Değer Mi Hiç?

Değer Mi Hiç?
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Nisan, son demlerini sabahın ilk ışıklarıyla yeryüzüne sererken, hâlâ, yastığa verdiği “uğrarım” sözünü tutmamıştı. Bu anların tazeliğini, huzurunu kaçırmamak için kuzeye bakan balkona çıkmıştı. Hafif bir üşüme ürpertisini hissettiğinde ruhunda oluşan yaşam sevincini bir kere daha derin nefesle tazeledi. Yeniden kurulan dünyanın tazeliğini her içine çekişte karşıda salınan ağaçların kendisini selamladığını görür gibi oldu. “ Hey, biz de buradayız!” Salladı başını selamlar gibi. Zaman hikmet üzeredir. Bir soru dolandı, düştü serin balkona. Değer mi hiç? Her insanın bir dünya olduğunu biliyorsun madem, şu sabahın dingin vaktinde yeniden umutla kuruluşuna şahitlik ediyorsun, o halde dünya, dünya içre dünyalarla güzel değil mi? Kendi dünyanın varlığı ne kadar aziz ise öteki dünyalar da o kadar aziz değil mi? Varlığının, “var olma” düzleminde anlam kazanması ötekilerin varlığına bağlı iken; Kimseye yalan söylemeye, Kimseyi sevgisiz bırakmaya, Kimseyi açlığa mahkûm etmeye, Bir çocuğun oyuncağını kırmaya, Bir delikanlının hayallerini yıkmaya, Bir taze baharın gözyaşlarını akıtmaya, Bir babayı hanesinde çaresiz bırakmaya, Bir anneye taş kaynattırmaya, Göz göre göre hak yemeye, Çöplerden ekmek toplatmaya, Kıyafetinden dolayı aşağılamaya, Fikrinden dolayı ayrıştırmaya, Nasıl gönlün elveriyor? Yeniden bir uğultu şekillenip soruyor: “Değer mi hiç?” Karşıdaki ağaçlar, meramını anlatmış olmanın rahatlığı ile bir kez daha salınarak selamlıyorlar. Meğerki kendine bir kıymet biçmişsen bu, dışındaki dünyalara biçtiğin kıymetle ölçülür. Bunu anlatan söz başı cümleleri vardır ataların.  Verdiğin kadar alırsın, özünden hâsıl olan kadar verebilirsin. Verebileceğin kıymet yüzde bir bile olsa kıymettir. Verecek bir şeyi olmayana sözüm yok. Yaşamak birlikte güzel bütün farklılıklarıyla. Gözünün gördüğü hiçbir şey bir insanın dünyasını yok saymayı veya yıkmayı haklı gösteremez. Meğerki kişi kendi dünyasını yok etmesin. Güneşin gülen yüzünde bir dostun bakışını gördü. Gülümsedi, el salladı ağaçlara, dışarıda işe giden insanlar peyda olmuştu… Muhabbetle…

Bakmadan Geçme