci, katılımcı ve kuşatıcı bir anlayışla yürütme arzusunda olduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Eğitim öğretim konusunu günübirlik siyasi tartışmaların çekişme alanından uzak tutalım, yıpratmayalım istiyoruz. Bunda da samimiyiz, hüsnüniyet sahibiyiz. Evlatlarımıza kazandırdıklarına bakmadan sadece ön yargılarından dolayı yeni modelimize karşı çıkanların da yapıcı davranmasını ümit ediyoruz." dedi.

Erdoğan, eğitim öğretimde yılların, hatta on yılların ihmallerini telafi etmenin çabasında olduklarına dikkati çekerek, "Bireyden aileye, aileden topluma, toplumdan millete uzanan süreçleri nitelikli eğitimle sağlamak için bütün imkanlarımızı seferber ettik. Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik bir hukuk devleti olması gerçeğinden hareketle öncelikle eğitim öğretim hakkının önündeki engelleri biz kaldırdık. Çok engeller vardı. 'Kaldırın şu engelleri.' dedik ve kaldırdık." ifadelerini kullandı.

Öğrencileri okumaya, araştırmaya, düşünmeye sevk eden bir eğitim öğretim sistemini yerleştirmeye çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "Eğitim sistemlerinin amacı, iletişim becerisi yüksek, değişime uyum sağlayan, bilgi iletişim teknolojilerini verimli kullanan, kendisiyle ve toplumla barışık, bilgili, bilinçli, bilge ve özgür bireyler yetiştirmektir. Bizim de gayemiz, ülkemizi 2053 ve 2071 vizyonuna taşıyacak, öncü, fıtrat üzere iyilik odaklı, hak ve hakikat aşığı bir nesle sahip olmaktır." şeklinde konuştu. 
 
Maarif modelimiz öğrencilerimizin beceri düzeylerine ciddi katkı yapacaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığının ülkenin "Türkiye Yüzyılı" hedefine ulaşmasında öncü rol üstlendiğinin altını çizerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Maarif modeli, milletimizin köklü tarihini, kültürünü, değerlerini, geçmişten gelen birikimini merkeze alan bir bakış açısıyla hazırlanmıştır. Modelimiz, uluslararası standartlar gözetilerek, günümüz dünyasının ileri bilim ve teknolojiye duyduğu ihtiyacı karşılama amacı taşımaktadır. Yeni müfredatımızla öğrencilerimizin milli, manevi ve insani değerler istikametinde okuyan, düşünen, araştıran, sorgulayan, dikkat ve farkındalığı gelişmiş, eleştirel bakabilen, çözüm odaklı, sorumluluk sahibi, yetkin şahsiyetler olarak yetiştirilmesini hedefliyoruz. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'yle eğitim öğretim sistemimizin merkezine aldığımız insanı, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bütüncül olarak ele alıp, onu bu yönleriyle geliştirmeye çalışıyoruz. Bu anlayışla evlatlarımızın kendilerine, ailelerine ve topluma karşı saygılı, çevreye, canlılara ve eşyaya değer katan sosyal sorumluluk programını eğitimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirdik. Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimiz ile öğrencilerimizi yarıştırıcı ve ayrıştırıcı anlayışlardan uzak, bireysel farklılıkları göz önüne alan, onların öğrenme ihtiyaçlarına ve hızlarına uygun farklılaştırılmış öğretim yaklaşımını önemli bir yenilik olarak hayata geçirdik."

Uluslararası bir izleme sınavı olan PISA sonuçlarını yeterli görmeseler de son dönemlerde yükselişte olunduğunu belirten Erdoğan, bu sınavın öngördüğü becerilerin öğrenciye kazandırılması hususunda dillendirilen eleştirilere de kulaklarını tıkamadıklarını söyledi. 

Bakmadan Geçme