Hazreti Mevlana'nın 750. Vuslat Yıl Dönümü
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, 'Kudüs Cephesinde ne olduğunu sürekli dinleyen bu aziz millet, her zaman olduğu gibi bugün de Kudüs Cephesinin yanında yer almaya çalışacak, gayret edecek. Kudüs'te Allah'ın izniyle hakkın, hakikatin en yüce olduğu günleri, en yakın zamanda hep beraber göreceğiz.' dedi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Mevlana Kültür Merkezi Sema Salonu’nda düzenlenen Hazreti Mevlana'nın 750. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Töreni’nde yaptığı konuşmada, Mevlana’yla ilgili ne zaman konuşulsa, Konya’ya ne zaman gelinse, Hazreti Mevlana'nın öğretisinden yeni bir şeyler görmenin, Hazreti Mevlana'yla ilgili yeni birtakım gerçeklere ulaşmanın nasip olduğunu söyledi.
Konya'ya gelmenin ve Mevlana ihtifallerinde bir arada olmanın, insanın başta kendi içine doğru olmak üzere, yaratılışın sırrına doğru seyahat etmesi anlamına geldiğini belirten Kurtulmuş, “Onun için ben şahsen her geldiğimizde başka bir şey görmeyi, her geldiğimizde başka bir konuya muttali olmayı görüyorum ve bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum.” ifadesini kullandı.
Şebiarusun, Hazreti Mevlana’nın “yaratıcıya kavuşma, sevgiliye kavuşma” olarak adlandırdığı ölüm gecesi olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Bu bize aslında hayatla memat arasında bir çizgiden, bir perdeden öte bir şey olmadığını açıkça gösterir. Yani insan için hayat ne kadar olağansa, aynı şekilde ölüm de o kadar olağandır. Onun için tarih boyunca ariflerin, abidlerin ve salihlerin vefatı, onların bu dünyadan göçüp gitmesi anlamına değil, aynı zamanda bu dünyada izlerini ve seslerini bırakması anlamında telakki edilmiştir.
Her şeyden evvel, her akşam televizyonları açtığımızda hem de 2023 yılında, dünyanın tarih boyunca şahit olduğu en büyük vahşetlerden birisine muhatap olan Filistin halkının nasıl gülerek ölümü karşıladıklarını, ufacık evlatlarını Rablerine şehit olarak verirken nasıl bir sevinç içerisinde, nasıl bir anlayış içerisinde olduklarını görüyoruz. Bu, tam manasıyla şebiarusun bugün de yaşanması anlamına geliyor.”
Hazreti Mevlana ve onun sahip olduğu gelenek, insanı ‘hazret insan’ olarak görmeyi bize öğretiyor
Hazreti Mevlana’nın “Gel buraya” diyerek insanlara gönlünü, zihnini açtığını belirten Kurtulmuş, insanların 750 senedir Konya’ya, bu çağrıya uyarak geldiğini söyledi.
Aslında bunun hakkın, hakikatin, insani olanın, insana değer veren bir sesin çağrısı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Bugün insanları renklerine, ırklarına, sınıflarına, cinsiyetlerine göre ayırarak insanlar arasında bir hiyerarşi oluşturanlara inat, Hazreti Mevlana ve onun sahip olduğu gelenek; irfan mektebi, insanı ‘hazret insan’ olarak görmeyi bize öğretiyor.” şeklinde konuştu.
Kurtulmuş, her şebiarusta öğrenilen şeyin, insanı ayırt etmeden, insanı bir hiyerarşi içerisinde görmeden, her bir Allah kulunu “hazreti insan” olarak görebilme beceresini kazanmak olduğunu belirtti.
“Hazreti Mevlana'nın bize öğrettiği şey, aslında irfan mektebinin öğrettiği şey, insanların hakkı ve hakikati söylemede açık bir şekilde, açık yüreklilikle görüşlerini ifade etmesidir.” diyen Kurtulmuş, bu çerçevede bu öğretinin, aslında Anadolu’nun İslamlaşması ve irfan mektebinin kapılarının açılmasının bütün dünyaya ışık tutan en önemli meşalelerinden birisi olduğunu vurguladı.
Kudüs Dergahı, buraya 1290 kilometre uzaklıktadır
Ecdatta, “savaşın bile bir ahlakı vardır, kim olursa olsun insanların hepsine karşı muamelede bir edep, bir adap ve bir ahlakın” bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi: “Bu hukuka sahip çıkmış olan bir milletin torunları olarak, bugün insanlık aleminin yaşadığı bu fevkalade büyük ufuksuzluklar karşısında şunu ifade etmek isterim. Dünyanın tüm dört bir tarafına yayılmış, üç kıtada çok sayıda Mevlevi Dergahının olduğunu biliyoruz. Bunlardan bir tanesi de az evvel ifade edilen Kudüs Dergahıdır. Kudüs Dergahı, buraya 1290 kilometre uzaklıktadır. Asırlar boyunca irfan mektebinin en önemli öğreti merkezlerinden birisi olarak aktif bir şekilde çalışmıştır. Ne yazık ki uzunca bir süredir faaliyetlerini icra edemiyor.
Kudüs Mevlevihanesi, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde Mevleviye sokağıyla kesişen bir noktada yer alıyor ve ne yazık ki bugün yeterince bilinmiyor, hatta faaliyetlerini gösteremiyor. Kudüs Mevlevihanesi bize, aslında Kudüs mücadelesinin Mevleviler bakımından da ne kadar önemli bir mücadele alanı olduğunu gösteren önemli bir örnektir.
