- Haberler
- Diğer
- Erdoğan: 'Türkiye, varlık-yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin'in yanındadır'
Erdoğan: 'Türkiye, varlık-yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin'in yanındadır'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, 'Türkiye, varlık-yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin'in yanındadır, tüm imkânlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır. İsrail'in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke yine biziz' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Ekranları başında bizleri takip eden vatandaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum.
Son Kabine toplantımızdan bugüne üç hafta içinde ülkemiz ve milletimiz için son derece önemli açılış, ziyaret ve temaslar gerçekleştirdik.
Tarihe vefa, geçmişe saygı anlayışıyla ecdat emaneti eserleri tek-tek ayağa kaldırıyoruz. Moğolistan’dan Etiyopya’ya nerede ata yadigârı bir kültürel varlığımız mevcutsa sahip çıkıyor, kültürümüze ve insanlığa yeniden kazandırıyoruz. Büyük ülke ve büyük millet olmak neyi gerektiriyorsa tüm imkânlarımızla, tüm gücümüzle onu yerine getirmenin gayretindeyiz.
Maziden atiye sağlam köprüler kurduk
Burada bazı rakamları sizlerle kısaca paylaşmak isterim. TİKA vasıtasıyla gönül coğrafyamızın dört bir ucunda, 120’nin üzerinde restorasyon çalışması gerçekleştirdik. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz aracılığıyla son 22 yılda yaklaşık 6 bin vakıf kültür varlığının restorasyonunu veya onarımını tamamladık. Reddi miras yapmadan, 2000 yılı aşan köklü tarihimizin hiçbir dönemine sırtımızı dönmeden hem içeride hem dışarıda ulaşabildiğimiz yer yerde maziden atiye sağlam köprüler kurduk.
Bunun en son örneği Yıldız Sarayı idi. Cumhurbaşkanlığı Millî Saraylar Başkanlığımızın yürüttüğü 6 yıllık titiz bir çalışmanın neticesinde Yıldız Sarayı’nı tekrar ihya ettik. Osmanlı’nın en sancılı yıllarına tanıklık eden, ancak bir dönem kumarhane olarak kullanılan bu önemli mirasın kapılarını 19 Temmuz’da onun sahibi olan aziz milletimize açtık. Şimdiye kadar 100 bin insanımızın ziyaret ettiği Yıldız Sarayını özellikle gençlerimizin gezip görmesini tavsiye ediyorum.
Bakımsızlık kurbanı olan Edirne Sarayıyla ilgili restorasyon çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah bu güzide eseri de kısa sürede ülkemize kazandıracağız. Sultan İkinci Abdülhamid Hanın emanetini yeniden hayata döndürmekten duyduğumuz bahtiyarlığı burada tekrar ifade etmek istiyorum. Yıldız Sarayı’nın restorasyonunda emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
Hükûmetimiz üretenin, çalışanın, istihdam sağlayanın daima yanındadır
26 Temmuz’da İstanbul’da tanıtımını yaptığımız HIT-30 Yüksek teknoloji Yatırım Programı ile millî teknoloji hamlemize yeni bir ivme kazandırıyoruz. Programla yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli yeni yatırımlar için Türkiye’nin sahip olduğu avantajları daha da güçlendireceğiz. HIT-30 programıyla vergi teşvikleri ve hibe desteklerinden oluşan toplam 30 milyar dolarlık kaynağı yüksek teknoloji yatırımlarına yönlendireceğiz. HIT-30 programının sektörde farklı bir heyecan oluşturduğunu görüyoruz, bundan da büyük bir memnuniyet duyuyoruz.
Bu vesileyle buradan iş dünyamıza şu çağrıyı yapmak arzusundayım: Hükûmetimiz üretenin, çalışanın, istihdam sağlayanın daima yanındadır. Son 22 yılda el ele verdik, omuz omuza verdik, nice hayalleri beraberce gerçeğe dönüştürdük. Savuma sanayi başta olmak üzere birçok başlıkta ülkemizi parmakla gösterilen seviyelere yine beraberce ulaştırdık. Allah’ın izniyle çok daha fazlasını başaracağız, şunu lütfen unutmayınız: Siz gayret ettiğiniz sürece biz de sizleri asla yalnız bırakmayız. Önümüzdeki dönemde iyi çalışılmış, Türkiye ekonomisine katkı yapacak yeni paketlerle iş dünyamıza destek vermeyi sürdüreceğiz.
