Güvenç: Partiler bu seçimde tabana kulak vermeli

Kahramanmaraş ve ülke gündemini değerlendiren Güvenç, 2023 seçimlerinin tüm partiler açısından çok önemli olduğunu, mesafe almak isteyenlerin ise toplumun sesine mutlaka kulak vererek Ankara’dan değil toplumda karşılığı olan isimleri aday göstermesi gerektiğine vurgu yaptı.

Ankara’dan gönderilen güçlendirilmiş milletvekillerinin de o ili dizayn etmeye kalkmasıyla kırılganlıkların başladığını belirten Güvenç milletvekilliği döneminde bu tür olaylara şahit olduğunu bu sorunun sadece Kahramanmaraş özelinde değil onlarca ilde yaşandığını dile getirdi.

Bundan sonra oyu adaylar da alabilmeli

Güvenç; “Bir gerçek var, insanlar şimdiye kadar Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a oy verdi. Adaylar mutlaka etkilemiştir ama oy vermedeki ana faktör Tayyip Bey’di. Bugünkü konjonktüre baktığınız zaman vatandaşlar artık Ankara’dan gelecek adaylara karşı olduğunu söylüyor. Bu sadece Ak Parti özelinde değil, MHP, CHP tabanında da aynı düşünceler dillendiriliyor.  Biliyorsunuz Diş Kliniğimiz var ve muayeneye gelen her partiden seçmenlerin yorumlarından, çarşıda pazarda hemşerilerimizle yaptığım istişarelerden; tabanda karşılığı olmayan ve Ankara’dan gönderilen isimlere tepkili olacaklarını gözlemliyorum. 

Partiler bu kez tabanın sesine kulak vermeli

Sadece Ak Parti değil tüm partiler için söylüyorum; eğer bu seçimde başarılı olmak istiyorlarsa kesinlikle ve kesinlikle tabanda karşılığı olan isimlere öncelik vermeliler. Yani bu seçimde partiler adaylarını seçerken ince eleyip sık dokumaları lazım. Toplumun nabzını iyi tutmaları lazım, kim taban siyaseti yapıyorsa, kim vatandaşı kucaklıyorsa, kim vatandaşa ulaşıyorsa onlara dikkat etmesi lazım ve aday profilinde bu özellikleri araması lazım. Bu kriterler aranmazsa partiler hedefledikleri sayılara ulaşamayabilirler.  Bu dönem bağımsız adaylarda çıkabilir ve beklemedikleri oy oranlarıyla karşılaşabilirler.” Dedi.

Toplumda karşılığı olmayanlar aday yapılmamalı

Ak Parti açısından daha önceki seçimlerde teşkilat temayülünün çok önemli olduğunu hatırlatan Ak Parti Kahramanmaraş eski Milletvekili Sıtkı Güvenç, “her aday adayı sahada milletvekili gibi çalışıyor, kentin tüm bölgesini ziyaret ediyor, kenti elek gibi eliyorlardı. Sonrasında teşkilat temayül sonuçları çok dikkate alınmayınca vekil aday adayları eskisi kadar sahaya çıkmaz, çalışmaz ve seçime asılmaz oldu. Dolayısıyla siyasi partiler çıkıp toplumda karşılığı olmayan hiç kimseyi Ankara’dan da olsa aday yapmayacaklarını açıklamaları gerekir.  Buradan tüm siyasi partileri uyarmak istiyorum;  vatandaşın sesine kulak verin. Vatandaşın yanına varacağı, derdiyle dertleneceği,  benimseyeceği isimlerle seçime gitmeleri lazım.” Diye konuştu.

Vekiller arasında ağabeye değil samimi arkadaşa ihtiyaç var

Ankara’dan milletvekili yapılmak için gönderilen isimlerin ise o illere faydasından çok zararının da olduğuna vurgu yapan Güvenç, milletvekilleri arasında ağabeye ihtiyaç olmadığını samimi arkadaşlara ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Kahramanmaraş’ta milletvekilliği yaparken edindiği bu tecrübeyi paylaşan Güvenç konuşmasını şöyle sürdürdü; “bunu sadece Kahramanmaraş özelinde söylemiyorum. Ben buna ‘güçlendirilmiş milletvekili’ diyorum. Milletvekilleri arasında ağabeye ihtiyaç yok, arkadaşa ihtiyaç var, dosta ihtiyaç var. Yani birinin önden gitmesine ihtiyaç yok. ‘Ben önden gideyim siz arkamdan gelin bana tabi olun’ demeye ihtiyaç yok, kol kola yürümeye ihtiyaç var. İstişare ve kardeşçe kente hizmet etmeye ihtiyaç var.

