- Haberler
- Kahramanmaraş
- Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan Kahramanmaraş'ta 'Kurtuluş' hutbesi!
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'tan Kahramanmaraş'ta 'Kurtuluş' hutbesi!
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Kahramanmaraş'ta cuma namazı kıldırdı ve 'Kahramanmaraş'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılı' konulu hutbe irat etti.
Erbaş, Ulu Cami'de, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın da aralarında bulunduğu cemaate okuduğu hutbede, millet olarak büyük badireler atlatıldığını ve ağır imtihanlardan geçildiğini belirtti.
Bundan 100 yıl önce Maraş'ın kurtuluşunda vicdanı körelmiş, insafını ve insanlığını kaybetmiş güçlerle mücadele edildiğini ifade eden Erbaş, kadını erkeği, çocuğu yaşlısı, milletin her ferdinin vatanın bütün topraklarında şanlı mücadelesiyle bayrağı indirtmediğini, ezanları dindirtmediğini ve vatanı çiğnetmediğini kaydetti.
Din ve mukaddesat uğruna binlerce evladın şehit verilerek bu toprakların vatan kılındığını vurgulayan Erbaş, şunları kaydetti: "Kurtuluş mücadelemizin en önemli merkezlerinden birisi 'Kahraman' unvanı verilen bu şehrimizdir, Maraş’tır. Kahramanmaraş, Yüce Rabbimizin, 'Yılgınlık göstermeyin, hüzünlenmeyin. İman etmiş kimselerseniz üstün gelecek olan sizlersiniz.' ayet-i kerimesinin tecelli ettiği bir yerdir. İmanın küfre, hakkın batıla, haklının haksıza karşı zaferinin perçinlendiği güzide bir şehrimizdir Kahramanmaraş. 'Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin.' hadis-i şerifine gönülden bağlananların, mukaddesat uğruna omuz omuza şehadete koştuğu yerdir bu şehir. Kahramanmaraş, 'Hürriyeti olmayan bir milletin cuma namazı da yoktur' diye gürleyen hatiplerin sesidir. Kahramanmaraş, örtüye ve namusa uzanan elleri kıran ve 'Maraş bize mezar olmadan düşmana gülzar olmaz' diyen babayiğitlerin, düşmana göğsünü siper ettiği yerdir."
"Kudüs, İslam yurdudur"
Son yıllarda hem İslam ümmeti hem de millet olarak yine imtihan çemberinden geçildiğini dile getiren Erbaş, insanlığın en köklü mirasına şahitlik eden, nice peygamberin aziz hatırasını barındıran, ilk kıble Mescid-i Aksa'yı bağrında taşıyan Kudüs'ün, işgal edildiği günden beri huzuru ve barışı unuttuğunu anlattı.
Kudüs'ün mahzun olduğunu vurgulayan Erbaş, şöyle devam etti: "Avlusundan eksik olmayan çatışma, hakaret ve zulümlerin gölgesinde Mescid-i Aksa mahzun. Aslında bu işgal, müminlerin birliğini, beraberliğini ve mukaddes değerlerini hedef almaktadır. Filistin'i ve Kudüs'ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkararak barışa izin vermemek anlamına gelir. Kudüs'te kargaşayı körüklemek ve savaştan beslenmek, aslında insaf, vicdan ve merhamete sırtını dönmektir. Kudüs gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu ve şerefini tanımamak demektir. Kudüs, İslam yurdudur, Müslümanlara aittir. Aziz milletimiz, Kudüs’e sevdalıdır, Mescid-i Aksa'yı canından ve malından daha aziz bilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de milletimizin desteği ve yardımı, yıllardır Mescid-i Aksa'nın muhafızlığını yapan Filistinli mazlum kardeşlerimizin yanındadır."
"Bizlere düşen görev iyiliği hakim kılmak için çalışmaktır"
"Milletin gücünü zayıflatmak, kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenler, geçmişte olduğu gibi bugün de fitne, terör ve ihanet silahıyla üzerimize geliyor." diyen Erbaş, şunları söyledi:
"Öncelikle şu hususu belirtmek isterim ki mezhebi, meşrebi, dili, rengi ve etnik kökeni ne olursa olsun bütün müminler kardeştir. Kardeşliğimizi 'Müminler ancak kardeştirler' ayetiyle Yüce Rabbimiz tesis etmiştir. Bizlere düşen bir başka görev, yeryüzünde kötülüğe engel olup iyiliği hakim kılmak için çalışmaktır. İnsanlığa huzur, barış ve medeniyet takdim etmektir."
Kurtuluş mücadelesinde bir kez daha şahlanan o muazzam ruhun idrakinde olunması gerektiğini belirten Erbaş, hutbeyi "Bizi biz yapan, bizi millet yapan, bizi kardeş yapan değerlerimizin etrafında kenetlenelim. Şehit ve gazilerimizin emaneti olan mukaddesatımızı aynı bilinç ve idealle yarınlara taşıyalım. Unutmayalım ki, millet olarak birlik, beraberlik ve kardeşlik şuurunu diri tuttuğumuz, değerlerimize sahip çıktığımız müddetçe karşı koyamayacağımız hiçbir hain saldırı, kazanamayacağımız hiçbir mücadele, elde edemeyeceğimiz hiçbir zafer yoktur." sözleriyle tamamladı.