Konya Mevlevihanesinin postnişini olan Bekir Çelebi, Larendeli Ahmet Efendi'ye Bursa'da bir Mevlevihane kurması için tavsiyede bulunuyor. Ahmet Çelebi de diyor ki ‘Ben yaşlıyım, Bursa'ya gidemem. Artık orada yeni bir dergah açıp oradaki vazifeyi deruhte etmem mümkün değildir.’ Ama ona gördüğü bir rüya hatırlatılıyor. Ahmet Çelebi o olaydan birkaç sene evvel bir rüya görüyor. Gördüğü rüya; bir gülistanda kendisine bir gül veriyorlar, o gülün kokusu hiç yok. Rüyasında kendisine deniyor ki, o gülün kokusu Bursa’dadır. Çok yaşlı olmasına rağmen bu rüyanın verdiği ilhamla Bursa'ya gidiyor ve bilinen Bursa Mevlevihanesinde kendi vazifesini deruhte etmesine vesile oluyor.”
Kurtulmuş, Birinci Dünya Savaşı sırasında, söz konusu Bursa Mevlevihanesinin Mevlevilerinin, Konya Mevlevihanesinin postnişinin çağrısı üzerine Konya’ya gelerek, oluşturulan Mücahidin-i Mevleviyye Alayı ile Hicaz ve Kudüs’ün müdafaası için oradaki cepheye gönderildiğini ve tamamı Bursa Mevlevihanesi’nden olan 67 mevlevi dervişinin şehit düştüğünü anlattı.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Kudüs neresi olur ve Kudüs’ün bizimle ne ilgisi vardır diyenler olursa onlara söyleyecek çok şeyimiz var. Ama şu örneği de sizlere hatırlatmak istiyorum. Mücahidin-i Mevleviyye Alayı, Kudüs’ü savunan en önemli alaylardan birisidir. 67 kişinin tamamı orada şehit oluyor ve Bursa Mevlevihanesi bundan dolayı kapanıyor. Belki tarihin garip bir tecellisi tam da 7 Ekim’den bir gün evvel, bu sene Bursa Mevlevihanesi yeniden açılarak yeniden faaliyetlerini icra ediyor.” ifadesine yer verdi.
Size Hazreti Musa'nın kıssasını hatırlatırım
Hazreti Mevlana’dan insan olma, barış, kardeşlik ve dostluğun öğrenildiğini belirten Kurtulmuş, Hazreti Mevlana'nın ocağını yaktığı ve bugünlere kadar gelen Anadolu irfanının da aynı zamanda mücadeleyi, savaş meydanlarında insanlık onurunu ve hukukunu korumayı öğrettiğini bildirdi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kudüs cephesi, Filistin cephesi dün hiç yalnız kalmadı, bugün de yalnız kalmayacak, yarın da yalnız kalmayacaktır. Bugün Gazze’de ve Filistin’de taş taş üstünde bırakmayanlara, baş baş üstüne bırakmayanlara hatırlatırız ki, Hazreti Mevlana'nın döneminde de Anadolu kıtası başta olmak üzere bütün bu coğrafyalarda bugünkü bu katliamcılara, bu katillere benzer Moğolların istilası vardı. Allah aşkına hangi biriniz Moğollardan birisinin ismini anıyorsunuz? Ama bütün insanlık; Moğollara karşı insanlığı, vicdanı, ahlakı, fazileti öğreten Hazreti Mevlana'yı tanıyor, biliyor, anlıyor, bugün de anmaya devam ediyor. Demem odur ki, ey Netanyahu ve çeteleri, biraz da bizim tarihimizden ders alın. Her insanı yaratılışta eşiniz olan hazreti insan olarak görmeyi öğrenin. Eğer böyle yapmayacağız ve Moğol istilacıları gibi taş taş üstüne, baş baş üstüne bırakmayacağız derseniz size Hazreti Musa'nın kıssasını hatırlatırım.”
Kurtulmuş, hiç şüphesiz bugün de bu canilerin, öldükleri zannettikleri bu insanların arasından nice Musaların, nice Mevlanaların, nice hak dostlarının çıkacağını, hakkı ve hakikati haykıracağını belirtti.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, “İnşallah, Kudüs Cephesinde ne olduğunu sürekli dinleyen bu aziz millet, her zaman olduğu gibi bugün de Kudüs Cephesinin yanında yer almaya çalışacak, gayret edecek. Kudüs'te Allah'ın izniyle hakkın, hakikatin en yüce olduğu günleri, en yakın zamanda hep beraber göreceğiz.” şeklinde konuştu.
İrfan mektebinin büyük muallimi Hazreti Mevlana'yı saygıyla, hürmetle bir kere daha andığını dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti: “Mevlana dostlarına, hak akışlarına, hakkı tutup kaldıracak, büyük bir kararlılıkla yeryüzünde hem hakikatin hem irfanın hem hikmetin hem insanlığın yanında yer alacak sizin temsil ettiğiniz hak aşıklarına selam ve saygılarımı sunuyorum. İnşallah uzun yıllar burada birlikte olmak ve Mevlana'nın öğretilerini sonraki nesillere aktarmak nasip olsun. Yeryüzünde haksızlık, zulüm ve adaletsizlik son bulsun. İslam'ın irfan mektebinin, hikmet mektebinin bize öğrettiği insanların eşitliği, ‘ya yaratılışta eş, ya da dinde kardeş’ olduğu o günleri bizlerin gayretleriyle görmeyi Cenabıallah nasip etsin diyorum.” Dedi.