Ayder Yaylası’nı eski güzelliğine yeniden kavuşturduk
Aziz milletim; bundan 10 sene önce sizlerin desteğiyle göreve ilk başladığımızda koşan, koşturan ve terleyen bir Cumhurbaşkanı olacağımızın sözünü vermiştik. Diğer tüm sözlerimiz gibi hamdolsun bunu da yerine getiriyoruz. Ankara ve İstanbul’daki yoğun programlarımızın yanı sıra, il ziyaretlerimizle milletimizle gönül köprülerimizi güçlendiriyoruz. İllerimizde yapımı devam eden projelerimizi yerinde görüyor, inceliyor, varsa eksiklerinin giderilmesi için hemen orada bakan arkadaşlarımıza gerekli talimatları veriyoruz. Ayrıca tamamlanan eserlerin de açılış sevincini milletimizle paylaşıyoruz.
Rize ziyaretimizde hem Rizeli kardeşlerimizle kucaklaştık hem de inşası biten eser, hizmet ve projelerin resmî açılışını gerçekleştirdik. Afetzede kardeşlerimize ev ve dükkânlarının anahtarlarını teslim ederek 2021 yılındaki sel felaketinin yaralarını salma vaadimizi yerine getirdik. Ayder Yaylasını 2017 yılından bu yana toplam 2 milyar 667 milyon liralık yatırımla eski güzelliğine yeniden kavuşturduk. Tabii burada asıl önemli olan, Ayder gibi doğal bir hazinenin korunmasıdır. Ayder’de çarpık yapılaşmaya izin vermeyerek, Ayder’i her türlü çirkinlikten muhafaza ederek hep birlikte bunu başaracağımıza inanıyorum. Bu vesileyle bir kez daha açılışını yaptığımız hizmet ve projelerin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen tüm kurumlarımızı kutluyorum.
Batılı aktörler ne yazık ki İsrail’in ve bir avuç fanatik Siyonist’in esiri olmuş durumda
Değerli basın mensupları; bölgemiz gerçekten sancılı günler yaşamaktadır. Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş 2,5 yılını doldurdu. Savaşın kısa vadede sona erme ihtimali henüz ufukta görünmüyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılar onuncu ayını geride bıraktı. Hamas, Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’nin şehit edilmesiyle Gazze krizinde yeni bir sınır daha aşıldı.
Netanyahu yönetiminin kural tanımaz, hukuk tanımaz saldırgan tavrı bölgemizi kötü senaryolarla karşı karşıya bırakıyor. Amerika başta olmak üzere Batılı aktörler ne yazık ki İsrail’in ve bir avuç fanatik Siyonist’in esiri olmuş durumda. Ateşkes görüşmelerinden umutları yeşertecek bir sonuç çıkmadı. Hamas’ın yapıcı tavrına rağmen Netanyahu yönetimi katliam politikasını sürdürme niyetinde olduğunu defaatle gösterdi. Üzerinde etki sahibi güçlerin ‘tavşana kaç, tazıya tut’ politikası sürdükçe İsrail, Gazze’deki ateşi tüm bölgeye yaymak için her yolu deneyecektir. Türkiye olarak bölgemizdeki gelişmeleri anbean takip ediyoruz.
Davaya müdahillik dilekçemiz teslim edilecek
Son 10 ayda 40 bin masumun hayatına mal olan bu barbarlığın bir an önce sona ermesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Daha evvel Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararımızı açıklamıştık. Bununla ilgili somut adımımızı çarşamba günü atıyoruz. Meclis Hukuk Heyetimiz, 7 Ağustos tarihinde Lahey’de davaya müdahillik dilekçemizi Adalet Divanına teslim edecektir. Türkiye adına resmî başvurumuzu inşallah böylece yapmış olacağız.
Milletimin şu gerçeği çok iyi bilmesini arzu ediyorum: Türkiye, varlık-yokluk mücadelesi verdiği bu zor günlerinde Filistin’in yanındadır, tüm imkânlarıyla Filistinli kardeşlerine sahip çıkmaktadır. İsrail’in soykırım politikasına en net ve güçlü tepkiyi veren ülke yine biziz. Ülkemizin bu kararlı tavrının Netanyahu hükûmetinde nasıl bir rahatsızlık oluşturduğu gün aşırı yapılan densiz açıklamalardan anlaşılmaktadır. Devlet adamı olmak yerine klavye soytarılığına özenenlere şunu söylemek isterim: Bayrağımıza ve bağımsızlığımıza dil uzatan sosyal medya şarlatanlarını rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Gözünü kan bürümüş soykırım şebekesi ne yaparsa yapsın, Türkiye’nin ve Türk milletinin Filistin halkıyla dayanışmasını engelleyemeyecektir.
