Geçmişin Vazgeçilmezi Günümüzün Kaybolan Mesleği: 'Semercilik'
Birçok alanda hızla büyüyen Kahramanmaraş’ta ne yazık ki bir çok meslek dalı gün geçtikçe yok olmakta ve tarihin tozlu sayfalarında yerini almaktadır. Bunlardan birisi olan ve geçmişte vazgeçilmez olan ‘Semercilik’ mesleği yok olmakla karşı karşıya. Peki, Semercilik Mesleğinin tarihçesini biliyor musunuz? İşte Semercilik Mesleğinin püf noktaları ve tarihi: "İnsan ve yük taşımak amacıyla binek hayvanlarının sırtına bağlanan hayvan koşumlarına semer adı verilmektedir. Semerciliğin geçmişi çok eskilere dayanmakla beraber günümüzde yeni çırak yetişmemekte ve giderek kaybolmaktadır. Kahramanmaraş’ta bu işle uğraşan birkaç dükkân kalmıştır. Semercilikte keçe, deri, ot, çivi, çınar veya meşe ağacı kerestesi, telis, çivi, raptiye gibi malzemeler ile çuvaldız, çeşitli iğneler, biz, bıçkı bıçağı, makas, pense, el demiri, ot demiri gibi araçlar kullanılmaktadır. Keçeler yine Maraş’ta bulunan keçecilerden temin edilmektedir. Semer yapımına iç telisinin biçilip dikilmesiyle başlanılmaktadır. Sonra telisin içine berdi (ot) yerleştirilmektedir. Bu işlem sonunda ortaya çıkan semerin iç kısmına “kürtün” adı verilmektedir. Suda ıslatılıp yumuşatılan deri, kürtün üzerine dikilmekte, hazırlanan ağaç aksam da derinin üzerine yerleştirilmektedir. Son olarak keçe semerin alt kısmına dikilmekte ve süsleme işlemi yapılmaktadır. Ağaç aksamın hazırlanmasında geçirme tekniği kullanılmaktadır. Parçalar deri kolonlar ve çivilerle birbirine tutturulmaktadır. Bir semerin yapımı 1-1,5 gün kadar sürmekte, kalite ve büyüklüğüne göre çeşitli fiyatlarda alıcı bulmaktadır. Kullanılan deri, keçe gibi malzemelerin orijinal olması nedeniyle maliyet fazla olduğundan fazla kar bırakmamaktadır. Geçmişte ürettikleri semerler temel ihtiyaç olarak görüldüğü için daha yüksek kar ile satabilen semerciler, günümüzde köylülerden geçmişteki kadar rağbet görmediklerini ve bu nedenle semerleri ucuza satmak zorunda kaldıklarını belirtmekte, eskiden müşterilerin semerin kalite ve süslemesine daha çok önem verdiklerini, günümüzde ise bu durumun o kadar da önemsenmediği anlatmaktadırlar."