- Haberler
- Kahramanmaraş
- Doç. Dr. Hakan Hakkoymaz'dan artan gribal hastalıklara karşı önemli uyarı
Doç. Dr. Hakan Hakkoymaz'dan artan gribal hastalıklara karşı önemli uyarı
Mevsim geçişlerinin etkisini hissettirdiği bu günlerde, soğuk algınlığı ve grip vakalarında artış yaşanıyor. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bağışıklık sistemi zayıflayan bireyler, üst solunum yolu enfeksiyonlarına karşı daha savunmasız hale geliyor. Ekonomi-X Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Hakan Hakkoymaz, gribal enfeksiyonların toplumda sıkça karıştırıldığını ve doğru tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde bu ayrımın kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Soğuk algınlığı ve grip kavramlarının çoğu zaman aynı şey sanıldığını belirten Hakkoymaz, “Soğuk algınlığı, daha çok rinovirüs kaynaklıdır ve burun akıntısı, gözlerde sulanma gibi hafif belirtilerle seyreder. Grip ise influenza virüsünden kaynaklanır ve kas ağrıları, yüksek ateş, alt solunum yollarında tutulma gibi daha ciddi semptomlar gösterebilir” dedi.
Soğuk algınlığı genellikle birkaç gün içinde kendiliğinden iyileşebilirken, grip bazen zatürre gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bu nedenle belirtilerin dikkatle izlenmesi gerektiğini söyleyen Hakkoymaz, grip belirtilerinin şiddetlenmesi durumunda mutlaka doktora başvurulmasını önerdi.
Soğuk algınlığı ve grip arasındaki farklar
Doçent Doktor Hakan Hakkoymaz, gazetemize verdiği özel açıklamasında, “Dilerseniz şöyle bir giriş yapalım. Çünkü vatandaşlar gribal enfeksiyon ve nezle dediğimiz soğuk algınlığı sürecini karıştırıyor. Önce bu ikisinin ayrımını yapalım. Soğuk algınlığı dediğimiz şey daha çok mevsimsel geçişlerde ortaya çıkar. Gribal enfeksiyon da böyle bir durumdur ancak etken olarak daha çok rinovirüs dediğimiz, üst solunum yollarını etkileyen, burun, nazofarenks, ağız ve göz tutulumu ile seyreden ve sulanma, yaşarma gibi belirtilerle kendini gösteren viral bir rahatsızlıktır.
Bir de grip dediğimiz tablo var. Grip, soğuk algınlığına benzer şekilde mevsimsel geçişlerde, özellikle ilkbahar-sonbahar dönemlerinde ve kış başlangıcında görülür. Ancak gribal enfeksiyonlara ek olarak, alt solunum yollarına, hatta akciğerlere inebilir. Vücutta kas ve eklem tutulumu yaparak kas ağrılarına neden olabilir. Halk arasında grip olarak bilinen bu rahatsızlık influenza virüsünden kaynaklanır. Öncelikle bu ayrımı netleştirelim, çünkü tedavi yaklaşımları bu temele göre şekillenecektir.
Sorunuza gelecek olursak, viral rahatsızlıklar olduğu için gribal enfeksiyonlar genellikle damlacık yoluyla bulaşır. Damlacıkların temas ettiği her ortam bu virüslerin yayılmasına sebebiyet verebilir.
Ne yapmamız lazım?
Bir kere kalabalık ortamlardan mümkün mertebe kaçınmalıyız. Hijyen kurallarına, özellikle el hijyenine dikkat etmeliyiz. Hapşırma ya da öksürük sırasında maske kullanımı önemlidir.
Geçmişte, üç-dört yıl önce tüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemisinde de gördüğümüz gibi, koronavirüs de damlacık yoluyla yayılırdı. Benzer bir bulaş mekanizmasına sahip grip ve nezlede de hijyenin önemini vurgulamalıyız. Ellerimizi yıkamaya, yüz ve göz temizliğine dikkat etmeliyiz. Gripli kişiler topluma çıkmak durumundaysa maske takmalı ve özellikle toplu alanlardan uzak durmalıdır.
Grip veya soğuk algınlığı en sık; Okullar, Hastaneler, Alışveriş merkezleri, Askeri kışlalar gibi kalabalık yerlerde yayılır. Virüsler, bakterilere göre daha kısa yaşam döngüsüne sahip olduğu için kolay yayılır.
Tedavi yöntemleri neler
Soğuk algınlığı (nezle) genellikle kişisel hijyen, yeterli sıvı tüketimi ve istirahat ile kendiliğinden iyileşebilen bir rahatsızlıktır. Ancak grip daha ciddi belirtilere yol açabilir.
Nezlede doktora gitmek genellikle gerekli değildir. Ancak kişi kendi hijyenine dikkat ettiği, sıvı tüketimini artırdığı, C vitamini gibi bağışıklığı destekleyici takviyeler aldığı ve istirahat ettiği halde rahatlamıyorsa; Ateş, Balgamlı öksürük, Yaygın kas ağrıları gibi belirtiler ortaya çıkıyorsa aile sağlığı merkezine veya doktora başvurulmalıdır.
Yanlış bir algıyı düzeltmek istiyorum: Grip ve nezle gibi viral hastalıklarda antibiyotik kullanımının yeri yoktur. Bakanlık, gereksiz antibiyotik kullanımını engellemek adına reçetesiz antibiyotik verilmesini zaten yasakladı.
Hangi durumlarda antibiyotik gerekebilir?
Grip genellikle bir haftada iyileşir. Ancak belirtiler şiddetlenip; Öksürük ve balgamlı hale gelme, Göğüs bölgesinde ağrı ve yanma, Düşmeyen yüksek ateş, Alt solunum yollarına inen enfeksiyon (örneğin pnömoni/zatürre) gibi durumlar ortaya çıkarsa, farklı bir enfeksiyon gelişmiş olabilir. Bu durumda mutlaka doktora başvurulmalı ve tedavi planı oluşturulmalıdır.
Grip başlangıcında gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmalı, sadece doktor önerisiyle kullanmalıyız.” İfadelerine yer verdi.