Güçlü Türkiye, inşallah bölgemizde barışın teminatı olacaktır
Masumların gözyaşı üzerinden ikbal devşirmeye heveslenenler ne kadar büyük bir gaflete düştüklerini er ya da geç anlayacaklardır. Güçlü Türkiye, inşallah bölgemizde barışın teminatı olacaktır. Tarih boyunca mazlumların sığınağı olan ülkemiz, kimsesizlerin kimsesi olma vasfını koruyacaktır.
Aziz milletim; bu anlayışla Türkiye yüzyılının inşası için gece-gündüz koşturuyoruz. Yakın çevremizdeki tüm sıkıntılara rağmen ekonomide hedeflerimizde uyumlu şekilde yolumuzda ilerliyoruz.
Geçen hafta açıklanan veriler doğru yolda olduğumuzu teyit etmiştir. İhracatta tarihimizin en yüksek temmuz ayı rakamına ulaştık.
Tüm zamanların en yüksek temmuz ayı ihracatını gerçekleştirdik
2024 Temmuz ayı ihracatımız geçen yılın aynı ayına göre yüzde 13,8 artış kaydederek 22 milyar 512 milyon dolar oldu. Tüm zamanların en yüksek temmuz ayı ihracatını gerçekleştirdik.
Yıllıklandırılmış ihracatımız da toplam 261,5 milyar ve bir önceki yıla göre yüzde 3,4 artışla yine Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı.
Mal ihracatında son 1 yılda 8,7 milyar dolar net artış sağlandı. İthalatındaki düşüş eğilimi aynı şekilde devam ediyor. İthalatımız temmuz ayında yıllık bazda yüzde 7,9 oranında, yani 2,6 milyar dolar geriledi.
İhracattaki artış ve ithalattaki azalışın etkisiyle dış ticaret açığımız yıllık bazda yüzde 42,3 düşüş ile 7,2 milyar dolara indi. İhracatın ithalatı karşılama oranında 14,5 puanlık güçlü bir yükseliş yaşandı. Yüzde 75,7 seviyesine çıkan bu oranı inşallah daha da arttıracağız.
2002 yılında toplam 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülkeyi 1 ayda 22,5 milyar dolar ihracat gerçekleştiren bir ülke konumuna taşıdık. İsrail’le dış ticaret işlemlerini durdurduğumuz bir dönemde böyle bir orana ulaşmamız ayrıca takdire şayandır.
Filistinli mazlumlara sırtını dönmenin telafisi olmaz
Buradan milletimin huzurunda açıkça ifade ediyorum, Türkiye, mevcut İsrail hükûmetini ateşkese zorlamak ve insani yardımların Gazze’ye kesintisiz girişini temin etmek amacıyla aldığı bu kararın sonuna kadar arkasındadır. İhracatçılarımızın da kendilerine yeni pazarlar bularak burada yaşanan kaybı telafi ettiklerini görmekten memnuniyet duyuyorum. Hemen her şeyin bir şekilde telafisi olur, ama Filistinli mazlumlara sırtını dönmenin telafisi olmaz. İnşallah daha fazla gayret göstererek yılsonu hedefimiz olan 267 milyar dolar ihracat rakamını da mutlaka yakalayacağız.
Türk malı damgalı ürünleri Afrika’dan Asya’ya dünyanın dört bir ucuna ulaştıran ihracatçılarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. İhracatçılarımızdan kalan 5 ayı çok çok iyi değerlendirerek bizlere yeni müjdeler vermelerini bekliyorum.
Kıymetli vatandaşlarım; ülke olarak kültür turizmi, inanç turizmi, sağlık turizmi, doğa sporları gibi farklı alanlarda ciddi imkânlara sahibiz. 81 vilayetimizin her bir köşesi, köylerimizde, ilçelerimizde saklı kalmış her bir eser ayrı bir medeniyetin izlerini taşıyor. Anadolu zaten eşsiz güzellikle bir açık hava müzesidir, ancak uzun yıllar bu imkânlardan yeterince istifade edemedik. Altyapı eksiği ve terör belası turizmin gelişmesine yıllarca engel oldu.