Dışardan gelen güçlendirilmiş milletvekili o ili tanımıyor, siyasilerini tanımıyor,  siyasette emeği geçenleri bilmiyor. Siyasette emeği geçenler ise tepeden gönderilen o isme karşı bir tavır koyuyor. O tavrı da tepeden gönderilen isim telafi etmiyorsa ya da edemiyorsa o zaman kırılganlıklar büyüyor. Onun için benim kanaatim ağabeye ihtiyaç yok, samimi arkadaşa ihtiyaç var. O zaman milletvekili olacak isimler ise bizzat toplumun içinden belirlenmesi gerekir.”

Ankara’dan gönderilen ili dizayn etmeye çalışıyor

Bu sorunun sadece Kahramanmaraş özelinde değil ülke genelinde olduğunu da dile getiren Güvenç, milletvekilliği yaptığı dönemde diğer il milletvekilleriyle de istişare ettiklerini ve bu konuyu neredeyse tüm illerdeki vekillerin sorun ettiğine şahit olduğunu ifade etti. Güvenç konuşmasını şöyle sürdürdü; “Tepeden bir ağabey pozisyonunda biri gönderilmişse lütfen bakın o ilde düzen bozulmuştur.  Ankara’dan gelen kendini güçlü görüp ili dizayn etmeye kalkıyor. O zamanda yerelde bir dirençle karşılaşıyor. Yukardan gelen isim ‘Beni Ankara gönderdi, o ilin yerel dinamiklerine karışmam’ derse bir sorun olacağını düşünmüyorum. Ben sağlık müdürlüğü olduğum dönemde; kendi personelime karşı mücadele etmeyeceğimi, enerjimi personelime karşı harcamayacağımı deklare etmiştim ve harcamadım. Sonra milletvekili oldum, kendi enerjimi teşkilat mensuplarıma karşı harcamayacağımı söyledim, harcamadım. Hiçbir zaman onlarla kapışmadım, rekabete girmedim. Onlarla kol kola girersen başarı elde edersin, ekip ruhu oluşturursan başarı elde edersin. 

Ankara’dan gelen o ilin siyasi işleyişine karışmayacak

Yoksa, ‘ben güçlendirilmiş vekilim, bana tabi olacaksınız’ dersen o psikolojiyi güdersen burada ikilem oluşuyor. O güçlendirilmiş milletvekilinin dediğini yapsan, tabi olan o milletvekiline tabandan tepkiler geliyor, tabi olmazsan ilde kavgalar oluyor, sonucunda da kırılganlıklar büyüyor. Genel Merkez toplumsal talepleri ciddiye alacak, illere sınırlı sayıda Ankara’dan milletvekili adayı gönderecekse onlarda o ilin siyasi işleyişine çok fazla müdahale etmeyecek.”

Özel idare binasının yıkılması vicdanları yaralıyor

Özel İdare İş Merkezinin yıkılmasına da karşı olduğunu belirten Güvenç, büyük emeklerle yapılmış bu binaya fonksiyon vererek daha verimli bir hale getirebilirdik. Bu binamız demir yığını olan Eyfel kulesinden de mi kötü. Eyfel kulesine bir fonksiyon verilmiş, dolayısıyla bu Özel İdare İş merkezine de fonksiyon verilebilinirdi. 

10-20 Yıl sonra bu yıkıma feryad edecekler

Burada bir şey hatırlatmak istiyorum; zamanında eski bir belediye binamız vardı ve yıkılmıştı. Belki o günün konjonktüründe yıkılması belki normaldi ama bugün her zaman yıkılmasına feryat ediyoruz. Bu binada da aynısı olacak, 10 yıl, 20 yıl sonra bu binanın fotoğraflarını paylaşarak yıkılmasına feryat figan edecekler. Bir mimar arkadaş, binanın ışıklandırılıp üstü seyir terası olabileceğini söylemişti. Bir arkadaşımızda o binanın yıkılmasının vicdanını yaraladığını söyledi. Gerçekten vicdanı yaralıyor.”