Ülkemizin gizli kalmış hazinelerini turizme kazandırmak için çok mücadele ettik
Son 22 yılda doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin gizli kalmış hazinelerini turizme kazandırmak için çok mücadele ettik. Doğu ve Güneydoğu illerimizin üzerinden terörün gölgesi kalktıkça buralar turizmden de hak ettiği yeri almaya başladı.
Ulaştırma yatırımlarımızla ülkemizin 81 vilayeti 782 bin kilometrekarenin her bir karışı yerli ve yabancı misafirlerimizin ziyaretine açıldı. Bir zamanlar bacasız sanayi denilen turizm, bizim dönemimizde Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri hâline geldi. Turizm sektörümüze yaptığımız yatırımların karşılığını fazlasıyla alıyoruz. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2024 yılının ilk 6 ayına ait turizm rakamları bu gerçeği bir kez daha ortaya koymuştur. 2024’ün ilk 6 ayında turizmde gurur verici bir başarıya imza attık. Bu dönemde ülkemizi ziyaret eden turist sayısı 26 milyon 137 bine ulaşarak bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 14 artışla rekor kırdı.
Ayrıca, geçen yıl ilk 6 ayda 93 dolar olan kişi başı gecelik harcama tutarı bu sene 98 dolara çıkmış oldu, yılsonunda bu meblağın 103 dolara çıkacağını tahmin ediyoruz. Bu rakamlara bağlı olarak turizm gelirlerimiz de artmaktadır. 2023’ün ilk 6 ayında 21,6 milyar dolar olan toplam gelirimiz bu senenin aynı döneminde yüzde 9,3 yükselişle 23,7 milyar dolara çıktı. Çok büyük bir aksilik olmazsa yılsonunda 60 milyar dolar turizm gelirini, 60 milyon turist sayısını inşallah yakalayacağız. Ancak, turizmde hâlâ kat etmemiz gereken mesafe olduğunu biliyoruz. Bölgemizdeki istikrarsızlıklar ve çatışmalar azaldıkça bu mesafeleri çok hızlı bir şekilde aşacağız.
Turizm sektörümüzün de vizyonunu buna göre şekillendirmesinde fayda var. Şunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım: Aşırı kâr hırsıyla hızlı kazanç peşinde koşmak, orta ve uzun vadede turizm sektörümüze onulmaz yaralar açacaktır. Her ne surette olursa olsun vurgunculuk yapanlar en büyük zararı milletimize vermektedir, Türkiye’nin saygınlığına vermektedir, sektörden ekmek yiyen milyonarca vatandaşımıza vermektedir. Her zaman söylüyorum, itibar ve güven zor kazanılan, fakat kolayca kaybedilen değerlerdir. Fırsatçılarımızın bu değerlerimizi dinamitlemesine müsaade etmemeliyiz. Ülkemizin prestijine ve turizm sektörümüze zarar veren arizi durumların ortadan kaldırılması noktasında devletimizin kurumları kadar sektörün bizatihi kendisine çok önemli görevler düşüyor. Daha büyük hedeflere kulaç atarken turizm sektörünün gelişmesine ayak bağı olan bu yüklerden de kurtulacağımıza inanıyorum.
Yıllık enflasyon en üst seviyesine göre 13,7 puan geriledi
Aziz milletim; ekonomi başlığında şunu da memnuniyetle vurgulamak durumundayım: Turizm ve ticaret rakamları gibi bugün açıklanan temmuz ayı enflasyon oranları da hamdolsun ümitlerimizi artırmıştır. Haziran itibarıyla enflasyonda başlayan düşüş süreci temmuzda biraz daha belirginleşti, yıllık enflasyon en üst seviyesine göre 13,7 puan geriledi, önümüzdeki aylarda bu eğilim hızlanarak devam edecek. Sene sonunda enflasyonu hedeflerimizle uyumlu oranlara mutlaka indireceğiz. Amacımız, enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamaktır. Küresel ekonomide son 4 yıldır devam eden fırtınalı seyir gelişmiş ülkeler dair hepimizi zorluyor. Bu sabah dünya sermaye piyasalarında yaşananlar, hükûmetimizin nasıl belirsizliklerle dolu bir atmosferde yürüdüğünü göstermiştir.
Türkiye emin ve ehil ellerde yoluna devam etmektedir
Ama hiç kimsenin endişesi olmasın, Türkiye emin ve ehil ellerde yoluna devam etmektedir. İnşallah bu yolun sonunda da ekonomide menzili maksuduna varacaktır. Türk ekonomisi bu güce, bu potansiyele, 22 yıllık çabalar neticesinde inşa ettiği bu sağlam temele ziyadesiyle sahiptir. Bunun için biraz daha sabredecek, biraz daha dirayetli davranacağız. Muhalefetin buram buram popülizm kokan, ülkeye faydadan çok zarar getirecek afaki söylemlerine prim vermeyeceğiz. Onlar konuşmayı, meydanlarda atıp tutmayı çok sever, ama iş verilen sözleri tutmaya gelince ara ki bulasın. SGK’ya olan birikmiş borçlarını dahi ödemeyen, dahası absürt bahanelerle bu borçtan kaçmanın yollarını arayan bir zihniyetten ne memlekete ne de şehirlerimize hiçbir hayır gelmez. Vatandaşlarımdan muhalefetin karamsar, kötümser, moral bozmayı amaçlayan açıklamalara itibar etmemelerini, 22 yıllık tarihî başarılarla dolu hükûmetimize güvenmeye devam etmelerini bekliyorum.
Burada şu noktayı da belirtmek istiyorum: Vatandaşlarımızdan bunu talep ederken devlet olarak biz de üzerimize düşeni yapıyoruz. İçinden geçtiğimiz hassas dönem de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yükünü hafifletmek için onların yanında oluyoruz. Biliyorsunuz 2022 yılında çok önemli bir program başlattık, Türkiye Aile Destek Programıyla ihtiyaç sahibi arkadaşlarımıza, kardeşlerimize nakdi destek ulaştırdık. Hanelerimizi elektrik tüketim desteğinden faydalandırma yanında, bu hanelerde bulunan evlatlarımız için de ilave destekler sağladık. Programımız kapsamında bugüne kadar 4,2 milyon tekil ailemizin elinden tuttuk. Dar gelirli ailelerimize toplamda 88,2 milyar liranın üzerinde destekte bulunduk.
Destek programımızı 2024 yılının sonuna kadar uzatıyoruz
Programın son ödemesini geçtiğimiz ay gerçekleştirdik. Kabine Toplantımızda bu konuyu tüm yönleriyle tekrar gözden geçirdik. İki yıldır uyguladığımız destek programımızı sosyal devlet vasfımızın bir gereği olarak 2024 yılının sonuna kadar uzatıyoruz. Aldığımız bu kararın Türkiye Aile Destek Programı’ndan faydalanan kardeşlerim başta olmak üzere milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Değerli basın mensupları, Türkiye diplomasisinin farklı alanlarında başarı grafiğini sürekli yükseltiyor. Son yıllarda ülkemiz küresel ve bölgesel diplomasinin kalbinin attığı yer hâline dönüştü. Rusya-Ukrayna savaşında İstanbul sürecinden 33 milyon ton tahılın Türk boğazlarından dünya piyasasına ulaştırıldığı Karadeniz tahıl girişimine kadar pek çok önemli diplomasi zaferine bizler imza attık.
Bunun en son örneği istihbarat alanında geçen hafta yaşandı. Millî İstihbarat Teşkilatımızın arabuluculuğunda son derece hassas bir çalışma neticesinde 2. Dünya Savaşı sonrası en büyük esir takası ülkemizin ev sahipliğinde Ankara’da gerçekleştirildi. Amerika, Almanya, Polonya, Slovenya, Norveç, Rusya ve Belarus cezaevlerinde bulunan 26 kişinin değişimi hiçbir pürüzle karşılaşılmadan hamdolsun tüm dünyaya örnek olacak şekilde yapıldı. İnsani boyutunun ötesinde Türkiye’nin kilit rolünü de tescilleyen bu önemli takas operasyonunda kritik rol üstlenen Millî İstihbarat Teşkilatımızı ve MİT mensuplarımızı canı gönülden tebrik ediyorum. 97 yıldır devletimizi nice saldırıdan, nice ihanetten, nice provokasyondan gerektiğinde canları pahasına koruyan MİT Başkanlığımızın isimsiz kahramanlarına bugün bir kez daha teşekkür ediyorum.
Malumunuz dün Tacikistan’da Pamir Dağlarında işgalcilere karşı yürüttüğü cihat sırasında şehit düşen Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu Enver Paşa’nın şehadetinin 102. yıl dönümüydü. Ömrü harp meydanlarında geçen, son nefesini yine savaş meydanında veren Türk İslam İttihadının büyük mücahidi Enver Paşa’yı bu vesileyle bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Rabbim ruhunu şad, mekanını inşallah cennet eylesin.
Bu düşüncelerle Kabine Toplantımızda aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum.”